Cumhuriyet Halk Partisi’nde geçtiğimiz süreçte tamamlanan İzmir adayları belirleme süreci sonrası birçok ilçede kriz yaşanmaya devam ediyor. Mevcut belediye başkanlarının büyük oranda aday gösterilmediği PM toplantısı sonrası ilçeler için belirlenen isimler ilçe örgütleri tarafından tepkiyle karşılanırken bazı aday adayı bağımsız-başka partiden aday olma yöntemlerini değerlendirirken en dikkat çekici sonuçlardan biri de Buca’da yaşandı. 2019 yılındaki yerel seçimlerde dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından eli kaldırılarak adaylığı duyurulan, saha çalışmalarını başlatan ve 15 gün sonra adaylıktan geri çekilen Buca Belediye Başkan Adayı Suat Nezir, 31 Mart 2024 seçimleri için yeniden aday adaylığı başvurusunda bulunmuştu. PM tarafından açıklanan listede Nezir yeniden aday gösterilmezken başka partiye geçeceği iddiası kulisleri hareketlendirdi.
BUCA'YI SAHİPSİZ BIRAKMAYACAĞIZ
İYİ Partiye geçeceği ve oradan Buca Belediye Başkan Adayı olacağı yönündeki iddialara yanıt veren Nezir, “Şu anda netleştirdiğimiz bir pozisyon yok. Ama tüm seçeneklerimiz masada. Tüm seçenekleri değerlendiriyoruz arkadaşlarımızla. Ama şunu biliyoruz ki Buca’yı sahipsiz ve yalnız bırakmayacağız. bununla ilgili yapmamız gereken hangi hamle varsa o hamleyi yapacağız. Bu arkadaşlarımızla birlikte şimdilik ne yapmamız gerektiğiyle alakalı görüşmelerimizi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
YÜZÜME KARŞI SÖYLEDİLER
CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel ile Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Murat Bakan ile aralarında geçen diyalogları da anlatan Nezir, “Yüzüme karşı ilk görüşmemizde Deniz ile (Deniz Yücel) 2019’dan sonra sana borcumuz var. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Ondan sonraki görüşmelerimiz de ‘bu arkadaşların içerisinde anketlerden en iyi şekilde çıkacağını biliyorum. Bakacağız, değerlendireceğiz. Anketlerin sonuçlarını, çalışmanın sonuçlarını görelim’ diye konuştuk. Ondan sonra ilçe başkanı, Deniz Yücel, ben, Gazi Çırak ve Hasan Sağlam birlikte bir yemek yedik. O yemekte de bizim adaylaşacağımız konusunda bizi desteklediğini, genel başkana sunacağını, bu işin doğru yönteminin bu olacağını ama Barış Özreçber'in (Belediye başkan yardımcısı) oyunun dışında kalmaması gerektiğini ve Erhan Kılıç'ın da bu noktada bir üzüntüye gireceğini, bu anlamda da bana görev düştüğünü, o arkadaşımızla görüşmem gerektiği gibi konuları konuştuk” ifadelerini kullandı.
Nezir ayrıca, “Ondan sonraki başka bir konuşmamızı da yine ‘anketlerde herhangi bir sıkıntı yok’ dedi ve ben kendisine şunu söyledim; Dedim ki ‘sevgili başkanım ben bir kere bir mağduriyet yaşadım. Bir sıkıntı yaşadım. Bunları söylüyorsunuz güzel hoş. Ama biliyorsunuz daha önce ailem ve çocuklarım travma yaşadı ve mağdur oldu. Lütfen bir sıkıntı söz konusu ise bana bunu söyleyin. Ben çocuklarıma aynı travmayı yaşatmak istemiyorum’. Benim için çok önemli, aynı durumu kaldıramam diye uyarıda bulunduğumda ‘herhangi bir sıkıntı yok’ diye söyledi. Onun üstüne başka bir görüşmemizde mesajla yapmış olduğumuz görüşmede ‘iletişim kuramıyoruz, bir sıkıntı mı var? Bir problem mi var’ diye sorduğumda ‘herhangi bir sıkıntı yok seninle alakalı. Konuştuklarımızla ilgili bir sıkıntı yok’ diye bir mesajı var. Onun üstüne pazar günü biz İzmir'e döndük” ifadelerini kullandı.
Gelişmeleri ayrıntılandıran Nezir, “Geldikten sonra pazar günü saat 11 sularında Murat Bakan Bey beni aradı ve ‘Ankara'da mısın?’ diye sordu. ‘Görüşelim, bir kahve içelim’ dedi. Dedim ki ‘Başkanım ben İzmir'deyim.’ Bana ‘ne işin var yarın adaylar açıklanacak sen gitmişsin’ dedi. Onun üstüne ise ‘kapat arayacağım’ dedi. WhatsApp'tan beni aradı. WhatsApp'tan bana Deniz Yücel'le görüştüğünü benimle ilgili adaylaşmam konusunda bir sıkıntı olmadığını, ‘seni genel başkana sunacağız. Genel başkandan haber bekliyoruz’ dedi. Bende herhangi bir problem var mı sevgili başkanım? Yani bir sıkıntı var mı? diye sorduğumda ‘Bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yok, genel başkana biz sunacağız ve adaylaşma noktasında gerekeni yapacağız’ dedi. Tabii böyle bir şey olunca ben bunu ailemle paylaştım. Çocuklarım çok mutlu oldu. Ağladılar. Sevinç gözyaşları o 5 yıllık travmanın sonrasında tabii sevindik, sarıldık, öpüştük. Sonra ben çocuklarımla o günü geçirdim. Akşam da aile arasında dışarıda yemek yedik. O esnada bir anket furyası başlamış. Bizim içinde olmadığımız bir ankette telefonlarla herkesi aranarak bir şeyler sorulduğu vatandaşlar, partiler, arkadaşlarımız tarafından bana bildirildi. Ben de Murat Bakan'ı aradım. Dedim ki ‘sevgili başkanım böyle bir anket çalışması var. Bu konu nedir?’ Bana ‘Seninle ilgisi yok. Bizle ilgisi yok. Partiyle de bir ilgisi yok. Herhangi bir sıkıntı yok. Sen takılma böyle şeylere. Şu anda Deniz başkanla birlikteyim, yan yanayız. Genel başkanı bekliyoruz. Genel başkan çağıracak ve gireceğiz. Görüşeceğiz. Sen çık gel Ankara'ya’ dedi” diye konuştu.
