STK'LAR SİYASET ÜSTÜDÜR!

"Yapımcılığını ve sunuculuğunu Salih ERKEK'in üstlendiği ERKEKÇE Programına STK Gönüllüsü Beşir TUNÇ ile Dokuz Eylül Dernekler Federasyonu Başkanı İbrahim KILINÇ konuk oldu"

STK'LAR SİYASET ÜSTÜDÜR!

"Yapımcılığını ve sunuculuğunu Salih ERKEK'in üstlendiği ERKEKÇE Programına STK Gönüllüsü Beşir TUNÇ ile Dokuz Eylül Dernekler Federasyonu Başkanı İbrahim KILINÇ konuk oldu"

STK'LAR SİYASET ÜSTÜDÜR!
31 Aralık 2022 - 08:31

Gazetem İzmir / Yusuf ERKEK - Yapımcılığını ve sunuculuğunu Salih Erkek’in üstlendiği, Gazetem İzmir TV, Erkekçe TV ve Atürk TV ortak yayınıyla ekranlara gelen Erkekçe programının konuğu Sivil Toplum Gönüllüsü Beşir Tunç ile Douz Eylül Dernekler Federasyonu Başkanı İbrahim Kılınç oldu. Birbirinden çarpıcı açıklamaların yapıldığı programda "STK'ların elinin güçlenmesi için siyasette temsil haklarına kavuşmaları gerektiği vurgulandı.

Salih Erkek: Beşir Tunç kardeşim, İzmir Mardinliler Federasyon başkanlığı, İzmir Konfederasyonu Başkanlığı gibi birçok STK'da görev yaptın, şu anda da Mardin Alıçlı Derneği Başkanlığı görevini yürütüyorsun. SKT'larda yaptığın hizmetler takdire şayan. Geçtiğimiz günlerde de  Bakanlarında, milletvekillerinin, belediye başkanlarının da toplayamayacağı bir kitleyi sabah kahvaltısında bir araya getirme başarısı gösterdin. Sorum şu, Beşir Tunç maddi manevi zamanını neden STK'lara harcıyor, amacınız, hedefiniz nedir?

Beşir TUNÇ: Teşekkür ederim Salih abi bu imkanı bize verdiğiniz için. 1971 Mardin doğumluyum, 30 senedir İzmir’deyim, 2 çocuk babasıyım. 12 senedir sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak görev alıyorum. Anlattığınız gibi çeşitli derneklerde görev aldım. Mardin Federasyon başkanlığı yaptım, İzmir Konfederasyon başkanlığı yaptım. Bir süre sağlık sorunları sebebiyle biraz ara vermiş bulundum.

Salih Erkek: Bir rahatsızlığından dolayı sanırım ara vermiştiniz.

Beşir Tunç: Evet, atlattık, sağlımıza kavuştuk, şimdi her şey yolunda gitsin diye, bazı sıkıntılar var sivil toplum kuruluşlarında bunların giderilmesi için elimizi taşın altına koymaktan eskiden olmadığı gibi şimdi de çekinmedik. Maddi manevi kendimi STK'lara adamış biriyim, tek amacım var oda halkımıza bir nebze olsun katkı sağlayabilmek. Onun haricinde bir amacım veya hedefim yok. Çok soruyorlar siyasete girecek misin diye. Ben en başından beri aynı şeyi savunuyorum, bir STK Gönüllüsü olarak siyaset yapmamın doğru olmadığı kanaatindeyim.

Salih ERKEK: Nerden bu kanaate vardınız?

Beşir TUNÇ: Salih ağabey, STK'Lar siyaset üstüdür bu sebeple siyasete girmeyi asla düşünmüyorum. Eğer siyaset yaparsam benden yardım isteyen bir kişiye destek olmak için sadece bulunduğum partiden yardımcı olabilirim ancak şuanda benden yardım isteyen bir kişiye hangi partiden yardım gelebilecekse o partinin kapısını çalıp, gerekenin yapılmasını sağlayabilirim. Devletin hangi kurumu olursa olsun gidip çözüm arayabilirim. Zaten herkes bilir Beşir Tunç kendi için bir şey istemez.

Salih Erkek: Bir toplantı yapmışsınız, geniş bir katılım olmuş. Bu konudaki düşüncelerini alalım.

