PANDEMİ PATLADI, MÜTEAHHİTLER EV YAPAMADI!

İzmir Basın Yayın Derneği Başkanı (İBYAD), Gazetem İzmir imtiyaz sahibi Salih Erkek'in hazırlayıp sunduğu Erkekçe programının canlı yayın konuğu İzmir Emlakçılar Odası Başkanı Mesut Güleroğlu oldu.

PANDEMİ PATLADI, MÜTEAHHİTLER EV YAPAMADI!

İzmir Basın Yayın Derneği Başkanı (İBYAD), Gazetem İzmir imtiyaz sahibi Salih Erkek'in hazırlayıp sunduğu Erkekçe programının canlı yayın konuğu İzmir Emlakçılar Odası Başkanı Mesut Güleroğlu oldu.

PANDEMİ PATLADI, MÜTEAHHİTLER EV YAPAMADI!
28 Eylül 2021 - 09:00

Gazetem İzmir TV ve Atürk TV ortak yayınında yayınlanan Salih Erkek ile Erkekçe programının canlı yayın konuğu İzmir Emlakçılar Odası Başkanı Mesut Güleroğlu oldu. Kent gündemine dair konuların ele alındığı programda birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulunan Güleroğlu, öğrencilerin yaşadığı barınma sorunu hakkında da açıklamalar yaparak, “32 yıllık süreçte Buca’da olduğum için hep öğrencilerle çalıştım. Hayatımda ilk defa gördüğüm bir şeyi yaşıyorum. Bu dönem kiralar inanılmaz yüksek. Öğrenciler ev bulamıyor. Bu konuda çok büyük sıkıntı yaşıyorum” dedi.
Salih Erkek: Bugünkü konuğum işini ciddi anlamda layıkıyla yapan, halkı layıkıyla koruyan, elinden gelen bütün gayreti sergileyen, çok değerli dostum Emlakçılar Odası Başkanı Sevgili Mesut Güleroğlu. Sevgili Kardeşim, hoş geldin sefa geldin.
Mesut Güleroğlu: Çok teşekkür ederim, iyi yayınlar diliyorum.
Salih Erkek: Nasılsın?
Mesut Güleroğlu:Hamdolsun. İyi diyelim iyi olsun.
Salih Erkek: Bir de torunun oldu 3 gün önce. Allah bağışlasın.
Mesut Güleroğlu:Teşekkür ederim. Oğlumun oğlu oldu. İlk defa bu duyguyu tattım Allah herkese nasip etsin.
Salih Erkek: Allah bağışlasın. Allah onun güzel günlerini size göstersin inşallah. Sevgili başkanım, şimdi Türkiye’nin bir yarası var. Hakikatten bu yara hepimizi derinden üzüyor. Başta öğrencilerimiz olmak üzere ve yani yoksul halk var. O halk da o insanlar da olmak üzere kira artışlarından çok mustarip. Her olumsuzlukta mutlaka tefeciler, fırsatçılar hemen ortaya çıkarlar. Deprem olayında da böyle oldu. Bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ve bu konuyu nasıl diskalifiye ederiz? Nasıl bu sahtekârlarla, dolandırıcılarla nasıl baş edeceğiz?
Mesut Güleroğlu:Öncelikle şunu çok net söylemek isterim; 32 yıllık bir meslek hayatım var. İzmir’de emlakçılığa 90’lı yıllarda başladım. Bugün geldiğimiz nokta bu. 31-32 yıldır be bu mesleği yapıyorum. 32 yıllık süreçte Buca’da olduğum için hep öğrencilerle çalıştım. Hayatımda ilk defa gördüğüm bir şeyi yaşıyorum. Bu dönem kiralar inanılmaz yüksek. Öğrenciler ev bulamıyor. Bu konuda çok büyük sıkıntı yaşıyorum. Malumunuz, tüm dünyada bir pandemi patladı. Bu pandemi sürecinde insanlar etkilendi. Doğal olarak insanlar iş yapamadı, kat karşılığı müteahhitler yer yapmadılar. Herkes eve kapandığı için insanların psikolojisi bozuldu. Hala daha yerleri kapalı olan esnaf ve sanatkârlarımız var. O yüzden insanlar içine doğru kapandı. Görüşleri tamamen değişti. Artık apartman dairelerine değil bambaşka yerlere taşınmaya başladılar. Bu birinci süreçti. İkinci süreç ise, İzmir’de her seferinde bir deprem olur. Deprem olduktan sonra, depreme dayanıklı ilçelerde kira fiyatları biraz yerinden oynar. Bir süre sonra geriye döner. Çünkü hafif bir sallantıda insanlar kendilerini güvende hissetmek için, başka ilçelere giderler. Bornova Atatürk Mahallesi, Evka 1, Karabağlar, Hatay gibi zemini sağlam yerlere