BUNU ARTIK KENDİMDE HAK GÖRÜYORUM
Kendisinin normal şartlarda ikili konuşmaları kamuoyuna duyurmayacağını belirten Nezir, “Ben hayatım boyunca bu tip ikili konuşmaları genelde söylemem ve söylenmesini de doğru bulmam. Ancak bu kadar ağır travma yaşadıktan sonra bu tip şeylerin artık söylenmesiyle alakalı hakkımın olduğunu düşünüyorum. O kadar çok yanlışlar yapıldı ki artık yani bunu hak görüyorum kendimde. İnsanların da bunu bilmesini istiyorum. Normal bir süreç yaşansaydı, normal bir süreçte eğer ki bana ‘her gittiğimde bakıyoruz değerlendiriyoruz’, ‘tamam sen geçmişten de bir sıkıntı yaşadın ama yeni bir süreç bu’ şeklinde yaklaşımlar olmuş olsaydı herhangi bir program yoktu. Ben illa ki benim adaylaşmam konusunda bir baskı, bir mücadele içerisine girmem. Tabii ki ben Buca'yı çok seviyorum, Buca'yı önemsiyorum, belli bilgi birikimim sahibim, geçmişten de belediye başkan yardımcılıklarım var. Belediye başkan danışmanlığım var. Aktif siyaset sahada varım. Bu da herkes tarafından biliniyor. Olmadığı zaman üzülecektim ama gidecektim tabii oturacaktım. Sonra partimiz için çalışacaktım. Bu çünkü bu başka bir süreç. Ama benden ne istediler ya? Benim çocuklarımdan ne istediler? Benim tüm derdim bu. Benim onurum var ya. Ben onurlu bir insanım. Benim çok büyük bir ailem var. Benim büyük bir sülalem var. Bu insanlar onurlu insanlar. Yani siz bizim ailemizi beni niye bu şekilde zor durumda bırakıyorsunuz? Bu onurumla oynanmaktan başka hiçbir şeydir” ifadelerini kullandı.
MADEM KAFANIZDA BÖYLE BİR ŞEY VARDI…
Travma yaşadığını belirten Nezir, “Bir insana bir şey söyleniyorsa, son dakikada herhangi bir sıkıntı yok dendiğinde ve genel başkana Deniz Yücel gidiyor diyor ki o gün ‘efendim bizim adayımız Görkem Duman’… Bana o kadar şey söyledikten sonra ‘Görkem Duman ile kazanırız’ diyor. Yani bana niye o zaman söylüyorsunuz? Madem kafanızda böyle bir şey vardı beni o noktaya kadar getirip çocuklarımla bunu paylaşmışsak neden son günde? Benim çocuklarımın yaşadığı travmayı kim çözecek?” diye sordu.
BEN CHP’Yİ SATMADIM!
Olası bir başka partiden adaylığında ‘partiyi sattı’ olarak yorumlanabileceği ihtimalline tepki gösteren Nezir, “Ben hiçbir zaman Cumhuriyet Halk Partisi'ni satmadım. Ben geçen dönem adaylaştım. Çıktım. Kendi öz sermayemle seçim çalışmalarını yaptım. Masraflarını yaptım. Arabaları süsledim, 17 gün boyunca sahada çalıştım. Çok büyük bir miting yaptım. Her dönem Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı adaylaştığında Çevik Bir Meydanı'nda aday gelir orada miting yapar toplantı yapar. 1700 metrekaredir orası. Ben adaya olarak atandığımda Kasaplar Meydanı heykele yakın olduğu için tarihsel nedenlerden de kaynaklı orada yaptım mitingimi. Orası çevik bir iki katı büyüklüğünde Arkadaşlarım bizi uyardı, dedi ki ‘yapmayalım, dolduramayız, zayıf gözüküyoruz’... Hayır dedim, orası dolacak dedim. Ve ben orada toplantı yaptım. Ve tamamını doldurduk meydanın. Çok büyük bir hava yakaladık. Ve bana bunun üstünden çok büyük travma yaşattılar. Kimse tarafından kabul edilmeyecek bir şeydi. Ben partiden yine ayrılmadım. Partinin önünde sandalyeyi koydum ve 5 yıl bekledim. Ondan sonra yine çıktım sahaya, sokakta gezdim, baktım, çalıştım. Evet, bu geçmiş dönemden daha büyük bir teveccüh var. Bunu görüyorum. Arkadaşlarım herkes tarafından aday olmam gerektiği önerisinde bulundular. Ve ben aday adayı oldum” açıklamasında bulundu.