Beşir Tunç: Şimdi biz yeni bir oluşumun içerisine girdik ve bunu dostlarımıza, arkadaşlarımıza danıştık. Tam destek verdiler muhtarlar, engelli derneklerimiz, kadın derneklerimiz, hemşeri derneklerimiz. Oradan yola çıktık, %20-25 kişilik bir kitleyi çağırdım, sağ olsunlar Pazar günü kırmayıp geldiler, düşünebiliyor musun Pazar günü insanlar aileleriyle, çocuklarıyla vakit geçirmek isterken beni kırmayıp sabah erken saatlerde yanıma gelmeleri ayrıyeten bana bir güç ve heyecan verdi. Bu yolda yürümem için gereken desteği verdikleri için burada bütün başkanlarımıza ve muhtarlarımıza beraber yürüyeceğimiz için teşekkür ederim.

Salih Erkek: Evet, İbrahim Kılınç. Bize kendini tanıtır mısın?

İbrahim Kılınç: Dokuz Eylül Dernekleri Federasyonu Genel Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Sivil toplum kuruluşlarında görev alabilmesi için bir mektepten geçmemiz lazım. Nasıl ki çocuklarımız ilkokuldan başlamak suretiyle ilk, orta, lise ve üniversite gibi dönemleri ve aşamaları geçerler bizlerde bu sivil toplum kuruluşlarına başladığımız gün Salih Erkek ile başladık. Salih Erkek ile hakikatten bir çok yerde birçok konuşmamız olmuştur. Biz bu konuşmalarımızda hep şunu ifade ettik; ‘Bize çok mu faydalı oldu, keşke hiç girmese miydik?’ düşüncelerine hep kapıldık. Fakat tek bir gerçek var. Toplumuzda ben yapmazsam, o yapmazsa, ben yanmazsam o yanmazsa cümlelerinden veyahut yaşanmışlıklardan yola çıkmaz isek o toplum her zaman için yatmaya, uyumaya mahkumdur. Bu sebeple bu işin, o çoban ateşinin yanmasına vesile olan başta Salih Erkek beyefendiye teşekkür ediyorum ve bugün burada bizi Erkekçe programında ağırladığı için onur duyduk, hepinizin huzurunda tekrardan teşekkür ediyoruz.

Salih Erkek: Şeref verdiniz. Her iki dostumda şeref verdiniz.  Peki ne gibi bir gereksinim duydunuz da bu federasyonu kurdunuz?

İbrahim Kılınç: Siz de takdir edersiniz ki uzun yıllar birçok sivil toplum kuruluşunda görev aldık. Hemşericilik konusunda yaşadığımız tek bir gerçeğimiz vardı. Kimi Manisa’lı, kimi Mardin’li kimi Van’lı, Muş’lu, Bitlis’li. Yani o kadar sivil toplum kuruluşlarına hemşericilik noktasında açılan kurum ve kuruluşlarımız var ki kim nereye giderse sadece bir ses çıkıyordu. O seste şuydu ‘’Ben Mardin’liysem Mardin’li şöyle, Van’lı şöyle, Muş’lu şöyle’’ diye bir ifade  vardı. Ama bizim yüreğimizde yatan tek bir gerçek ve tek bir aslan vardı. O aslanımızda şuydu ‘’Biz sadece İzmirli değiliz. Tabi ki İzmir’in problemleriyle, günlük yaşantısıyla, halkın sıkıntılarıyla, yapacağımız projelerle ihtiyacı olan insanlarla biz bir araya gelecektik fakat bunu yaparken Manisa’lı, Muş’lu veya Van’lı veya İzmir’li diye yapmamamız gerektiği inancına vardık. Eğer bir şey yapacaksak, Türkiye Cumhuriyeti’nde 81 ilimiz var ise hepsi için bir şeyler yapma fikrini benimsedik. Bunlarla da yetinmedik içimizde o kadar sanat derneklerimiz var ki o kadar güzel derneklerimiz sosyal anlamda çalışan derneklerimiz var ki, bunların hepsinin tek yelpaze altına toplanması gerekiyordu, o inançtaydık. Bu sebeple biz İzmir’i değil tüm Türkiye mozaiğini İzmir’e taşıyalım. Yelpaze ne kadar renklenirse o kadar güzelleşir noktasında, problemler o kadar iyi doğar noktasında bizler sesimizi yükseltebilmemiz için daha iyi sonuç alma noktasında, daha iyi hizmet verebilme noktasında böyle Dokuz Eylül Dernekler Federasyonu adı altında devasa bir yapıya gittik. Burayı yürütmek çok zor çünkü İzmir’imizin o kadar problemleri var yani kişinin bireysel problemleri haricinde siyasi noktalarda veya yerleşke olarak o kadar sıkıntılarımız var ki bunları güç birliği olmadan bir yerlere taşıyamayacağımızı anladık bu sebepten dolayı 9 Eylül oldu.

