İlginçtir,21 Mart 2016 tarihli bir Lübnan internet haber sitesinde Hassan Mağribi imzası ile çıkan bir makalede, Ortadoğu siyasetine dair yorum yapılırken, Türkiye’ye de iki paragraf açılmış ve Temmuz ayında bir darbe olacağından bahsedilmişti..
Ben bu Hassan Mağribi'yi az çok tanıyorum..Türktür,Fethullahçı yayın organlarında makaleleri çok sayıda yayımlanır..Tabi ki Hassan Mağribi adıyla değil. Gerçek adıyla..
Bu makaleyi okuduktan tam altı gün sonra Hassan Mağribi mahlasını kullanan ,eski ülkücü, sonra sıkı Fethullahçı olan,FETÖ davasından tutuklu bulunan şahsın CIA ve MOSSAD bağlantılarını iyi bilen,bu zat-ı fethullahçıyı da yakından tanıyan bir arkadaşıma Temmuz'da bir darbe girişiminden nasıl emin olduğunu sordurttum..
Cevap aynen şu idi:''YAŞ toplantısında en az 3000 bin Fethullahçı subayın ordudan ilişiğini kesecekler. Bu hem Fethullahçı yapının, emde Amerika'nın işine gelmez.Anlayacağın ya darbe olacak,hükümet ve külliye bertaraf edilecek, ya darbe yapılmayacak, Amerikancı ordu yapılanması tamamen tesviye edilecek. ‘Hassan Mağribi mahlaslı Fethullahçı aynen böyle diyordu..
Tam bu günlerde darbelerle ilgili kaynak kitapları karıştırken bir ayrıntı gözüme çarptı. Tüm darbeciler seçilmişleri bertaraf ederken onların yerine seçilecek bir alternatif oluşturmaya çalışırlar.
Kim alternatif olabilirdi. Döndüm Ak Parti’ye, acaba içerden bir çatlak var mı diye..Yoktu..
CHP'ye baktım. Hatta Sayın Kılıçdaroğlu'na muhalif en az yedi sekiz CHP'li milletvekili ile konuştum. CHP kalesinde böyle bir oyuna alet olunamayacağı kanaatine vardım. Sağlamdı bu konuda CHP..
HDP'den darbe yanlısı olmasını bir yana bırakın bu darbecilerin onları alternatif olarak düşünmesinin imkanıda yoktu..
Geriye MHP kalıyordu. Devlet Bahçeli Bey hayatının tüm döneminde Fethullahçı yapıya karşıydı.Bunu bilmeyen yoktu.Hatta Milliyetçi-Anasol Hükümetinde Sayın Bahçeli bu yapının kadrolaşmasından rahatsızlığını dönemin merhum Başbakanı Bülent Ecevit'e defalarca anlattığına şahitlik edenlerde vardı..
Darbeye,sivil,siyasi bir ayak lazımdı.Fethullahçılar gözlerine MHP'yi kestirmişlerdi. Devlet Bey,partinin başından gitmeli, kendilerine yakın biri genelbaşkan MHP'de kaptan köşkünde olmalıydı..
Hemen hazırlıklara giriştiler.FETÖ'cü yayın organları MHP'yi göklere çıkarırken ilginçtir Devlet Bey'i karalama kampanyasına başladılar.Hürriyet,Sözcü,Cumhuriyet gibi gazeteler bile Devlet Bahçeli gitsin,bizden olan gelsin türünde müthiş bir algı operasyonu yaptılar..
Bu algı operasyonu karşılığını bulmaya başlamıştı..Fethullahçı yapının adayı olan muhteremi her gün televizyonlarında ağırlamaya başladılar..% 50 Ak Parti ve Tayyip Erdoğan'ı benimsemeyen seçmene bugünkü mevcut siyasi durumdan ancak ve ancak ülkeyi bu muhterem kurtarır imajını dayatmaya çalıştılar..
Bu muhteremde çıktığı her kanalda MHP'ye genel başkan olacağını, kısa bir süre sonrada ''ben başbakan olacağım'' türü boyundan büyük laflar etmeye başladı..
Fethullahçı hakimler devreye girdi. Hukuksuz bir şekilde MHP için kongre kararı verdiler..Bahçeli gitsin,bizimki gelsin mantığı ile hukuku yok saydılar Fethullahçı hakimler..Şu an meslekten ihraç edildiler gerçi ve hapisteler..
Fethullahçı yapının MHP'ye genel başkan olarak düşündükleri muhteremil il gezmeye başladı..Her gittiği yerde Fethullahçılar alkışla karşılıyorlardı bu muhterem.Hızlıydı müstakbel genel başkan,başbakan..Eline mikrofon alıp''iyi günler yakındırrrrrr,göreceksiniz 15 Temmuzda başbakan ben olacağımmm ''diye bağırıyordu..
Birde ''parolamız yurtta sulh''diyordu..
Şimdi düşünüyorumda MHP kongresi 10 Temmuz'da yapılacaktı,neden bu muhterem 15 Temmuz lafını hiç ağzından eksik etmiyordu..
Parolamız yurtta sulh diyordu,ne ilginç darbeci Fethullahçı zibidilerde darbe oluşumunun adını ''yurtta sulh ''olarak belirlemişti..
Tam bunları düşünürken Melih Gökçek, Beyaz Tv'den eğer darbe olsaydı darbenin başbakanı bu muhterem olacaktı bilgisini verdi..
Ondan öncede Türkiye gazetesinde bir köşe yazarı aynı konuda aynı ismi verdi..
Ne diyelim Devlet Bey'in hakkını Devlet Bey'e verelim.