İzmir'den Türkiye'ye eğitim reformu çağrısı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve NE-DER tarafından düzenlenen Nitelikli Eğitim Çalıştayı’nda, eğitimde reform çağrısı yapıldı. Çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, fırsat eşitliğinin sağlandığı, laik ve bilimsel eğitim iklimine değindi. Eğitimcilerin de haklarını alması için mücadele edeceklerini ifade eden Tugay, ülkenin yeniden nitelikli eğitimle buluşturulması için çalışacaklarını söyledi.

İzmir'den Türkiye'ye eğitim reformu çağrısı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve NE-DER tarafından düzenlenen Nitelikli Eğitim Çalıştayı’nda, eğitimde reform çağrısı yapıldı. Çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, fırsat eşitliğinin sağlandığı, laik ve bilimsel eğitim iklimine değindi. Eğitimcilerin de haklarını alması için mücadele edeceklerini ifade eden Tugay, ülkenin yeniden nitelikli eğitimle buluşturulması için çalışacaklarını söyledi.

İzmir'den Türkiye'ye eğitim reformu çağrısı
23 Kasım 2024 - 16:51

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile eğitimciler, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Nitelikli Eğitim Üretken Öğretmen Derneği (NE-DER) iş birliğiyle düzenlenen Nitelikli Eğitim Çalıştayı’nda bir araya geldi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen çalıştayda, eğitimin sorunları ve bu sorunların çözümü için atılması gereken adımlar konuşuldu.

“Eğitimcilerin yaşadığı sorunları biliyorum”

Öğretmenler Günü’nün kendisi için en özel günlerden biri olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bir öğretmen çocuğuyum. Babam öğretmendi. İnsanların hayatında mutlaka onların kalplerine dokunmuş, onları iyi insan yapmış, sevgi ve merhametle tanıştırmış, insan olmamıza dair binlerce güzelliği bize anlatmış bir öğretmen mutlaka vardır. Onlardan birisi benim babam. Eğitim camiasının içinde doğdum. Babam bu ülkenin sorunları ile fazlaca dertlenen bir insandı. Bir dönem de 6 ayda bir farklı okullara sürüldü. O nedenle ben ilkokulu 10 farklı okulda okudum. Babamdan dolayı öğretmenlerin yaşadığı sorunları biliyorum” diye konuştu.

“Eğitim alıp doğruları bilsin istemiyorlar”

Ülkenin ciddi sorunları olduğunu, bu nedenle siyasete girdiğini belirten Başkan Tugay, “Öğretmenlere hakkını teslim etmek istiyoruz. Eğitim emekçilerinin yanında olacağız. Böyle bir cumhuriyette ve Türkan Saylan gibi çok değerli insanların, aslında çok değerli katkılar verdiği bu ülkede nasıl oluyor da biz bugün hala tarikatların çocukları bir tarafa çekmesine engel olamıyoruz. Bu gerici durumu nasıl yaşıyoruz, anlayamıyorum. Bir yerde birilerinin çıkarları var. Bir yerlerde birilerinin iktidar hesapları var. Çocuklarımız, dostlarımız, insanlarımız eğitim almasın istiyorlar. Eğitim alıp da doğruları bilsin istemiyorlar. Ne kadar cahil olursa bir toplum o kadar kolay yönetiliyor” diye konuştu.

“Öğretmenlik kutsal bir meslek”

Özel okul yerine nitelikli eğitimin önemine işaret eden Başkan Tugay, “Umarım en yakın zamanda iktidara geldikten sonra ilk yapacağımız işlerden biri nitelikli eğitimi yeniden ülkeye kazandırmak olacak. Öğretmenlere her zamankinden çok ihtiyacımız var. Onları değersizleştirmeye, değersiz hissettirmeye çalışan  herkese karşı biz dimdik duracağız. Onların haklarını savunacağız” dedi.

“Mücadele etmeliyiz”

Bugün ülkede yaşanan sorunların çözümü için tüm toplumun mücadele etmesi gerektiğini de vurgulayan Tugay, şunları söyledi: “Bir şey kazanılacaksa mücadele ile kazanılacak. Hiçbir şey için mücadele etmediğiniz bir yaşamın değeri olmaz. İster 5 dakika ister 5 saat olsun. Zamanınızın bir kısmını bu ülkedeki yanlışlar ve haksızlıklar için mücadeleye ayırmak zorundasınız. Bunu da hepimizin bu ülkeye, sonra insanlığa, medeniyetimize inanmasıyla başaracağımızı düşünüyorum. Bizler kendimizi kötü varlıklar olarak görürsek, bu işin içinden çıkamayız. Ama ben inanıyorum, bizim insanlarımız çok iyi. İnsanların mayasında kötülükten çok iyiliğin olduğuna inanıyorum. Birilerinin başkalarından bir şey beklemeden, iyi şeyler yapması lazım. Örnek olması gerekiyor. Bu davranış en çok öğretmenlere yakışır diye düşünüyorum. Dünyada bir gün kötülüğün tamamen yok olacağına inanıyorum. Bu dünya hala ayakta ise iyi insanların çabaları sayesinde.”

