Reklam

İzmir'in Çernobil'i mahkemeye taşındı: Yanlış uygulamalar daha büyük tehditlere yol açabilir

İzmir’in Çernobili olarak bilinen Gaziemir ilçesinde yer alan eski kurşun fabrikası alanındaki nükleer atık temizliği hakkında Ege Çevre ve Kültür Platformu, İnsan Hakları Derneği ve aralarında bölge sakinlerinin ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de bulunduğu bir grup yurttaş bu sürecin derhal durdurulması için İzmir İdare Mahkemesi’ne başvurdu.

İzmir'in Çernobil'i mahkemeye taşındı: Yanlış uygulamalar daha büyük tehditlere yol açabilir

İzmir’in Çernobili olarak bilinen Gaziemir ilçesinde yer alan eski kurşun fabrikası alanındaki nükleer atık temizliği hakkında Ege Çevre ve Kültür Platformu, İnsan Hakları Derneği ve aralarında bölge sakinlerinin ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de bulunduğu bir grup yurttaş bu sürecin derhal durdurulması için İzmir İdare Mahkemesi’ne başvurdu.

İzmir'in Çernobil'i mahkemeye taşındı: Yanlış uygulamalar daha büyük tehditlere yol açabilir
28 Eylül 2024 - 15:22

İzmir’in Gaziemir ilçesindeki eski kurşun fabrikası sahasında yıllardır zehir saçmakta olan radyoaktif atıkların temizlenme süreci, bölge halkı ve çevre savunucularının tepkisini çekiyor. Sürecin yanlış ve yetersiz yürütüldüğünü öne süren sivil toplum kuruluşları, mevcut temizleme işleminin insan sağlığını ve çevreyi tehdit eden yeni sonuçlar doğurabileceğini ileri sürüyor. Bu endişeyi paylaşan Ege Çevre ve Kültür Platformu, İnsan Hakları Derneği ve aralarında bölge sakinlerinin ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de bulunduğu bir grup yurttaş,bu sürecin derhal durdurulması için İzmir İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Davacılar temizleme işleminin uluslararası standartlara uygun şekilde yeniden ele alınmasını talep ediyor.



Temizleme faaliyetleri bu yıl içerisinde başladı

İzmir’de çevre örgütleri, yerel yöneticiler ve bölge halkı yıllardır Gaziemir’de eski kurşun fabrikası sahasında yasadışı olarak depolanmış olan radyoaktif atıkların yol açtığı tehditlere dikkat çekmiş, temizlenmesi için harekete geçilmesi yönünde çağrılarda bulunmuştu. Nihayet 2022 yılında Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından EKOVAR AŞ adlı şirket bölgenin çevresel iyileştirme faaliyeti için yetkilendirilmiş ve 2024 yılında temizleme faaliyetine başlanmıştı. 

Çevre örgütlerinin bilgi edinme başvurularının yanıtsız kalmasının ardından ancak mahkeme kararıylaulaşabildikleri proje dosyalarına göre, EKOVAR AŞ’nin yürüttüğü projenin ÇED sürecinden muaf tutulduğu, temizleme çalışmalarının daha önce farklı bir proje için verilmiş olan ÇED olumlu kararına dayanarak yürütüleceği ortaya çıkmıştı.

Davacılar, temizleme işleminin yalnızca yüzeysel olarak yürütüldüğünü, oysa radyoaktif kirliliğin yer altına sızdığı ve çok daha geniş bir alanı etkilediğini belirtiyor. Uzman raporlarına göre, kullanılan yöntemler ve alınan önlemler uluslararası standartlara uygun değil. Bunun yanı sıra, halkın sağlığını koruma konusunda etkili bir iletişim ve bilgilendirme süreci yürütülmediği de ifade ediliyor. Davacılar, bu sürecin daha titiz ve bilimsel temellere dayalı bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini savunuyor.


Uzun vadede kanser riski oluşturuyor

Davacı kurumlardan EGEÇEP Eşsözcüsü Av. İpek Sarıca "Radyoaktif atıklar sadece toprak yüzeyinde değil, yeraltı sularına ve daha derin toprak katmanlarına sızmış durumda. Bu durum, özellikle çevredeki yerleşim alanlarını tehdit eden ciddi bir sağlık riski oluşturuyor" diyerek, bu tehdidin uzun vadede kanser, solunum yolu hastalıkları ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Davacılar, uluslararası çevre güvenliği standartlarına uygun bir temizleme sürecinin başlatılması gerektiğini ve bu yapılmadığı sürece halk sağlığının ciddi risk altında kalmaya devam edeceğini ifade ediyorlar. Bilimsel ve teknik verilere dayanmayan bir sürecin daha fazla zarar doğurabileceğine dikkat çeken uzmanlar, derhal daha etkili yöntemlerin uygulanması gerektiğini savunuyor.

Gaziemir’deki radyoaktif atıkların temizlenmesi sürecinin durdurulması ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde yeniden başlatılması, halk sağlığının korunması adına büyük bir önem taşıyor. Davacılar, çevre güvenliği protokollerine uyulması ve halkın bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek, temizleme işleminin şeffaf bir şekilde yürütülmesini talep ediyor.