Önal, BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen Suriye oturumunda konuştu.
BM 78. Genel Kurulu'nda liderlerin uluslararası barış ve güvenliği etkileyen sorunları ele aldığına ancak 12 yıllık Suriye krizine gerekli önceliğin verilmediğine dikkati çeken Önal, "Suriye krizi donmuş bir ihtilaf değildir, böyleymiş gibi davranmak topluca gafillik olur." değerlendirmesinde bulundu.
Önal, Suriye'de "aktif çatışmanın" hala sürdüğüne ve toplumun derin bir ekonomik yoksunluk ve insani krizle karşı karşıya olduğuna işaret ederek, şubat ayında meydana gelen depremlerin durumu daha da kötüleştirdiğini anlattı.
"Ülkenin toprak bütünlüğü terör örgütleri tarafından tehdit edilmektedir"
Çatışmanın başlangıcından bu yana yüz binlerce insanın hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Önal, "Eşit derecede endişe verici diğer bir husus ise ülkenin toprak bütünlüğünün, öncellikli olarak PKK/YPG olmak üzere, terör örgütleri tarafından tehdit edilmesidir." dedi.
Büyükelçi Önal, çatışma çözümlenmedikçe yeni istikrarsızlaştırıcı etkenlerin ortaya çıktığını, güneydeki rejim karşıtı protestolar ile kuzeydoğudaki silahlı çatışmaların bunların arasında yer aldığını kaydetti.
Suriye krizinin kapsamlı çözümü için eşzamanlı olarak atılması gereken bazı adımlar bulunduğunu aktaran Önal, bunları "siyasi sürecin BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı uyarınca tekrar canlandırılması, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafaza edilmesini teminen terör örgütlerinin kötücül ve ayrılıkçı gündemlerinin sekteye uğratılması, Suriyeli mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için uygun koşullarını oluşturulması" olarak sıraladı.
Önal, Astana Platformu garantörlerinin çabaları sonucunda tesis edilen Anayasa Komitesi’nin tüm Suriyeli tarafları bir araya getiren en etkili platform olduğunu belirterek, Türkiye'nin Anayasa Komitesi'nin tekrar aktif hale getirilmesi için birlikte çalışmaya hazır olduğunu hatırlattı.
"PKK'nın Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdidi hiçbir zaman bugünkünden daha endişe verici olmamıştı"
Suriye'de terör örgütlerinin mevcudiyetinin hem ülkeye hem de öncellikli olarak Türkiye olmak üzere komşulara ve bölgeye büyük tehdit teşkil ettiğini belirten Önal sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"PKK terörizminin Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik olarak teşkil ettiği tehdit hiçbir zaman bugünkünden daha endişe verici olmamıştı. Arap kabileleri ile PKK/YPG arasında yakın zamanda meydana gelen çatışmalar, terör örgütü ve almaya devam ettiği dış desteğin, Suriye için önemli bir istikrarsızlık kaynağı olduğunu bir kere daha gösterdi."
Büyükelçi Önal, söz konusu terör örgütünün baskıcı ve ayrımcı faaliyetleri ile insan hakları ihlallerinin bilinen bir gerçek olduğunu ve BM raporlarında yer aldığını kaydederek, "Tüm taraflara bütüncül ve uzun vadeli bir yaklaşımla, Suriye'nin geleceğinde yeri olmayan bu ayrılıkçı oluşumlarla bağlarını kesme çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.
"Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edecektir"
BM sınır ötesi yardımlarına da değinen Önal, yardımların öngörülebilirlik, şeffaflık ve etkili şekilde sürmesinin önemine değindi.
Önal, Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan yardımların tekrar başlatılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, yardımların kesintisiz şekilde devam etmesi için tüm tarafların yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
"Türkiye bu hedefin gerçekleştirilmesini teminen BM ve ortaklarıyla yakın işbirliği ve eşgüdümünü sürdürecek." diyen Büyükelçi Önal, şu şekilde sözlerine son verdi:
"Türkiye, Suriye'de faaliyet gösteren terör örgütleri tarafından ulusal güvenliğine yöneltilen doğrudan ve yakın tehditlere karşı gerekli tedbirleri alma hakkına sahiptir. BM Şartı'nın 51. maddesi ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca, Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edecektir."