Salih Erkek: 9 Eylül ismi nasıl ortaya çıktı?

İbrahim Kılınç: Az önce 81 il olduğunu ifade ettik. 9 Eylül dediğimiz zaman ülkemizin bir gerçeği var. Ülkemizin gerçeği İzmir’in kurtuluşudur. İzmir’in kurtuluşu noktasında İzmir’de bulunan sadece İzmir halkı değildi. Ülkemizin 81 ilini teşkil eden tüm toplumun bir araya geldiği, yek vücut olduğu ve onun sonunda kurtuluşun sonucuydu. Biz de bu sebepten dolayı İzmir’se ve Türkiye içinse 9 Eylül dedik.

Salih Erkek: Bravo, sizleri kutluyorum. Sayın Beşir Tunç sizin bu federasyonu kurma çalışmalarınız bitti mi yoksa devam mı ediyor?

Beşir Tunç: Devam ediyor. İzmir’de bütün STK’ları bir araya getirerek, herkesle birlikte çalışarak güzel şeyler yapmak istiyoruz. Amblemimizde gönüller bir arada diye bir sloganımız var. Büyük bir federasyon yapacağımız için öncelikle aramızdaki sorunları gidereceğiz. Hizmet için yapılması gerekenleri yapacağız. Büyük bir yer tutacağız nasip olursa hepsini kapsayacak şekilde bir arada toplayıp İzmir’deki tek genel merkezimizi STK’lar Genel Merkezi adıyla açacağız. Tek bir merkezden yürüyebileceğimiz bir yer istiyoruz. Benim amacım ve isteğim bu.

Salih Erkek: STK’lar denince dernek başkanlarının tek çatı altında olduğu bir topluluk olacak o zaman.

Beşir Tunç: Kalabalık bir topluluk ve tek ses olacak. Bunu ben yapmaya hazırım. Destek veren muhtarlarımız, federasyon ve konfederasyon başkanlarımız, dernek başkanları bana yapmış olduğu ziyaretler sonucu  yürü dediler ben de elimden maddi ve manevi ne geliyorsa bunun için yapmaya hazırım.

Salih Erkek: Bütün giderleri kendiniz mi karşılıyorsunuz?

Beşir Tunç: Evet, kimseden bir yardım talebim yok. Maksat burada yardım etmek, yüreklere dokunmak, insanlara dokunmak benim tek istediğim bu.

Salih Erkek: Derneklerin herhangi bir geliri yok, kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışıyorlar. Yönetimleri onlara destek sağlıyorlar. Dernekler sadece istekte bulunurlar. Bu isteklerde bulundukları zaman siz başkanlıklarını mı yapacaksınız?

Beşir Tunç: Açıkçası benim yapmak istediğim insanlara yardımcı olmak. STK’lar sadece seçimde hatırlanıyor, seçimlerden sonra unutuluyor. Bence siyasette bizden birilerininde olmaları lazım. Siyasette bizden birileri olursa biz o hizmeti alabiliriz. Bizden olmazsa tanıdığımız olmazsa sıkıntı yaşıyoruz.

Salih Erkek: Sizin bir amacınız var onu anlıyorum. Bir belediye başkanınız olması, bir milletvekiliniz olmasıyla eliniz genişlesin, yatırımlar artsın. Hizmet artsın.

Beşir Tunç: Evet, insanlara dokunabilsin, yardımcı olabilsin, memleketi  fark etmez yeter ki insancıl olsun, geldiği yeri unutmasın. Bugün ki siyasetçilerin çoğu sivil toplum kuruluşlarından gelmeler. Cv’sine bakıldığında hangi STK’dan geldiğine bakılıyor.