giderler. Fakat İzmir’de yıkıcı bir deprem yaşadık. Ben 53 yaşındayım ilk defa böyle bir şey görüyorum İzmir’de. Daha önce yıkıcı depremler olmuş ama ben böylesini ilk defa görüyorum. Bornova, Bayraklı, Karşıyaka, Yalı Mahallesi, Aksoy, özellikle Yalı Caddesi’nde ciddi anlamda sıkıntılar yaşandı. Ağır hasarlı binalar olmaya başladı. Ağır hasarlı binalardan çıkanlar, otomatikman yine aynı ilde aynı ilçede kalıp kiralık evlere taşındılar. Dikkat ederseniz o dönem, yine bir ev sıkıntısı yaşanıyordu ve meslektaşlarım da bu konuda yine topa tutuldular. Halbuki biz Türkiye’de bir ilki yaptık. Biz İzmir Emlakçılar Odası olarak, oturduk bir karar aldık. Ağır hasarlı binalardan çıkan insanlardan komisyon almadık. Bu vatandaşımıza yaptığımız bir yardımdı. Ancak, bu yıkıcı depremden sonra artan kira fiyatları, pandemideki değişik yaşama şartları, özellikle müstakil evlere taşındılar. Buna göre bir yaşam şartı oluşmaya başladı. Tam bunu bitiriyoruz dedik yüz yüze eğitimler başladı fakat insanların yaşayacakları evler yok. Neden yok? Çünkü Bornova’da ve Bayraklı’da evler yıkılmış. 3500 daireye denk gelen ağır bir hasar söz konusu. 15-20 bin civarında orta hasarlı bina var. Zaten bir evin yıkılıp yeniden yapılma süresi en az iki yıl. Bir de üstüne öğrenciler gelince ev sıkıntısı yaşandı. İzmir’de 150 binden fazla öğrenci var. E bu insanlar nerede barınacaklar? Herkes bir anda talepte bulununca, arz talebi karşılayamadı ve fiyatlar yükseldi. Örneğin, diyelim ki size evi kiraya verdik. Daha ilanı camdan çıkarmamışız başkası arıyor 2 bin liraya verdiğimizi öğrenince ben 2500 lira veriyorum diyor. Yani, kiracı da biliyor ev olmadığını. Mal sahibine gidiyoruz öğrenciler için gelin çocuklar size ev bulduk diyoruz. Mal sahibi öğrencilerin 3 kişi olduğunu görünce kirayı yükseltiyor. Bunlarla karşılaşmaya başladık. Bu nedenle çok fazla sıkıntı yaşıyoruz.
Salih Erkek: Pekâlâ, bu sıkıntıyı nasıl önleriz? Bu sıkıntıyı devlet mi önleyecek, belediye başkanları mı milletvekilleri mi?
Mesut Güleroğlu:Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim, bu pandemi süresince müteahhitler de binaya yatırım yapmadı. Yani, bina üretmedi. Neyi kime satacağız diye düşündüler. Çünkü her şey kapalıydı. Şimdi bir anda açılınca, şu an bir bina yapılmaya başlasa en az 2 yıl sürer.
Salih Erkek: Başkanım en az 2 yıl diyorsunuz ama nasıl Cumhurbaşkanımız 3 ayda İstanbul’daki hastaneyi yaptı? Yani istense yapılır kimse kusura bakmasın.
Mesut Güleroğlu:Benim de dediğim o Sahra Hastaneleri nasıl bir anda yapıldıysa bu çocuklara, öğrencilerimize de bir çözüm bulalım. Bu belediyelerin, yerel yönetimlerin, hükümetin yapacağı bir şeydir. Hükümetin, valilerin kullanmadığı binaları öğrencilerimize açalım. Geçici bir sonuç bulalım. Çünkü öğrenciler artık okuyamayacağım diye üzülüyor. Üniversiteyi kazanmış ama barınacak yer bulamıyor. İnsanın içi parçalanıyor gerçekten. Biz de bu yollardan geçtik. 32 senedir bu işi yapıyorum ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Sonuç olarak Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanı bugün bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Çocuklarımıza yardımcı olacaklar. Bu konu aslında bu çocuklar bu sıkıntıyı yaşamadan düşünmemiz gereken bir olaydı. Bu işlerin hepsi arka arkaya gelince planlama o yüzden geride kaldı. Çok şükür bu olaylar artık yavaş yavaş durulmaya başladı. İnşallah İzmir’imizde üniversite kazanan hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak.