“Ülkenin her tarafında çoban ateşi yakmak istiyoruz”

NE-DER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özdemir ise yaptığı konuşmada, “Nitelikli Eğitim- Üretken Öğretmen Yetiştirme -Öğretmen Üniversitesi” adıyla bir proje yürüttüklerini söyledi.  Bu proje ile ülkenin her tarafına, devletin eğitim ödevi ile çocukların eğitim hakkını adil şekilde uygulanmasını talep ettiklerini belirten Özdemir, “Projemiz partiler üzeri bir projedir. Bununla milyonların sesine tercüman olduğumuza inanıyoruz. Eğitimin temel ögesinin öğretmen olduğunu herkese duyurmak istiyoruz. Ülkenin her tarafında çoban ateşi yakmak istiyoruz. 'Bakmakla değil yapmakla olur' deyimine uygun olarak da projemizin minik uygulamalarını hayata geçirmeye çalışıyoruz. Projemiz kamusal, laik, bilimsel, evrensel eğitimi savunuyor. Dünya hızla değişiyor. Projemiz ile Türkiye'de üretim ve yoktan yaratmanın yarışı başlayacak. 40 yıldır tüketimde yarışıyoruz. Projemiz uygulandığında hepimiz üretimde yarışacağız. Umutla, kararlılıkla, heyecanla yolumuza devam ediyoruz” dedi.

Çağrı metnini okudu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Türkiye'ye eğitim reformu çağrısı yapmak istediklerini aktaran Özdemir, eğitim reformu çağrısının, gökyüzüne salınan bir çığlık gibi ülkenin her yerinde yankı bulacağına inandığını belirtti. Özdemir, daha sonra eğitim reformu çağrısını şu sözlerle paylaştı: “Türkiye'de aklın, bilimin yol göstericiliğinde, köklü, kapsayıcı Türkiye şartlarına uygun, uygulanabilir bir eğitim reformu zorunludur, acildir. Bu reformu uygulayacak nitelikli üretken öğretmen yetiştirecek öğretmen üniversiteleri bir an önce açılmalı. Bu çağrımızın Türkiye'deki eğitimi dert edinen kişiler tarafından benimseneceğini düşünüyorum.”

“Bu özel proje desteklenmeli”

İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç ise 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayarak başladığı konuşmasında, şunları söyledi: “Ülkemizde izlenen ve sürekli değişkenlik gösteren eğitim politikaları, özlük hakları, ekonomik koşullar, çok yoğun çalışma saatleri, sosyo-kültürel öğrenci ve ebeveyn farklılıklarının yarattığı zorluklar, değerlendirme ve sınav baskısı, yaşadıkları duygusal yük gibi türlü zorluklar yaşayan öğretmenlerimiz, toplumda sürekli gelişim ve eğitim döngüsü ile iş yükü ve sorumluluklar ile karşı karşıyadır. NE-DER’in bizlerle paylaştığı 'Nitelikli Eğitim-Üretken Öğretmen Projesi'  cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için önemle, tüm kurum ve kuruluşların, siyasi partilerin, parlamenterlerin dikkate alması gereken  özel bir proje olarak değerlendirilmeli ve desteklenmeli.”

“Atatürk'e borcumuzu ödemek için varız”

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel de İzmir'de böyle bir çalıştayın düzenlenmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Yüksel, “24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz. 24 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün millet mekteplerinin baş öğretmenliğini kabul ettiği gündür. Bizler öğretmenlerimizin eserleriyiz. Ne mutlu bize kurucusu aynı zamanda ülkenin baş öğretmeni olan bir ülkede doğmuşuz. Ne kadar büyük gurur taşıyorsunuz. Nitelikli eğitimi konuşuyoruz. Bunları çoktan aşmış olmamız lazımdı. Ama bugün nitelikli eğitim konuştuğumuz için olumsuzluklara değinmek istemiyorum. Güzel yanları görmek istiyorum. Atatürk'ün bize 100 yıl önce sunduğu nitelikli eğitimi hatırlamak istiyorum” dedi.  

“Eğitim alanında çok fazla yıkım yaşanıyor”

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak da yaptığı konuşmada eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekti. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün buruk bir sevinçle kutlandığını ifade eden Kemal Irmak, şunları söyledi: “İleri yaşına rağmen hala çalışmak zorunda kalınmayan, ücretli öğretmenliğin olmadığı, herkesin güvenceli şekilde çalıştığı bir ülke istiyoruz. Vicdanı ve irfanı hür eğitimcilerin bu toplumda yeniden var olduğu bir Türkiye ikliminde 24 Kasım'ı çok çok daha içten kutlayacağız. Bugün bu ülkede ne tür kötülük yaşanıyorsa hepsi 12 Eylül 1980 darbesi tarafından atılan tohumlardan kaynaklı. Umutlu olmamız gerekiyor, bunun için çok neden var ama eğitim alanında çok fazla yıkım yaşıyoruz. Eğitim sendikası olarak eğitim anlamındaki yıkımları derinden yaşıyoruz. Kamusal ve bilimsel eğitim çok önemli. Özel okul sayısı bu iktidar döneminde yüzde 1,2'den,  yüzde 10'lara çıktı. Bunların çoğunu tarikat ve cemaatler yönetiyor. Dünyada demokrasi insan hakları sorunlarını aşan ülkelerin çoğu, bu çıkışı eğitimde bulmuş. Eğitimi buna göre dizayn eden ülkeler hem ekonomik olarak gelişmiş. Hem insan hakları olarak ülkelerini belli bir yere getirmişler. Bu ülkelerin hiç birinde özel okul yok. Laik, bilimsel eğitim konusunda birleşerek mücadele etmeliyiz” diye konuştu.