AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır SonsözTV’nin konuğu olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını cevapladı.
Koronavirüs salgını sürecinde İzmir’de oluşan tabloyu değerlendiren Milletvekili Nasır, İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği hakkında son gelişmelerle birlikte kentsel dönüşüm ve ekonomi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İZMİR’DE KORONAVİRÜS ÖLÜMLERİ AZALDI
İzmir’de oluşan koronavirüs tablosunu açıklayan Nasır, “Dün itibariyle paylaşılan koronavirüs tablosuyla birlikte İzmir’i değerlendirirsek dün 2 bin 471 test yapılmış ve 39 vaka var fakat vefat yok. İzmir’de dün 27 hasta iyileşmiş. İzmir’de 10’u entübe durumda 24 hastamız var. Geçtiğimiz ayın ortasından itibaren bazı günler hiç vefat eden olmuyor İzmir’de, bazı günler entübe hastalarımızdan 2 kişi 3 kişi kaybedebiliyoruz. Cumhurbaşkanımızın takibi, Bakanlığımızın çalışmaları ile dünyada bu süreci en iyi yöneten ülkelerden biriyiz. Her zaman ifade ediyorum, DSÖ’nün bu tür pandemilerde ifade ettiği 2 kriter vardı. Sağlıktaki altyapının sağlamlığı ve güçlü bir liderin olması. Bizim de en büyük şansımız iyi bir sağlık altyapısı ve çok güçlü bir lidere sahibiz. Tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Ancak aşı ve tedavi tam olarak bulunmadan bunu atlattık diyemeyiz. Bunun için de tedbirleri elden bırakmamamız gerekiyor. Vatandaşlarımızın Bakanlık ve Bilim Kurulu’nun belirlediği tedbirleri dikkatle takip etmeleri ve uyum sağlamaları gerekiyor” dedi.
İMAR YÖNETMELİĞİ YORUMU: ‘ATIN BAKANLIĞIN KUCAĞINDA PATLASIN’ MANTIĞIYLA HAZIRLANMIŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ile ilgili son çalışmalara değinen Nasır, “Dünyanın en güzel şehri olan İzmir’in hak ettiği noktada olmadığını hep ifade ediyorum. İzmir’in hak ettiği noktada olmayışının en önemli nedeni ekonominin çarklarının iyi dönmemesidir. Bu konuda gerekli STK’ların bir araya gelerek çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyorum. İzmir’in planları henüz yok, alt planları ile üst planları uyumlu değil. 2012’den beri İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imar yönetmeliği yok. 24 Haziran 2018 yılında milletvekili olduğum süreçte sahada en çok karşılaştığım sorun, inşaat yapacak veya yapı ruhsatı alacak kişilerin yaşadığı sorunlardı. Bakanlık Türkiye’yi ilgilendiren planlı alanlar imar yönetmeliğini yayınlıyor. Orada bütün belediyeler imar yönetmeliğini düzenlesin deniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi 8 yıldır İmar Yönetmeliğini yapmadığı gibi, üzerine de davalar açılınca 25 Temmuz 2019 yılına kadar İzmir’de tek bir çivi çakılamadı. İzmir’de dinamizmi şehrin dinamiklerini harekete geçirerek sağlayabilirler. İzmir’de Türkiye ortalamasının üzerinde bir istihdam sorunu var. İzmir’de çok büyük bir beyin göçü söz konusu. İş bulamayan gençler İzmir’i terk ediyor. Bu dinamizmi harekete geçirecek yerel yönetimlerdir. Bu imar yönetmeliği hayata geçirilemediği için hiç kimse inşaat ruhsatı bile alamadı. Bununla ilgili İZTO yönetim kurulu ile ilgili de görüşmeler yaptık. Tunç Soyer seçildiğinde 2019 Haziran ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği meclise getirildi. Meclisteki AK Partili arkadaşlarımız bana mesleğim sebebiyle fikir sordu. Bu konuda meclise destek verilmesi gerektiğini söyledim ve orada meclisten oy birliği ile geçti. Daha sonra bu yönetmelik eski maddeleri içerdiği için durduruldu. Yeniden Ankara’ya giden İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği geçtiğimiz günlerde öğrendik ki durdurmayı gerektiren maddeler yine eklenmiş. En son Şubat ayında gönderilen İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nde Danıştay’ın iptal ettiği hükümler var, bunu bakanlığın onaylaması mümkün değil. Bir belediyenin imar yönetmeliğinin olmaması kadar kötü bir durum olamaz. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Danıştay’ın iptal ettiği kararları değiştirmesi için yazı gönderdik. Büyükşehir’in şimdi çok hızlı bir şekilde bu revizeleri yaparak tekrar bakanlığa göndermesi gerekiyor. Bu yönetmelik bu şekilde bakanlığa göndererek ‘atın bakanlığın kucağında patlasın’ mantığıyla gönderilmiş, daha sonra da bakanlık yönetmeliğimizi onaylamıyor diye malzeme yapılması sebebi çıkıyor ortaya. Biz Konak’ta Hakan Tartan’ın belediye başkanı olduğu benim de STK başkanı olduğu dönemde Konak için bu planları yapma girişiminde bulunduk ancak bakanlık Büyükşehir’e tabi olduğumuz sebebiyle kabul etmedi. Şimdi Büyükşehir’in hızlıca düzenleyip göndermesi gerekiyor” diye konuştu.