Salih Erkek: Bunların önüne nasıl geçilir?
Mesut Güleroğlu:Bunlar planlama işi efendim. Bir üniversite varsa, o üniversitenin kapasitesi kaçsa ona göre yurt yapmak lazım.
Salih Erkek: Tefecileri ve üçkâğıtçıları nasıl engelleyebiliriz?
Mesut Güleroğlu:Bir kere işin vicdani kısmı var para bakımından dolayı. Ekonomimiz ciddi anlamda şu anda çalkalanıyor. İnsanlar da geçim sıkıntısı içerisinde. Bir taraftan bakıyoruz talepler fazla, bir taraftan bakıyoruz ev üretimi yapılmadı. 2000 senesinde Bülent Ecevit hükümetinin Mesut Yılmaz ile bir koalisyonları vardı. Bu koalisyon döneminde şöyle bir karar aldılar; 2000 yılında kira artışı %25 ile sınırlandırılacak. 2001 yılında da %15 olarak sınırlandırılacak. Yani hükümet olarak bir kanun çıkarıldı. Fakat anayasanın genel hükümleri içerisinde, devlet vatandaşın mülkleri içinde herhangi bir kısıtlamada bulunamaz diye madde vardır. O zamanlar bu karara Deniz Baykal bir dava açtı. Böylelikle bu yasa iptal oldu. Fakat ne hikmetse öyle bir şey oldu ki hakikatten 2000 yılında herkes %25 artış yaptı. Normalde bir sene önce %80 %90 artarken 2000 yılında %25’e indirdiler. Yani bizim vatandaşlarımız da duyarlı insanlar. Yani bugün de bir sınırlama getirebilir ancak dediğim gibi bu sınırlama anayasaya uygun değildir. Bunu hukukçularımız daha iyi bilir.
Salih Erkek: Bu yasa dolandırıcıların üçkâğıtçıların eline kaldıysa o zaman ben bu yasaya yasa demem. Kimse kusura bakmasın fırsatçıları durdurmak lazım Sayın Başkanım. Mesela bugün köşe yazımda diyorumki: “Serbest yasayı kaldırın.” Bir araba, buzdolabı, mobilya alıyorsunuz bir yerde 15 bin lira diğer yerde 10 bin lira. Turgut Özal’ın mekânı cennet olsun. Çok güzel yenilikler getirdi ülkemize ancak bu serbest piyasayı çıkarmakla çok büyük hata etti.
Mesut Güleroğlu: Bazı şeylerde bu olabilir ama temel ihtiyaçlarda, beslenme, barınma, giyinme gibi… Tabii ki bunlarla ilgili söyledikleriniz uygun olabilir.
Salih Erkek: Çok basit serbest piyasa olmayacak. Kim kime dumduma olmayacak. Seyircilerimizin affına sığınarak söylüyorum. Bakıyorum adam hacca gitmiş, orucunu tutuyor ama tefecilik yapıyor. Neymiş, serbest piyasaymış! Olur mu Allah’ını severseniz? Efendim, bir de şuna değinmek istiyorum. Elinde çantası olan, seyyar emlakçılara ne gibi önemleriniz var?
Mesut Güleroğlu: Bu bizim kanayan yaramız. Yıllardan beri uğraştığımız bir şey. En son hükümetimiz sesimizi duydu. 2018 yılında Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği çıkardı. Bu yönetmeliğe istinaden, bir emlakçının bir iş yeri açabilmesi için uyması gereken bazı şartlar oluşturuldu. Buna açacakları dükkânın büyüklüğü bile etki ediyor. Bugün siz emlakçı açamazsınız ancak 2018’den önce açabilirdiniz. Şimdi açmak isteseniz lise mezunuysanız 1 sene bir emlakçının yanında staj yapmanız gerekmektedir. Üniversite mezunlarınınsa 6 ay staj yapma zorunluluğu vardır. Dükkanların en az 20 metre olması gerekmektedir. Eğer yanında 1 kişi çalışacaksa 20 metre kare dükkanın olacak ve her kişi başı için 5 metre kare olması zorunlu. Sonra bu yasa size diyor ki, MEB’ten 120 saatlik bir belge almanız gerekiyor. Aynı zamanda iş yerini açacak kişiler Mesleki Yeterlilik Belgesi almak zorunda. Daha sonra da Bakanlık sizi denetliyor. Sonrasında size bir yetki belgesi veriyor. Emlakçılar artık sözleşmesiz iş yapamıyor. Bunu da bu Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği sağladı. Böylelikle hem emlakçıların hem da vatandaşın yasa önünde hakları korunmuş oluyor. Emlakçılar sözleşmeye aykırı bir iş yaptıysa hem ceza alıyorlar hem de yetki belgeleri açığa alınıyor. Bir daha yapmaları halinde yetkileri iptal olup emlak ofisleri kapanıyor. Eskiden bunu yapma lüksümüz yoktu.
