Eski ülkücü, FETÖ’cü yazar Mümtazer Türköne'yi hayatımda 12 Mayıs 2012'de şahsen ilk defa gördüm. Millet, devlet sevdalısı memleketin her yerinden, her meslekten bine yakın arkadaşımızla Milli Diriliş Harekâtı’nı kurma fikirlerini tartıştığımız dönem. Ve arkadaşların teveccühü ile bu hareketin liderliğini yaptığımız günler. Zaman Gazetesi İzmir Bürodan aradılar. Yazarları Mümtazer Türköne Bey'in benimle yemekte görüşmek istediğini söylediler. Önce şaşırdım, sonra kabul ettim. İkindiye yakın bir zamanda, İzmir adliyesinin karşısında, Bayraklı-Bornova yol kavşağında bulunan Site Lokantasında buluştuk. Türköne'nin yanında Ülkücü Gazeteciler Derneği Başkanı İsmail Türk'te vardı. Türköne bana çok sıcak davranıyordu. 18 Temmuz Toprak Sanayi işçilerinin hak aramasındaki mücadelede liderliğimi takdir ettiğini, mitingde yaptığım konuşmayı defalarca kasetten izlediğini, hitabetimden etkilendiğini filan anlattı. Ve elini elimin üstüne koyup sizden daha üstün liderlik bekliyoruz türünden alışık olduğum bir sürü iltifatta bulundu.
Yemek sonuna doğru MHP davasına ömrünü adadığını, çok çile çektiğini, Ülkücü Fikriyatın kendisine vefasız davrandığını, Devlet Bahçeli Bey'in liderliğinden hoşnut olmadığını anlattı. Kahvelerimizi içerken de benim gibi vatansever genç liderlerin artık olaylara seyirci kalmamasını, aktif olarak siyasetin; özellikle MHP'nin içinde olup parti yönetiminin yanlışlıklarına başkaldırmamızın memleketin hayrına olacağını söyledi. O konuşuyor ben içimden ''vay be ben neymişim''diyordum.
Bu tür yemlemelere alışık olduğumdan sessizce dinledim…
İyi niyet ve sıkça görüşme temennileri ile ayrıldık. Sonrasında bir kez de Hilton Otelleri’nin sahibi, Meral Akşener'in yurt gezilerini finanse eden, anladığım kadarı ile de Meral Akşener için canını bile verecek İsmail Hakkı Altun'un ofisinde buluştuk. O buluşmamızda da Türköne'nin yanında Akşener'in sosyal medya danışmanı Kerim Çoraklık vardı. Bu şahıslar halen hayatta ve sorulduğunda bu buluşmayı teyit edeceklerdir.
O buluşmamızda Meral Akşener'in mutlak MHP'ye genel başkan olması gerektiği anlatıldı. Bizim Milli Diriliş Hareketini hızla kurmamızı, bunun için maddi boyutun düşünülmemesi gerektiğini, finansal destek sağlayacaklarını söylediler.
Türköne'ye böyle bir oluşum içinde olmayacağımızı söyledim ve yemeği yarıda bırakıp çıktım.
Bu görüşmeyi Devlet Bey'e aktarmak istedim. Genel merkeze gittiğimde şu an Akşener'ci grupta olduğunu gördüğüm kimseler beni Devlet Bey ile görüştürmedi. O günden sonra MHP'yi biraz daha dikkatlice izledim. Gözüme Mansur Yavaş ilişti. Biraz derine daldım, ilginç bir ayrıntıyı yakaladım. Mansur Yavaş, MHP'deki kaset komplosundan sadece bir hafta önce MHP MYK'sından istifa etmiş, sonra CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştu. Bu süreçte bir şey daha dikkatimden kaçmadı. Meral Akşener Cihan Haber Ajansı, Samanyolu TV, Zaman Gazetesi gibi FETÖ'cü yayın organlarında parlatılıyordu. Türköne Zaman Gazetesindeki köşesinde Akşener için “Akşener’in adaylığı sadece MHP’de değil, MHP dışındaki sularda da bereketli bir rüzgâra dönüşecek gibi görünüyor” ifadeleriyle Akşener’in marka değerini kullanarak MHP’ye sızma girişimine ilişkin planları devreye soktuklarını açık etti.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bir kez daha hamle yapan FETÖ medyası, STV ana haber ekranlarında Meral Akşener’e sıkça yer vererek Akşener’in üzerinde uzlaşma sağlanabilecek bir isim olduğunu dillendirmişti. Dün gece Beyaz TV'de Takvim Gazetesi Yayın Yönetmeni Ergün Dinler ve Bekir Hazar'ı dinlerken daha iyi anladım. FETÖ' Türköne gibi eski ülkücü cemaatçi terörist yazarlarını kullanarak MHP'yi kuşatmaya aldılar. Devlet Bey FETÖ için baş düşmandı. Hatta Tayyip Bey'i ortadan kaldırmanın yolu dahi önce Devlet Bey'i MHP Genel Başkanlığı’ndan indirmekten geçiyordu. Akşener ise bilerek veya bilmeyerek bu oyunun maşasıydı. FETÖ'cüler, Akşener üzerinden önce Devlet Bey'i indirecekler, sonra şantaj kasedi ile Akşener'i halledip yerine ilginç bir ismi getireceklerdi. Kimi mi? Hadi oradan demeyin Ekrem Dumanlı'yı, yani FETÖ'nün bir numaralı küfürbaz adamını.
Olur mu demeyin, Devlet Bey'in dirayeti olmasaydı bal gibi olacaktı. Bunu Bülent Arınç'a da sormak lazım. Sayın Arınç olur muydu?
Ve ben bugün Meral Akşener'in yerinde olsam çıkarım meydana derim ki ''evet ben bilmeden kirli bir oyuna alet oldum.''
Sahi, Akşener bilmeden mi yoksa bilerek mi alet oldu?
Takdir sizin...