AK Parti İzmir Milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Eyyüp Kadir İnan’ın da bulunduğu görüşmede; sanayi, ticaret ve tarım sektörlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunulurken, İzmir’deki organize sanayi bölgeleri ve serbest bölgelerin konuları aktarıldı. Sektörel konularla ilgili dosyaların da sunulduğu ziyarette, çözüm önerileri değerlendirildi.
“İzmir, Türkiye için Önemli Bir Kent”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen görüşmede Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılının sonlarına doğru enflasyondan bugünkü kadar bahsedilmeyeceğini dile getirirken, tek haneli rakamlara inene kadar mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı. İzmir ekonomisine dair düşüncelerini heyetle paylaşan Yılmaz, “Farklı projelerle İzmir’in yanında olacağız. Şuna inanıyorum, İzmir potansiyeli en yüksek şehirlerimizden biri. Sadece Ege Bölgesi için değil tüm Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlayacak bir şehrimiz. Katma değeri yüksek, yüksek gelirli bir ülke hedefimize büyük katkılar sunacak bir ilimiz. Biz de İzmir’in her zaman yanında olacağız” dedi.
Görüşmede söz alan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, 2024 yılının enflasyonla mücadelede yol kat edilen bir yıl olduğunun altını çizdi. Özgener, “Talep yoluyla ve kur politikası ile enflasyonun düşürülmesinin reel sektör açısından sonuçlar doğurduğunu yakından deneyimliyoruz. Kısa dönemde bu politikaların, enflasyonun kontrol altına alınabilmesi için gerekli olduğunu anlıyoruz. Enflasyonu düşürme önceliği ile çalışan Merkez Bankası’nın son dönemde kararlılıkla ve istikrarla yürüttüğü para politikalarının; maliye, ücret politikaları ve yapısal reformlarla desteklenmesinin piyasada güveni pekiştireceği ve reel sektör maliyetlerini azaltacağı kanaatindeyiz” diye konuştu.
Özgener’den Fahiş Fiyat Vurgusu
Fahiş fiyat konusunun iş dünyasını en çok rahatsız eden konuların başında geldiğini ifade eden Özgener, “Hiç şüphesiz içinde bulunduğumuz olumsuz koşullarda fırsatçılık yaparak yapay fiyat artışları ile enflasyonu körükleyenler var. Ancak, onları çok ciddi maliyet baskısı içinde üretim ve ticaret yaparak ayakta kalmaya çalışan sanayici, tüccar ve esnaftan ayırmamız gerekiyor” dedi.
İzmir özelindeki konulara da değinen Özgener, “İzmir Kemalpaşa Lojistik Merkezi ile Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri projelerimize destekleriniz için bir kez daha teşekkürlerimizi arz ediyorum. Tarıma Dayalı Organize Bölgeler ile ilgili süreçler devam ediyor. Kemalpaşa Lojistik Merkeziyle ilgili imar planı askı süresi sona ermiş, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan planlara itiraz gelmemiş ve planlar onaylanmıştır. İlk etapta 954 bin 755 metrekare büyüklüğündeki imar planlı alana ilişkin imar uygulaması, parselasyon planı ve harita tus dosyalarının hazırlanması ve onaylatılması işleri ihalesi tamamlanmış ve çalışmalar başlamıştır. Üç ay içerisinde temel atılmasını ve 2025 yılı sonunda da faaliyete geçmeyi planlıyoruz” dedi.
İzmir ekonomisi ve sanayisine ilişkin görüşlerini aktaran Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, “Enflasyonla mücadeleye odaklanılan 2024 yılı, herkes açısından zorlu geçti. Ancak, tüm veriler de gösterdi ki, en çok hasarı alan biz sanayicilerdik. Ve 2024, bizim için zararla kapattığımız kayıp bir yıl oldu. 2025 yılının ilk 6 ayının da, bu şekilde geçeceği düşüncesindeyiz” dedi.
Yorgancılar: “Rekabet Gücümüz Azalıyor”
Ülkemizde sanayi altyapısının kolay kurulmadığını ifade eden Yorgancılar, “Bugün 262 milyar dolar ihracatın bileşenleri, ürettiğimiz sanayi ürünleridir. İmalat sanayi, ekonominin de, büyümenin de en önemli itici gücüdür. Açıklanan yüzde 44,3 enflasyona karşılık, kurların sadece yüzde 18 oranında artışı, firmalarımızın katlandığı maliyeti olağandışı artırdı. Müşteri kaybetmemek uğruna da; ya maliyetine, ya da maliyetinin çok altında fiyatlandırmaya razı olunuyor. Üyelerimize yapmış olduğumuz bir ankette firmaların yaklaşık yüzde 70’i döviz kurunun mevcut seviyelerinden olumsuz etkilendiğini, yüzde 21’i ise kısmen olumsuz etkilendiğini belirtmiştir. Üyelerimiz, ihracatçılar için özel kur talep etmektedir. Mevcut döviz kurları ile maliyeti yüksek Türk Lirası ihracatçımızın rekabet gücünü gün geçtikçe eritiyor” diye konuştu.