İZMİR’İN YAPI STOĞU AKLIMA GELİNCE UYKULARIM KAÇIYOR!
Salgın döneminde 5 bine yakın canımızı kaybettiğimizi ancak deprem gerçeğini de unutmamamız gerektiğinin altını çizen Nasır, “Ülkemizde depremler sebebiyle çok daha fazla canlar kaybettik. Deprem değil binalar öldürüyor. Kentimizin yapı stoğunun tehlikeli boyutu aklımıza gelince uykularım kaçıyor. Çünkü olası bir depremde canımız öyle bir acıyacak ki, bu konuda uyarmak boynumuzun borcudur. Yetkililerin bir an önce gerekli hamleleri atması lazım. 7 şiddetli bir deprem halinde en büyük risk taşıyan kentlerden biriyiz.İzmir’de 17 fay hattı var ve bu hatlar merkezden geçiyor. İstanbul da önemli ancak 2 tane fay hattı Marmara Denizi’nden geçiyor. İzmir’de bu konuda neler yaptığını araştırdım. 1998 yılında BM tarafında dünyada 9 kent seçiliyor. Bu kentlerden biri de İzmir. 1999 yılında bir rapor yayınlanıyor 6.5 büyüklüğünde 19 bin 500 kişinin canını kaybedebileceği 1.5 milyon kişinin evsiz kalacağı söyleniyor. Bugün artan nüfusla birlikte bu durum çok daha felaket boyutlarında” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL’DA YAPILAN ÇALIŞMALAR İZMİR’DE YOK
İzmir’de doğal afetlerle ilgili çalışmaların yapılmadığını söyleyen Nasır, “İzmir’in CHP ile tanıştığı 1999 yılında bir Master Planı yapılmış. O günden bu güne ne yapılmış diye bir araştırma yaptım. İstanbul’un master projesi de 2002 yılında yapılmış, İzmir’den sonra. Bu araştırmada İstanbul’da olan bazı çalışmaların İzmir’de olmadığını gördüm. Şimdi İzmir’in güncel deprem master plan çalışması var mı? Yok. Kent jeolojisi çalışmaları var mı? Yok. Mikto bölge çalışmaları var mı? Yok. Yer bilgi sistemi var mı? Yok. Tsunami tehlikesi çalışması var mı? Yok. Deprem hasar analizleri var mı? Yok. Afet risk gösterge sistemi çalışması var mı? Yok. Erken uyarı ve acil yardım sistemi var mı? Yok. Bütüncül olarak heyelan tehlikesi çalışması var mı? Yok. İzmir geçici toplanma ve barınma ihtiyaç analizi var mı? Yok. İzmir yapı güçlendirme çalışmaları var mı? Yok. Kentsel dönüşüm stratejik planı var mı? Yok. Bunlar kimin görevi, bunları bakanlık yapamaz. Bunları yapması gereken Büyükşehir belediyesidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bunlar var. Biz İzmirliler olarak şunu bilmeliyiz, İzmir’in yenilenmesi, kentsel dönüşümün yapılması, bir deprem riskinde, acılar yaşamamamız için gereklidir” açıklamasını yaptı.
BAKANLIK ALSANCAK’TA KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPAMAZ
İzmir’de kritik noktalarda kentsel dönüşüm için büyükşehir’in yetkili olduğunun altını çizen Nasır, “İzmir’de belediyeler Kentsel Dönüşüm ile 435 tane konut yapmış. Bakanlığın yapabileceği konutlar sosyal içerikli konutlardır. Zaten onun dışında olmasını da doğru bulmayız. Bakanlık İzmir’de 57 şantiyede şu an 20 bini bulmuştur. 3 ay önce 19 bin 490 bin konut yapmış. Bakanlık TOKİ aracılığıyla yapabilir. Bakanlık Alsancak veya Alaybey’de kentsel dönüşüm yapamaz. Anayasa gereği bunu büyükşehirler yapmalıdır. Bugüne kadar bakanlığın sağlamış olduğu finansman 1 milyon 961 bin lira. Çevre İl Müdürlüğü vasıtasıyla da 37 bin 110 binanın yıkımı gerçekleştirilmiş, 228 trilyon lira riskli yapıya kira yardımı yapılmış. Tüm kalemlerde toplam 377 trilyon İzmir’e destek sağlanmış” diye konuştu.