Salih Erkek: Bir toplantınızda size eleştiriler geldi. Neden sadece bir AK Parti ilçe başkanı var da diğer partilerden kimse yok diye eleştiriler aldınız. Neler söylemek istersiniz?

Beşir Tunç: O toplantıya az kişi çağırıp yapmayı düşünüyordum. Öbür partilerden Şakir başkanı aradım, müsait olmadığını söyledi. CHP ilçe başkanını aradım kampta olduğunu söyledi. Bunun için gelemediler onlara saygı duyuyorum ama kendileri gelemedi. Bu vesile ile bizi kırmayıp toplantıya katılım gösteren AK Parti Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş'a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Yapılan eleştirilere gelirse, gönül koymadım, çünkü eleştiren dostlarımız diğer partilere davet yolladığımızı ve kendi müsaitliklerinden dolayı katılım gösteremediklerini bilmiyorlardı.

Salih Erkek: Beşir Tunç herkesi davet etmiş. Herkesin kendine göre işi çıkmış. Gelememişler. Sadece AK Part, ilçe başkanı  Sait Başdaş teşrif etmişler toplantıya. Evet İbrahim bey, aynı soruyu size yöneltiyorum.

İbrahim Kılınç: Şimdi sivil toplum kuruluşları ve siyaset dediğimiz anda bir gerçek var esasında. Biz 9 Eylül Dernekler Federasyonu olarak bu olaya biraz da profesyonelce bakmak istiyoruz. Yani totalde sivil toplum kuruluşlarıyla hangi toplantıya katılırsak katılalım oranın temsilcisi veya yönetici arkadaşlarımızın bize söylemiş olduğu veya kürsüde yaptıkları konuşmalarda hep şunu ifade ederler ‘’Biz siyaset üstü bir gücüz’’ fakat bir gerçeğimiz var bizim esasında sivil toplum kuruluşlarının siyasetin üstünde değil de tam göbeğinde olduğunu asla konuşmazlar. Bizler bunu dile getirmeye çalışıyoruz. Siz de İzmir için ithal vekil veya ithal siyasetçi istemediğinizi daha önce belirtmiştiniz. Bizim tek talebimiz şu; o kadar sivil toplum kuruluşlarında görev alan arkadaşlarımızın kabiliyeti, donanımları yeterli değil mi ki bizler İzmir dışında siyasi noktada meclis üyelerinden başlamak suretiyle belediye başkanlıkları veyahut milletvekilliklerinde niye başka yerlere veya siyasi partilerin genel merkezlerinden yapılan baskı unsuru sonucu İzmir’i hiç bilmeyen insanlarla siyasi noktada karşı karşıya kalıyoruz. Biz sivil toplum kuruluşlarından temsilci istediğimizi ifade ettik. Sokakta toplumla kim iç içeyse kim halkın derdini dinliyorsa, ulaşımını, sağlığını, belediye problemlerini, kaymakam ile olan istişarelerini kısacası kim İzmir’in kalbini taşıyorsa o insanın İzmir’in siyasetinde de yer alması gerektiği inancındayız. Bu sebepten burada sadece hemşericilik noktasında değil kim daha çok çalışıyorsa farklı şeyler gütmeden arkasında durmak zorundayız. Yani sivil toplum kuruluşları siyasetin göbeğindedir. Bu kuruluşlarda yer alan arkadaşlarımızın da doğru kişiler olup seçim noktasında bunun değerlendirilmesi gerektiği inancındayız.

Salih Erkek: Benim anladığım kadarıyla diyorsunuz ki İzmir vekilini İzmir’den çıkaracağız. Zamanında ithal vekil istemiyoruz diye söylemiştik. Yani siz kendi vekillinizi siyasi partilere kendiniz vereceksiniz. Peki sizler bir bütün olabilecek misiniz? Günün birinde bir lider geldiğinde birlikle arkasında durabilecek misiniz? Milletvekillerinizi kendiniz çıkarabilecek misiniz?

