ÖZEL'den sert çıkış: Asgari ücret 30 bin TL olmak zorunda!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Asgari ücret talebimiz 30 bin TL. Bu rakamın altında biz yokuz. Emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalı" dedi.

ÖZEL'den sert çıkış: Asgari ücret 30 bin TL olmak zorunda!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Asgari ücret talebimiz 30 bin TL. Bu rakamın altında biz yokuz. Emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalı" dedi.

ÖZEL'den sert çıkış: Asgari ücret 30 bin TL olmak zorunda!
12 Kasım 2024 - 15:19

HP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu, asgari ücrete ve emekli maaşına dair açıklamalarda bulundu.

Özel, "Asgari ücret talebimiz 30 bin TL. Bu rakamın altında biz yokuz. İtiraza, mücadeleye devam edeceğiz. Bu memleketi size dar edeceğiz" dedi. Emekli maaşı için ise "Emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalıdır" çağrısında bulundu.

Vergide adaletsizliğe de dikkat çeken Özgür Özel, "Çok kazanandan çok, az kazanandan az alacağız, gariban vatandaştan hiç vergi almayacağız" dedi.

Özel'in asgari ücret, emekli maaşı ve vergi açıklamaları şöyle:

ERİYEN ALIM GÜCÜNÜ ALTIN HESABIYLA ANLATTI 

"AKP iktidara geldiğinde asgari ücret 184 liraydı, çeyrek altın 27 liraydı. 2002 yılında en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altın alıyordu, bugün 7,5 çeyrek altın. AKP'nin memura maliyeti ayda 7 çeyrek altın. En düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu, bugün 2,5 çeyrek altın. AKP'nin her emekliye aylık maliyeti 5,5 çeyrek altın. Asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu, bugün 3 çeyrek altın. Asgari ücretliye Erdoğan hükümetlerinin maliyetleri ayda 4 çeyrek altın."

"HER EMEKLİYE BİR ASGARİ ÜCRET YATIRILMALI"

"Emekli Dernekleri Başkanı dedi ki 1 Ocak'ı bile bekleyemeyiz, bize nefes aldırsınlar. CHP olarak öneriyoruz; emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıdır ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret, 17 bin liralık maaş bu aydan itibaren yatırılmalıdır."

"ASGARİ ÜCRETLİYE KAZIK ATACAKLAR"

"1 Ocak günü geldiğinde asgari ücret zamlanacak. Biliyorsunuz; asgari ücret için 14 Mayıs seçimlerinden önce Erdoğan 'Yılda dört kez zam vermeyi düşünebiliriz' dedi... Seçim bitti, iktidar oldu. Temmuzda dahi zam yapmadı, şimdi zam verilse bile telafi edici olmuyor. Bir de utanmadan gerçekleşen değil, beklenti enflasyonuna göre zam vermeyi tartışıyorlar. Bunlar enflasyonu kendileri bile tutturamıyorlar. Ama zammı gerçekleşen değil, beklenti enflasyonuna göre yapıp aradaki farkı kazık olarak asgari ücretliye atacaklar. Krizin faturasını asgari ücretliye kesecekler. Bütün sendikalara çağrımız budur; asgari ücret talebimiz 30 (bin TL), bunun altında biz altına yokuz. Yoksa mücadeleye, itiraza devam edeceğiz. Bu memleketi size dar edeceğiz."

"ÇOK KAZANANDAN ÇOK, AZ KAZANANDAN AZ VERGİ ALACAĞIZ"

"Ülkemiz vergide adaletsizliğinin en çok yaşandığı ülke. Arkamızdaki ülkelerin sayısı bir elin parmaklarından azdır. Bizim kimsenin servetinde, parasında gözümüz yok ama bu kadar adaletsiz bir vergi sistemine de tahammülümüz yok. CHP iktidarında bu işi tam tersi yapacağız. Çok kazanandan çok, az kazanandan az alacağız, gariban vatandaştan hiç vergi almayacağız."

'ETKİ AJANLIĞI' TEPKİSİ

Özgür Özel bu hafta Meclis Genel Kurulu'na gelen 'etki ajanlığı' yasa teklifine de tepki gösterdi:

"Etki ajanlığını geçtiğimiz yasama yılında getirdiler, direndik geri çektiler. Şimdi noterlik düzenlemesi ile getirmek istiyorlar. Muhalefet, muhalif gazeteciler, öğrenciler, köyünü koruyan köylüler için bir sopa olarak getirmek istiyorlar. Öyle bir düzenleme yapmışlar ki, hukukun en temel beklentisini, nedenselliği bile aramadan, 'Birisi bana muhalifse ben onu başkalarının etki ajanı olarak nitelendiririm, içeri atarım, kimseyi de konuşturmam'… Yabancı ülkenin buradaki taşeronu yakalanınca bir buçuk yıl ceza verebiliyoruz. Ama senin yazdığın gibi olursa, akademisyen yurt dışından fon bulur, etki ajanısın diyecekler. Gazeteci dışarıdan fon bulur, yayın yapar, etki ajanısın diyecekler. Öğrenciye diyecekler, muhalefet milletvekillerine diyecekler. Otoriterlik bulaşıcı, birbirlerinden öğreniyorlar. Bu etki ajanlığının patenti Sayın Putin'de. NATO Parlamenterler Meclisinde bu düzenlemenin demokrasiye tehdit olduğu karara bağlanmış. 18 üyenin 8'i AKP'li, 2'si MHP'li. Bu 10 arkadaş NATO'da demokrasiye aykırı diye imza atmışlar. Devlet Bey için kolay, iki tanesini partiden atar. Tayyiğ Bey ne yapacak? Son sözümüz budur: Kırmızı alarm! Hayvan hakları ve kadına şiddet yasasında olduğu gibi kırmızı alarm! Tüm milletvekillerimiz etki ajanlığı yasasını geçirmemek için ellerinden ne geliyorsa onu yapacaklar."

