İsmail Saymaz’a konuşan CHP lideri Özel, seçim sonuçlarını” Cam tavanı kırdık, tuzla buz ettik. Yüzde 25’lik bir öğrenilmiş çaresizlik vardı. Parti yüzde 38 aldı” diye değerlendirdi. AKP’nin düşüşüyle ilgili “Bir kere biz hatalarımızdan ders aldık. Onlar geçen seçimi kıl payı kazanmış olmayı bir zafer olarak gördüler. Tehlike çanlarını görmediler” diyen Özel, kendilerinin ise 14 Mayıs akşamından ders aldıklarını belirterek, “Bu insanlar dün akşamı 14 Mayıs akşamı yaşayabilirlerdi. Ama biz hatamızdan ders aldık, almayanlar da kaybetti” dedi.
“Aldığımız her oyun CHP değil, Türkiye İttifakı oyu olduğunun farkındayım"
“Aldığımız her oyun CHP değil, Türkiye İttifakı oyu olduğunun farkındayım. CHP’yi Türkiye İttifakı’nın partisi olarak tutmaya ve bu ittifakı büyütmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz” diyen Özel, “Siyasilerin kurmadığı ittifakı sandıkta seçmenle kurmayı başardık. Bu çok önemli. Çünkü siyasiler siyasi hesap yaptılar. Oysa seçmen kendisini ve ülkesini düşündü. Bir de devletle millet ne zaman yarışırsa hep millet kazanır. CHP bazen yanlış tarafta durdu. Bu sefer devletle millet yarışırken, milletin tarafındaydık. Bazen devlet - millet rekabetinde CHP devletin kurucu partisi olduğu için yanlış tarafta duruyor. Esas olarak CHP halkın partisi olduğu için doğru taraf, milletin tarafı” değerlendirmesinde bulundu.
“Erdoğan’ın ‘dört yıl seçim yok’ söylemi kaygıdan”
Bir erken seçim talebinin olmadığını ancak halkın buna karar verebileceğini söyleyen Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dört yıl seçim yok” demesinin bu kaygıdan olduğuna dikkati çekti; “Çünkü güvensizlik oyu olarak görüyorlar. Ben fırsatçılık yapacak değilim. Her an yapılacak seçime hazırız” dedi.
“Kimlik siyaseti, gerilim siyaseti kaybetti dün”
Özel sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Bana güvenip oy veren AK Parti ve MHP’li emekliler var. Onlar genel seçim olsaydı belki oy vermeyeceklerdi. Onlara şu teminatı verdim: Bu bir yerel seçim. ‘Yerel yönetici seçiyorsunuz ve iktidara yerelden denge kurun’ dedim. Ertesi gün ‘Gördünüz mü bak, hükümet değişmeli’ dersek o seçmeni kandırmış olurum. Dürüst davranmak lazım. Bundan 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. ‘Tek başına yüzde 38 benim oyum’ dersek bu kibir olur. Bu çağrımıza uyan Türkiye İttifakı’nın oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var. DEM’lisi de var. Buradan bir fırsatçılık yapmayacağız ama önümüzdeki günlerde emekliler, atanmayan öğretmenler, emekli astsubaylar, staj mağdurları, çiftçiler ve öğrencilerle ilgili mitingler yapacağız. Sahadan çekilmeyeceğiz ve vatandaşın gerçek sorunlarıyla mücadele edeceğiz. Kimlik siyaseti, gerilim siyaseti kaybetti dün.”
Özgür Özel’in en sevindiği il hangileri oldu?
Özel, seçim sonuçlarıyla ilgili ayrıca şu beklenti ve mutluluklarını paylaştı:
“Şüphesiz Manisa. Manisa’da en son yüzde 29-30 almıştık. Dün yüzde 60’la kazandık. Manisa’da Selendi, Demirci ve Saruhanlı hariç tüm ilçeleri aldık. En çok Soma’ya seviniyorum. Her seçim millet Soma’ya söver, ben de Twitter’dan “Yapmayın etmeyin” diye yazardım. En memnun olduğum yerler Artvin ve Marmaris. Anketlerde çok geride çıkmıştık. Son anda oralara miting koyduk. İki yerde “CHP’ye oy atmazsanız, AK Parti kazanacak” dedim. Eskişehir ve Balıkesir, kafaya taktığım iki yerdi. Eskişehir’de İYİ Partili aday AK Parti’ye geçti ve siyasi yankesiciliğe uğradı muhalefet. Ona itiraz ediyordum. Kaybetsek kabullenemezdim. Bir de Balıkesir… Orada alacaklıydık. Ama İYİ Parti çok güçlü aday çıkardı ve aday sert kampanya yaptı. Annesinin evinin balkonundan “Git başka yerde demlen” diye bir pankart sarkıttı mitingimde. Ona içerlemiştim. Adıyaman’a acayip sevindim. Kütahya’nın gelmesine aşırı memnun oldum.”
Özel, Hatay için de “Halen çekişiyoruz. Ümidimi kesmiş değilim” dedi, Gökhan Zan’ın aldığı 15 bin oy için de “kendini de şehrini de tüketti” yorumunda bulundu.
“En büyük hayal kırıklığım Tunç Soyer’dir”
Özel, en büyük hayal kırıklığının Tunç Soyer olduğunu söyledi, şunları kaydetti:
“Çağırdım, anlattım. Cemil Tugay’ın ankette en yüksek oyu alan iki isimden biri olduğunu kendisi de gördü. Yurt dışı görev teklif ettim. Memnun oldu. Akşam yemeğe çıktık birlikte. ‘Kıbrıs, Amerika ve Brüksel’deki temsilcilikle birlikte Pekin ve Moskova’da şube açalım. Yurt dışı ilişkilerde iyisiniz’ dedim. ‘Onore oldum, çok sevindim’ dedi. Gitti, birkaç gün sonra çok kötü açıklamalar yaptı. En büyük hayal kırıklığım… Kimseye küskün değilim ama İzmir’de kazanmamız için hiçbir şey yapmadı. İzmir’de tehlike çanlarının çaldığı günler oldu. İzmir’i değil, kendisini düşündü. O yüzden çok kızıyorum ona.”