DEÜ Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada, TİS görüşmelerinin 6356 sayılı yasa kapsamında mevzuata uygun biçimde sürdürüldüğü belirtildi. Üniversite, sendikanın en az %80 ve üzeri oranda maaş artışı talep ettiğini, bunun mevcut bütçe, hastanenin mali durumu ve emsal memur maaşları dikkate alındığında "astronomik" olduğunu savundu.
"Bu Talep Başka Hiçbir Şehirde Yok"
Açıklamada ayrıca, Sağlık-İş’in bu derece yüksek bir zam talebini başka hiçbir şehirde sunmadığı ve ülkenin mevcut ekonomik şartlarında bu talebin "aşırı" olduğu belirtildi.
DEÜ’nün Teklifi: Memur Zammı + Enflasyon Farkı
Üniversitenin sunduğu teklifin ise memur maaş artış oranı ve enflasyon farkını içerdiği ifade edildi. Görüşmelerin tamamen sonlanmadığı, sendikanın masadan tek taraflı kalkmasının süreci bitirmediği ve Yüksek Hakem Heyeti’ne başvuru yolunun açık olduğu vurgulandı.
"Eylem Hukuki Gibi Gösterilmek İsteniyor"
DEÜ açıklamasının sonunda, sendikanın bu durumu hukuki bir zemine taşımaya çalıştığı, ancak gerçekte yapılan eylemin ülke genelindeki bazı siyasi nitelikli eylemlerin devamı niteliğinde olduğu iddia edildi.
DEÜ Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
Dokuz Eylül Üniversitesi ile Türkiye
Sağlık İşçileri Sendikası arasında 6356 sayılı Kanun kapsamında akdedilecek
olan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri mevzuatına uygun şekilde sürdürülmüştür.
Sendikanın habere konu olan talebi en az % 80 ve artan oranlarda maaş artışı
olup söz konusu talebin kabulü mümkün değildir. Şöyle ki; mevcut bütçe
imkanları, hastanenin mali durumu ve emsal memur maaş artışları da birlikte
değerlendirildiğinde bu talebin astronomik bir rakam olduğu açıktır.
Başka hiçbir şehirde bu sendikanın
böyle bir talep sunmadığı ve ülkemizin içinde bulunduğu mevcut ekonomik
koşullar göz önünde bulundurulduğunda, bu taleplerin oldukça abartılı olduğu
aşikârdır. Üniversitenin bu konudaki makul teklifi ise mevcut memur maaş zammı
oranı ve enflasyon farkı şeklinde sunulmuştur.
Sendikanın tek taraflı masadan
kalkması görüşmelerin sonlandığı anlamına gelmemekle birlikte Yüksek Hakem
heyetine başvurulabileceği açıktır. Bu noktada yüksek hakem heyeti’nin vereceği
kararın taraflar için bağlayıcı olduğu ve hukuki olarak sürecin mevzuata uygun
şekilde devam ettiği açıkça ortadadır.
Ancak bahse konu sendika konuyu
başka yöne çekerek eylem yapma düşüncesini hukuki zemine taşımak istemekte
olup, bunun altında yatan amacın ise ülke çapında yapılan genel eylemlerin bir
devamı niteliğinde olduğu düşünülmektedir.