"PARTİZANLIK YAPIP ÇOCUKLARI AÇ SUSUZ BIRAKMAYIN"

"Arkadaşlarımız okullarda öğlen yemeği verilmesi hakkında kanun teklifimizi Meclise sundu. Çocuklara okullarda bir öğün ücretsiz yemek CHP vaadiydi, önce biz yapacağız deyip, sonra okul öncesine indirip, geçen sene eylülde onu da kaldırdılar. Her 3 çocuktan 1 tanesi kahvaltı etmeden okula gidiyor. Okul yemeği olmadığı için aç kalan, cebinde parası olmadığı için çeşmeden su içmek zorunda kalan öğrencilerin sağlığı tehdit altında. Belediyelerimiz okullarda su sebili uygulaması yapıyorlar. Parası olan gidip su içecek, parası olmayan yutkunacak, dayanamayacak ve tuvaletten sağlıksız su içecek... AKP'nin yöneticilerine bir kez daha söylüyorum; biz öğrencilere yemek ve su vermeye, okulaları temizlemeye hazırız ve talibiz. Partizanlık yapıp çocukları hasta etmeyin, aç ve susuz bırakmayın."

"O AKIN GÜRLEK'İN BENDEN ÇEKECEĞİ VAR"

"Ahmet Özer 13 gündür tutuklu. Dün Serdar Ortaç, hakkında iddia var, gece evine gitmişler. Kapıyı çalmışlar, duymayınca beklemişler. Uyanıp kapıyı açınca ifadeye davet etmişler. Doğrusu bu. Ahmet Özer'in kapısını balyozla kırdılar, eşini duvara vurdular. Canlı bombaymışcasına özel timle girip o şartlar altında yatağından kaldırıp itibarsızlaştırdılar. Aramada avukat sokmadılar eve. Güya buldukları delillerle bir sürü yalan attılar. 'Remzi Kartal ile telefonda görüştü' diyorlar, kanıtı yok. Ama konuşan 2 tane AK Partili var. Velev ki görüştü, o gün akademisyen. AKP'li olup olmamayla bir şey değişiyorsa bu nasıl hukuk sistemi? Ne 'terör örgütü üyesi'! Ahmet Özer atadıysa şu PKK'lıları bir de biz görelim dedik, 12 gün sokmadılar. En sonunda girdik. Dediler ki kayyımı gördünüz mü? Şeytan görsün yüzünü! Gösteremediler. Bize göstere göstere seçilmiş CHP'li üyelerin boş grup odalarını gösterdiler. AKP'li giriyor babasının evine girer gibi ama CHP'ye yasak. Neden? Ahmet Özer aleyhine delil uyduracaklar."

Bir hakim başarılıysa yerinden oynamaz. Bir hakim başarısızsa sürersin. Akın Gürlek pinpon topu gibi. Dolaşıyor, katlediyor. Şimdi gelmiş Ahmet Özer'i içeride tutacak operasyonu yapıyor. 'Akın'ın yer değiştirmeme tazminatı yerine, yer değiştirme coğrafi tazminatını eşini SPK'ya koyup karşılarız'. Gülşah Gürlek elini vicdanına koysun. Aile ile uğraşmadım, uğraşmam. Ama 'SPK'ya atanmam liyakate, vicdana, ahlaka uygundur' diyorsa hanımefendi, kendisinden özür dilerim. Diyemiyorsa kendisine bir şey demem ama o Akın Gürlek'in benden çekeceği var."

"SAMİMİYETSİZLİK BUDUR"

"Mardin'e gidip DEM otobüsüne çıkmışız. Gittiğimizde ne üstünde ne de içinde oldukları, sivil plakalı, üzerine yazı olmayan bir otobüsün üstünde konuştuk. Ülkenin Cumhurbaşkanı, 'Benim söylediklerimi TRT tüm ülkeye yayar, doğrusunu kim söylerse söylesin, duymayanlar bana yeter' diyor. Böyle siyaset mi olur arkadaş. Bu kadar düşmüş müsünüz! Hadi karşımıza televizyona çıkmıyorsunuz, bari o kürsüden yapma. Otobüs ortada, plakası sivil. Ahmet Türk o kadar nazik ki 'Ben çekileyim' dedi. Olur mu başkanım, Mardin halkı kimi seçtiyse onunla çıkacağım buraya, dedim. Erdoğan diyor ki; 'Yalan söylüyor, samimi değil'. Tayyip Bey, ben sana tutarsızlık söyleyeyim: Siirt'e gidip meydanda kalabalığı görüp, bir şiir okuyup yasaklı duruma düşen sen. Partin iktidara gelince milletvekili değilsin. Baykal'ın demokratlığından istifade eden ve Anayasa senin için değiştirilen, Siirt'teki milletvekilleri istifa ettirilen, o Siirt'ten milletvekili, Başbakan olan sen. Geçen seçim yüzde 65 oy alan Siirtlilerin seçtiği Belediye Başkanı'na gücü ele geçirince kayyım atayan sen. Samimiyetsizlik budur, tutarsızlık budur! 10 Kasım'daki bütün çabalarına rağmen kutuplaşmaya sebebiyet verecek söylediğin hiçbir sözüne cevap vermeyeceğiz. Neden, işinize geliyor."