İbrahim Kılınç: Biz sivil toplum kuruluşlarında hiçbir gün a parti, b parti, c parti demedik. Bizim tek amacımız İzmir. Yani İzmir’de hangi siyasi partide yer alıyorsa ve halk ile ilgili sokak sokak çalışmalarını yapıyorsa, kendi siyasi partisine de emek harcamış ise ve İzmir için, Türkiye’nin geleceği için çalışacak olan kişi kim ise biz bunların tespitlerinde bulunmaya çalışıyoruz. Bu arkadaşlarımızla oturup istişarede bulunuyoruz. Eğer bu kardeşlerimizin %50’lik bir karşılığı var ise bizler de sivil toplum kuruluşları olarak bunlara %1’lik bir katkı koyduğumuz zaman zaten %51 gibi bir oranla o kardeşlerimizin göreve gelmesini istiyoruz. Ama bunların içerisinde görev almışlar ise bal, kaymak. Biz bunun peşindeyiz. Yani hiçbir suretle bir siyasi partinin arka bahçesi değil İzmir noktasında kim çalışacaksa kim katkı sağlayacaksa yani takım tutar gibi değil, İzmir aşkıyla kim yanmış ise biz o arkadaşımızın arkasında durmaya hazırız. Bu noktada bizim amacımız bütün sivil toplum kuruluşlarıyla ortak payda da bir araya gelmek ve İzmir’in ve ülkemizin menfaati için kim iyiyse onunla omuz omuza gelmektir.

Salih Erkek: Bu anlamda ciddi manada kutluyorum sizi. Şimdi sevgili Beşir Tunç sizin kuruluşunuzun daha yönetim kurulu belli değil. Diyelim ki İbrahim Kılınç 9 Eylül Federasyonu Başkanı siz de İzmir STK’lar federasyonu genel başkanı olarak kurdunuz. Diyelim ki ikiniz de farklı adaylar gösterdiniz. Hangisine karar vereceksiniz? Diğer federasyonlar sizlerle birlik mi olacaklar yoksa ayrımcılık olacak mı?

Beşir Tunç: İbrahim başkanın tüm dediklerine ben de katılıyorum. Benim ilk amacım bir genel merkez kurmak. Merkezi İzmir olan bir STK’lar genel merkezi kurmak istiyorum. Ben STK'ları bir araya toplamak için bir yola çıktım. Bu iş ekip işi. Bazı insanlar sözleriyle, bazıları yüreğiyle, bazıları maddiyatla bir çaba sarf ediyor. Önemli olan bunları tek bir çatı altında toplamak. Benim de amacım bu. Burada amacımız İzmir. Burada hizmetkar insanlarımız var. Kim daha iyi hizmet edecekse, halkı bırakmayacaksa bizim onları bulmamız lazım. Geçmişte nerelerde görev almış, halk için neler yapmış diye bakarak a veya b partisi fark etmeksizin böyle hizmetkar insanların yanında bulunmak istiyoruz. 6  aday gelir biz bunların arasında 3 kişiyi beğendik bu 3 kişinin arkasında dururuz. Federasyon ve derneklerimizin dilekçeleriyle beraber a veya b partisine gidip 3 adayımızın olduğunu, CV’lerini ve onlarla çalışmak istediğimizi, bunlardan hangisine destek verirseniz biz de bütün derneklerimizle birlikte destek verme sözünü aldık.

Salih Erkek: Şimdi bir siyasi partinin milletvekili var. Bir hastanesini halka arz etmiş. Akabinde elektrik üretimine geçilmiş, milyar değerinde. Böylelerini tekrar milletvekili seçecek misiniz? Bu insan İzmir’e ne yaptı. Halkın peşinde koşan insanları oralara sokacaksınız. Tıpkı komünist partili o belediye başkanı gibi. İşte o zaman bizim memleketimiz memleket olur. Sayın Cumhurbaşkanım çok güzel işler yaptınız, çok güzel yollar yaptınız ama millet biraz aç. Geçenlerde bunu yine gündeme getirdim. Yoksul insanlar akşam pazara gidiyorlar çürük domatesleri, meyveleri, yeşillikleri toplayıp evlerine götürüyorlar. Lütfen bunlara önem verin. En önemlisi fırsatçılara izin vermeyin. Serbest piyasa ekonomisini kaldırın. O zaman günlük güneşlik olur. Türkiye bir bütün olur, güzellikler olur. Bakanlarınıza talimatlarınızı verin ve bu serbest piyasayı doğru düzgün bir duruma getirin. Rahmetli Turgut Özal’ın tek büyük hatası serbest piyasayı yaratmaktı. Sizden Allah razı olsun, özellikle terör belasına, fetullahçı terör örgütüne bir ders vermeniz ile gönlümde taht kurdunuz. Ama her zaman derim ‘’ Her şey yurdum ve yurdumun insanları için.’’ Şimdi bu söylemlerim hakkında konuşalım. Sayın Erdal Ataklı biz adayımızı çıkardık konuştuk ama kimse cevap vermedi dedi. Bunun nedeni nedir?