Bir değineceğim konu da şu ki; ilan portallarındaki tüm ilanlara inanmamalısınız. Uyguna ev buldum diye sevinip kaparo yollarsınız ve bir daha o numaraya ulaşamazsınız. Böyle dolandırıcılar da maalesef ki aramızda yaşıyorlar. Bir de şöyle bir dolandırıcılık var, özellikle Buca çevresinde lüks daire fotoğraflarını siteye koyuyorlar 120 bin lira yazıyorlar. İnanın koydukları evin lükslüğü Alsancak’ta bile yok. İnsanlar da inanıp kapora yolluyor. Sonra da gelip bize şikayet ediyorlar. Vatandaşımız ciddi anlamda dolandırılıyor. Ancak şu anda asıl konumuza dönmek gerekirse, öğrencilerimizin umutlarıyla oynamasınlar. Tüm yetkililere söylüyoruz. Nasıl fiyat denetimleri yapılıyorsa, bu ilan portallarına da verilen ilanları da lütfen denetlesinler. Çünkü bu şekilde sorumluluk bizim üstümüzde kalıyor. Bu denetimler yapılırsa hem vatandaşlar hem de emlakçılar sıkıntı yaşamamış olur. Hem de bu tür insanlara mahal vermemiş oluruz.
Salih Erkek: Evet, haklısınız Sevgili Başkanım. Şu konuyu da söylemek istiyorum. Pandemiden sonra yazlık yerlerdeki dairelerin fiyatı 5 iken 10 oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Mesut Güleroğlu: İnsanlar pandemi ve depremden sonra şu şekilde düşündü; Ben 4. Katta yaşıyorum. Oturduğum ev 2 milyon lira. Ben bu evi satayım gideyim bir müstakil ev alayım. O kişi evi sattı ancak herkes müstakil evi talep ettiği için 2 milyon lira olan müstakil evin fiyatı 3 milyon oldu. Fiyatlar aniden şişti. Hala daha öyle ama ne var? Talep var. Rakamlardan bu yüzden uçtu. Uçuk fiyata ev alınca da kiralar da bununla doğru orantılı olarak yükseldi. Kısacası arzlar talepleri karşılayamadı. Fiyatlar da bu yüzden yükseldi. Örneğin otellere gidemeyenler de yazlık kiraladılar. Çünkü çok daha uyguna denk geliyor. Otelde 1 hafta kalacağı parayla 1 aylık yazlık bir yerde ev kiralanabiliyor.
Salih Erkek: Sevgili başkanım ama bu fırsatçılıktır. Onun için diyorum ki serbest piyasayı kaldırın. Bunu durdurmak zorundalar. İnsanlar gerçekten çok kötü durumdalar. İnsanlar evine ekmek götüremiyor. İkinci el araçlar sıfır araçları geçtiler. Serbest piyasanın kalkması gerekiyor. Bir berberde 30 liraya saç kestirirken diğer berberde 200 lira saç kesilmez. Bir yerde balığı 250 liraya yiyip diğer yerde 500 liraya yemememiz lazım. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu kazıklanmaktır. Sevgili Başkanım sizden son sözlerinizi rica edebilir miyim?
Mesut Güleroğlu: Öncelikle vatandaşlarımız portallarda gördükleri ucuz ilanlara aldanmasınlar. İkincisi, Emlakçılar Odası’na Ya da İzmir Ticaret Odası’na kayıtlı yetki belgeli emlak ofisleri ile çalışsınlar. Üçüncüsü, yapacakları işte kimseye para göndermesinler. Sadece gerçekten yetki belgesi bulunan emlakçılarla alışverişi gönül rahatlığı ile yapabilirler. Her şeyi ama her şeyi sözleşme dahilinde yapsınlar. Mail adresleri ile dekont almayı ihmal etmesinler. Whatsapp’ta uygundur. Çünkü biliyorsunuz artık mail ve Whatsapp delil olarak sayılıyor.
Salih Erkek: Sevgili Başkanım, vatandaşlarımızı bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Şeref verdiniz Gazetem İzmir ve ATürk TV’ye. Ayaklarınıza sağlık yine bekleriz.
Mesut Güleroğlu: Görüşmek üzere iyi yayınlar.