İKTİDARIN MİLLETVEKİLLERİ OLARAK BELEDİYELERE DESTEĞE HAZIRIZ
Kentsel dönüşüm konusunda belediyelerin harekete geçmesi gerektiğini ifade eden Nasır, “İzmir’de Sayın başkanlara çağrı yapıyorum, kentsel dönüşümleri bir an önce çalışmalara başlasınlar. Önlerinde hiçbir problem kalmadı. Muhittin Başkan çok iyi bilir, planlamanın önünde bir engel vardı, TBMM’de o yasanın çıkması için komisyonda kendim çaba göstererek çözdük. 540 hektarlık alanın 350 hektarını büyük bir park olarak dizayn ettik. Geride kalan konutlar yapıldığında bölgenin cazip hale gelmesini sağlamak amacıyla bakanlık o işi yüklendi. İzmir’in deprem riskine karşı kaybedecek zamanı kalmadı. Depremin oluşturacağı sonuçları düşünmek bile istemiyorum, bu iş ilgili aktörlerin sorumluluğunda. Biz hükümet olarak TOKİ aracılığıyla sosyal konut üretimine devam edeceğiz. Burada sorumluluk büyükşehir ve ilçe belediyelerine düşüyor. Biz Ankara’da hükümetçe desteklenmesi gereken her konuda, iktidarın İzmir milletvekilleri olarak her konuda destek olmak için hazırız. Bu siyasetüstü bir meseledir. Deprem olduğunda geriye dönüp sorgulamanın gereği kalmayacak. Bakanlığın icraate desteği burada planlama kaynak tahsisi yaptıralım hemen. İlan edilen yerler için harekete geçilsin, kira yardımında bulunalım. Bunlar bizim bakanımızın ifadeleri. Rezerv alan talepleri varsa, devlete ait araziler tahsis edilsin. Bakanımızla konuştuğumuzda, işin hızlı yürümesi ve bürokrasiye takılmamak için belediye başkanları istediğinde oraya genel müdür yardımcılığı olarak ofis açıla bilineceği söyleniyor. Bakanlık elinden gelen her konuda, desteğe sonuna kadar hazır. Büyükşehir belediyesini ve ilçe belediyelerini buradan göreve davet ediyorum. Biz de her daim göreve 7 gün 24 saat hazırız. Pandeminin ardından oluşacak yeni dönemde İzmir’in çarklarının da hızlıca çalışmaya başlaması gerekiyor” dedi.
ARTIK İNSANLAR YURT DIŞINDAN TÜRKİYE’YE DÖNME ÇABASINDA
Pandeminin ekonomiye etkisi konusunda konuşan Nasır, “Ülkemiz süreci başarılı bir şekilde yürüttü. İzmir’de kırsal alanlarda büyük sorunlar yok. Üretimimiz devam etti, sanayide de aynı şekilde üretim sürdü. Yasaklı günlerde verilen özel izinlerle üretim durmadı. Bu süreç bir yandan ekonomik bir savaş. Bugün kadar oluşturulan altyapı ile sanayide, tarımda iyi bir durumdayız. Geçenlerde Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın açıkladığı destek paketleri ve önümüzdeki günlerde açıklanacak olan destek paketleriyle, iş dünyasının çok daha güçlü bir hale gelecektir. 2018 yılında yapılan ekonomik saldırılar ve 2019 yılında seçim öncesi yapılan ekonomik saldırılarda duvara tosladılar. Ekonomimizde altyapımız çok sağlam. Ulaşımda da dünyanın 10 gelişmiş ülkesi arasındayız. Ekonomik olarak 2023 hedeflerinden ufak bir sapma vardı ancak pandeminin yarattığı fırsatla bu hedefleri yeniden tutturabileceğimize inanıyorum. 2000’li yıllarda vatandaşlarımız yurt dışına gitme çabası içindeydi, artık yurt dışından Türkiye’ye dönme çabası içindeler. Bundan sonra da Türkiye’ye çok büyük talepler olacak. Kendi içimizde birbirimize çelme takmazsak, önümüzdeki süreçte ne kadar insanın Türkiye’ye geleceğini göreceğiz” ifadelerini kullandı.
AK Partili Nasır: İzmir’in yapı stoğu aklıma gelince uykum kaçıyor!
Koronavirüs salgını sürecinde 5 bine yakın canımızı kaybettiğimizi ancak deprem gerçeğini de unutmamamız gerektiğinin altını çizen AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, “Ülkemizde depremler sebebiyle çok daha fazla canlar kaybettik. Deprem değil binalar öldürüyor. Kentimizin yapı stoğunun tehlikeli boyutu aklımıza gelince uykularım kaçıyor. Çünkü olası bir depremde canımız öyle bir acıyacak ki, bu konuda uyarmak boynumuzun borcudur" dedi.
07 Haziran 2020 - 14:10