İbrahim Kılınç: İzmir’in bir gerçeği var. Sizin de yapmış olduğunuz konuşmada bunu görmemek farklı bir şey doğurur. İzmir merkezi hükümet noktasındaki güç ayrı, yerel yönetim noktasındaki güç ayrı. Bu olduğu için İzmir’in tarihinde merkezi hükümetin yapması gerekenler yeri geldiği zaman sekteye uğruyor. Yerel yönetimin yapması gerekip talep ettiği yerde de karşılıklı sıkıntılardan dolayı İzmir halkı bu problemi yaşıyor, bu bir gerçek. Kısa bir süre önce bir İstanbul seyahatimiz olmuştu. İstanbul’a giderken sizin de anlattığınız gibi yollar hakikaten sıkıntısız. 3 saatte İstanbul’a girdik. Dönerken de sonra 3.5 saatte Avrasya tünelinden geçtik. Fakat İstanbul’da iken İzmir’e dönmek için can attık. Köy bizim köyümüz. Biz köyümüzden hakikaten çok memnunuz. Fakat toplumun o parti veya bu yönetim demeden ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği inancındayız. Biraz önce yaptığımız konuşmada sadece sivil toplum kuruluşlarının görevlerinin arasında bizler milletvekillikleri veya belediye başkanlıkları veya diğer noktalarda hareket etmek için yola çıkmadık. Bizlere İzmir’de yaşayan, İzmir halkıyla hasbihal olmuş, o noktada her yerini iyi bilen, toplumunu iyi analiz etmiş kişilerle bir sonuca gitmek istiyoruz. Bunu sadece kendi federasyonumuz adına değil diğer federasyon ve derneklerimizde, hepsine kapımız her zaman açık, bunlarla istişare etmeye, ortak paydada buluşmaya var olduğumuzu beyan etmek isteriz. Çünkü bizim içimizde birden fazla farklı derneklerimiz var, hepsinden feyz alıyoruz ki tek amacımız İzmir.

Salih Erkek: Yeni kurmak üzere olduğunuz bir federasyon. Bu federasyonla ilgili görüşlerini ve sunumu size veriyorum ve İbrahim beyle aynı görüşü taşıyoruz dediniz. Düşünceleriniz neler?

Beşir Tunç: Yeni federasyon diyoruz ama daha önceden tecrübeli olan bir kardeşiniz olarak beraber çalıştığımız kültürlü ve deneyimli başkanlarımız var. Bunlarla beraber güzel işler yapmaya çalışacağız. Amacımız insanlara dokunmak, hizmet etmek. Çok aktif derneklerimiz var. Sarı Zeybek Kültür Derneği. Yaptıkları çalışmaları tebrik ediyorum. Kadınlar Derneğimiz var, Engelliler Federasyonumuz var. Biz güzel şeyler yapacağımız konusunda iddialıyız. Her şeyi sivil toplum olarak kapsayacak bir genel merkez düşünüyoruz. Yapacağımız her şeyde tek yürek birlikte hareket edeceğiz. Pandemi döneminde halk olarak, esnaf olarak çok sıkıntılar çektik. Ama şu an Türkiye en popüler dönemini yaşıyor. Şu an esnaf çok rahat ve çok kazanıyor. En çok para kazanan sağlık sektörü. Pandemi de kimse sağlığına dikkat edemedi. Şimdi etmeye çalışıyorlar. Sağlıkçılar hastaneleri bırakıp özel muayene merkezleri açıyorlar. Sağlık sektöründe dönen para hiçbir yerde dönmüyor. Şu an esnafın durumu çok iyi, mesleği olmayanların durumu iyi değil, çalışamayan geliri olmayan insanlar biraz sıkıntı yaşıyor. Ama hükümetimiz elinden geldiği kadar yardımcı oluyor. Millet aç değil. Eskiden herkesin vergi borcu vardı, herkesin sıkıntıları vardı. Şu an ben İzmir’de görüyorum insanların durumu çok iyi.