Sanayicinin tek başına rekabet gücünü artırması, katma değerli üretime geçmesinin zor olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Rekabet gücü gün geçtikçe eriyen ihracatçı üyelerimiz için özel kur uygulanmasını önemsiyoruz. İhracatta rekabet gücümüzü etkileyen bir diğer konu, yüksek katma değerli üretime geçiştir. Sanayicinin finansmana erişiminin kolaylaşması hayati önem taşıyor. Bugün rakiplerimiz yüzde 3-yüzde 8 arasında faiz oranı ile uzun vadeli kredi kullanabilirken, yerli üreticimize yansıyan oran yüzde 50’lerde. Maliyetlerimiz çok yüksek. Teşvik ve desteklerin çeşitlenerek artmasını çok önemsiyoruz. Üretim sahasında çalışacak ara eleman sıkıntımız artarak devam ediyor. Nitelikli eğitim ve özellikle mesleki eğitime odaklanarak, bilim ve teknolojik dönüşme uyumlanacak hızlı bir eğitim modeline ihtiyacımız var. Yerli üretimi olan ürünlerde, Çin ürünlerine karşı ciddi haksız rekabet söz konusu. Sanayi, geri dönüşü oldukça uzun bir yatırımdır. Küresel ekonomideki riskleri de dikkate alarak, konuları alt alta koyduğumuzda, sanayiciliği teşvik etmeye olanak tanımamız gerekiyor. Sanayideki dönüşümün bir parçası olabilmek için stratejik bir sanayi politikasının planlı bir şekilde uygulanmasına ihtiyacımız var. Her zaman ifade ettiğimiz, “üretim yoksa kalkınmak hayaldir” mottomuz paralelinde, üretim olmadan, sürdürülebilir istihdam ve ihracatın çok güç olduğu gerçektir.” dedi.
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise Türkiye ekonomisinde bir dengeleme ve dönüşüm sürecinden geçildiğini söyledi. Kestelli, “Bu sürecin en önemli yol haritası eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program. 2024 yılını tamamladığımız bu günlerde enflasyon, istihdam, ihracat gibi temel makroekonomik verilerde hedeflerin büyük oranda gerçekleştiğini görüyoruz. Son dönemde alınan kararlar ile programa uyum konusundaki kararlılığın teyit edildiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar ekonomide iyileşme söz konusu olsa da halkımızın geçim sıkıntısı yaşadığı, iş dünyamızın ise uluslararası rekabette zor bir dönemden geçtiği ülkemizin mevcut gerçeği. Orta Vadeli Programı kararlı bir şekilde uygulamaya devam edersek tüm bu zorlukların üstesinden geleceğimize, tekrar etkin bir büyüme trendine gireceğimize inanıyoruz. Bizler de bu süreçte üretmeye devam ederek, programa elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Kestelli: ‘Tarımda Yaşanan Sorunlar Teknoloji ile Çözülebilir’
Ülke ve İzmir tarımına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kestelli, “Tarım, beş milyona aşkın insanımızın çalıştığı, yaklaşık 20 milyon insanımızın da geçimini sağladığı bir sektör. Dolayısıyla, tarım sektörüne verilen destekleri sadece ekonomik sonuçları ile değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel faydaları ile de değerlendirmek durumundayız. Hayvancılık sektörü gıda güvenliğimiz için büyük önem taşıyor. Ancak maliyet artışları, fiyatlardaki istikrarsızlık hem et hem de süt arzında dalgalanmalara neden oluyor. Sorun zaman zaman ithalatla çözülmeye çalışılsa da maalesef kalıcı istikrar bir türlü sağlanamıyor. Hayvan varlığımızı artıracak ve yerli üretimi teşvik edecek önlemleri arttırmamız ve hayata geçirmemiz çok önemli.
Sektörün önemli sorunlarından birisi de yaş meyve sebze sektöründeki arz-talep dengesizliğinin neden olduğu fiyat oynaklığı ve enflasyona olan olumsuz etkisi. Bu sorunun çözümü için yaş meyve sebze ticareti tedarik zincirinin gözden geçirilerek iyileştirilmesi ve hal mevzuatının yeniden değerlendirilerek bu konuda radikal değişikliklerle yeni bir sistem kurulması gerektiği kanaatindeyiz. Tarımda yaşanan birçok soruna teknoloji ile çözümler üretmek mümkün. Orta Vadeli Programda da çok açık bir şekilde ifade edildiği gibi tarımda teknoloji kullanımını ve tarım teknolojilerinin geliştirilmesindeki teşvikler çok önemli. Bu konuda da İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) ile birçok tarım teknolojisinin hayata geçmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” dedi.
Kadına Yönelik Şiddet
Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için çaba gösterdiklerini de dile getiren Kestelli, “Temelde çözüme giden yolda dileğimiz iki konuya öncelik verilmesi; bunlardan ilki, mahkemelerin hızlı sonuçlanması, cezaların arttırılması ve verilen cezaların kamuoyu ile etkin şekilde paylaşılması, ikinci önemli husus ise ilkokuldan başlayarak bu konuda verilecek eğitimlerin Milli Eğitim müfredatımıza eklenmesi ve çocuklarımızın gençlerimizin bu konudaki hassasiyetlerinin artırılmasının sağlanması” dedi.
Toplantıda daha sonra Oda ve Borsa Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri sırayla söz alarak sektörleri ile ilgili sorun ve beklentileri dile getirdiler. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz toplantının sonunda yaptığı değerlendirmede İzmir İş Dünyası’nın uygulanan politikalara desteğinin, dile getirilen sorun ve önerilerin çok değerli olduğunu ilgili bakanlıklarla görüşerek konuların çözüme kavuşturulması için takipçisi olacağını belirtti.