Günümüzde Türkiye’nin sağlık turizmi açısından önemli bir yeri olan İzmir, antik çağlarda da şifa kaynaklarıyla dünya genelinde tanınan bir merkezdi. MÖ 4. yüzyılda inşa edilen Asklepion, bu zengin geçmişin en belirgin örneklerinden biridir.
Birçok medeniyeti kucaklamıştı
İzmir, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu süreçte sağlık alanında önemli bir merkez olmuştur. Günümüzde Türkiye’nin sağlık turizmi açısından öne çıkan rotalarından biri olan İzmir, geçmişte de bu alanda dünya çapında bir üne sahipti. MÖ 4. yüzyılda inşa edilen Asklepion, Sağlık Tanrısı Asklepios’a adanmış olup, kapısında “buraya ölüm giremez” yazısıyla dikkat çekiyordu. Bu yapı, İzmir’in şifa merkezi olma yolundaki en önemli adımlardan birini simgeliyor.
Antik ve şifalı kent
Bergama Antik Kenti, tıp tarihinin babası olarak bilinen eczacı ve hekim Galenos’un yetiştiği yer olarak öne çıkmaktadır. Bu antik kent, sadece sağlık alanındaki bilgilerin değil, aynı zamanda tedavi yöntemlerinin de gelişmesine katkı sağlamıştır. Galenos’un çalışmalarının etkisi, hem antik hem de modern tıpta hala hissedilmektedir.
İzmir'de bol şifa kaynakları
İzmir’in şifa kaynağı olan diğer önemli yerler arasında Balçova’daki tarihi Agamemnon kaplıcaları ve Urla’daki Karantina Adası - Klazomen Tahaffuzhanesi bulunmaktadır. Bu bölgeler, doğal mineralli sularıyla hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Kaplıcalar, yüzyıllardır insanlara sağlık sunma amacı güderek, İzmir’in şifa merkezi olma özelliğini pekiştirmiştir.