Salih Erkek: Sen benim ne dediğimi anlamadın. Tarıma önem verecek Cumhurbaşkanı. Bu Türkiye’nin tek kurtuluşu tarımdır. Ukrayna’dan buğday getiriyoruz. Uçsuz bucaksız arazilerimiz varken neden buna gereksinim duyuyoruz?

Beşir Tunç: Ben parti tutmam. Ama gördüklerimi de anlatmak zorundayım. Muhalefet projeler sunmalı. Ekonomi bitti, biz bittik, açız diyerek bir yere varamayız. Öyle siyaset olmaz. Şu an Türkiye’nin durumu kötü değil. Her şey yolunda bir sıkıntı yok. Ekonomi olarak biz iyiyiz. Muhalefet muhalefetliğini yapacaksa ekonomi üzerinden gitmesin. Desin ki muhalefet olarak ‘’bunu yap, doğru olan bu.’’ O şekilde muhalefetliğini yaparsa daha çok prim alır. Şu an herkes çok kazanıyor, ekonomi bitti diye bir şey yok.

Salih Erkek: Bir gazetenin maliyeti şu an 4 lira 80 kuruş. Ve beni bu gazeteyi bastırmaya mecbur bırakıyorlar. Ne hakları var? Ağacın gidiyor, ithal makineler geliyor. Beni neden buna mecbur ediyorlar? Artık teknoloji devrindeyiz. Beni buna mecbur etmemeleri lazım.

Beşir Tunç: Yanlış anlaşılmasın ben siyaset yapmıyorum. Yüreğimden geçenleri anlatıyorum. İnsanlar ihtiyacı olan her şeyi alabiliyor, zorluk çekmiyor. Herkesin elinde pahalı telefon var.

Salih Erkek: Ben 8 senedir aynı telefonu kullanıyorum. Birden fazla medya kuruluşuna sahibim. İnternet haber portalım var, 2 tane televizyonum var. Benim cebimde 10 lira param yok.

Beşir Tunç: Ben buna inanmıyorum. Ama burada yürütebildiğine göre gerçekten paran var. Yürümeseydi kapanırdı burası.

Salih Erkek: Benim arkamda kimse yok, ben ne yapıyorsam kendi bütçemle yapıyorum. Ben bu televizyona, gazeteye kalsam aç, sefil olurum. 8,9 tane vergi veriyorum. %70 vergi çıkıyor cebimden. Kalan %30 hiçbir şey.

Beşir Tunç: İşte bu şekilde muhalefetinizi yapın, isteklerinizi söyleyin. Ama ekonomi bitik değil.

Salih Erkek: Ben ekonomi bitti demiyorum, fakir olan insanlar yerin dibine battı, zengin olanlar ise daha da yukarı çıktı. Ben bundan bahsediyorum.

Beşir Tunç: Ama onlarında hakları var. Kaymakamlıktan, valilikten yardım alıyorlar.

Salih Erkek: Tek bir yardımla bu memleket yürümez. Sayın Cumhurbaşkanımız hepimizden daha tecrübeli, bilgili. Halkını düşünür. Kimsenin hakkını yemiyor. Ama tarıma önem vermeli. Karaburun’da 28 yıldır bir yazlığım var. Orada büyük bir arazi var. Domates yetiştiricisi de bizim hemşerimiz. Ben eleman bulamıyorum diyor. Herkes çalışacak eleman arıyor. İnsanlar iş beğenmiyor.

İbrahim Kılınç: Az önce Erdal Ataklı bize birini önerdiğini ve ilgilenmediğimizi belirtmişti. Eğer kişi toplum için faydalıysa biz az önceki cümlelerimizin her zaman arkasındayız. Bu kişinin İzmir içinde, toplum içinde ve partide karşılığı var ise kendi siyasi partisinde de mücadele vermiş ise bizim kendi heyetlerimizle bir araya gelmek suretiyle ve akabinde diğer sivil toplum kuruluşlarıyla istişare halinde niye olmasın deriz.

Salih Erkek: Sevgili Erdal Ataklı ben sizi programa davet edeyim, gelin hangi başkanımızla konuşmak isterseniz konuşalım. Son sözlerinizi alalım.

İbrahim Kılınç: Gönül ister ki toplumda yaşam standartlarının yüksek olması fakat arada uçurum olmadan yaşanması. Yani burada bir kitle milyon dolarları götürebiliyorsa ama taban kitle geçim derdiyle savaşıyorsa düne kadar 3.500 lira olan asgari ücret herhangi bir ilde kira bedeli en ufak bedelle 4.500 lira olursa bu insanlar ne yiyecek, ne içecek, çocuklarını nasıl okutacaklar, nasıl geçinecekler, yazı nasıl, kışı nasıl geçirecekler? Bana göre bu problemin esas noktası sistem. O sistemi de iyi değerlendirmek gerekir. A parti, b parti demeden sadece hedefimiz İzmir. Bu noktada da bizi burada ağırladığınız için sonsuz şükranlarımı sunuyorum. 9 Eylül Dernekler Federasyonu adına çok teşekkür ediyorum.

Salih ERKEK: Her iki dostumun İzmir için, insanlık için elini taşın altına koyması bizleri çok sevindiriyor. Evet, son sözleriniz nelerdir?

İbrahim KILINÇ: Salih bey yaşam standartlarının yüksek olduğu, her insanımıza refah içinde geçim sağlayabildiği bir hayat diliyorum. Dokuz Eylül Dernekler Federasyonu olarak bizim hayalimiz, hedefimiz bu.  Bu noktada da bizi burada ağırladığınız için sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Beşir TUNÇ: Salih ağabey biz bir yola çıktık, çıktığımız yolda amacımız insanlara katkı koymaktır. Aklımızda halkımıza dokunabilecek birbirinden önemli projeler var, inşallah hepsini hayata geçireceğiz. Seçim yaklaşıyor, günü geldiğinde bütün konfederasyon, federasyon ve dernek başkanlarıyla, STK temsilcileriyle bir araya gelecek ve halkımıza katkı koyacağına inandığımız insanların arkasında durarak bizi siysette temsil etmelerine öncülük yapacağız. Niyetimiz iyi, hedefimiz halka hizmet. Sizlerde kamuoyunda bizim sesimizi her zaman duyuran bir büyüğümüzsünüz. Bu vesile ile size ve Gazetem İzmir ailesine çok teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Salih Erkek: Yüreğinize sağlık. Zaten sayın valimizle, emniyet müdürlerimizle aranız çok iyi. Valimiz, kaymakamlarımız, emniyet müdürlerimiz hepsi çok değerli. Kapılarını tüm halka açmışlar. Sorunları bu kişilere belirtin. Bu şekilde kapımızın önünü temizlemiş oluruz. Her ikinize de teşekkür ediyorum. Ayaklarınıza sağlık, güzel bir program oldu.

Evet sevgili seyirciler her iki konuğuma da teşekkür ediyorum. Söyleyeceğim tek cümle Beşir Tunç ‘İzmir’de her şey var’ dedi. Ben her şey yok demedim evet her şey var. Ama tefeciler de var, faizciler de var, yalakalar da var. İşte bunları yok etmek adına o serbest piyasayı kaldırmakta var. O zaman bir yere varabiliriz. Yoksa hiçbir yere varamayız. Yazıktır, günahtır. Bu anlamda bir duyurum olacaktır. Erkekçe TV benim soyadımdan gelmektedir. Erkekçe TV’yi kurmamın amaçlarından biri de şudur; Erkekçe TV yakında sokaklarda olacak. Çalışan belediye başkanlarımızı, çalışan milletvekillerimizi güzel güzel anlatacağız, çalışmayanları da yerin dibine sokacağız. Erkekçe TV bunun için kuruldu. Kadın-erkek eşitliği değil. Zaten ben kadınlarımızı başımın üstünde taşıyorum. Kadın dernekleri, federasyonları beni yakından da çok iyi tanıyorlar. Erkekçe TV’nin herhangi bir ayrımcılığı yok. Bazı insanlar yanlış anlıyorlar. Kanal ismi soyadımdan gelmektedir. Her şey ve her şey yurdum ve insanları için. Hoşçakalın, sağlıkla kalın.