6 Nisan 1997, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'in ebediyete intikalinden iki gün sonra.
Kızılay'da ki Türk-İş Genel Merkezinin bodrum katı.Şimdi otopark olmuş,o dönem kitapçılar çarşısıydı.
Kitapçılar çarsısında Seha Neşriyat Kitabevinin müdürüyüm.Libya caddesi üzerindeki Sivas Erkek Öğrenci yurdunda kalıyorum.Diriliş Dergisi'nde siyaset üzerine yazılar yazdığım dönem.28 Şubat sürecinin en sancılı günleri...
Yöneticiliğini yaptığım kitabevinde Merhum Muhsin Yazıcıoğlu,Alevi Dedesi Cemal Soyoğul,mitten o dönem üst düzey bir görevli,o dönem YÖK Yürütme Kurul üyesi ,şimdi FETÖ yöneticilerden Prof.Dr.Şeref Ali Tekalan oturmuş çay içiyoruz.Konu malum ,Başbuğ sonrası MHP..
Muhsin Yazıcıoğlu,bu görevin Tuğrul Türkeş Bey'e verilmeyeceğini anlatırken Şeref Ali Tekalan hızla ayen şöyle bir cümle konuştu..Bugünkü gibi aklımda..''Hocaefendi(Fethullah Gülen'i kastediyor) Türkeş'i sevmezdi ama hep MHP'de cemaatin yönetimde olmasını isterdi''..
Bu söz üzerine merhum Yazıcıoğlu kızgın bir ses tonu ile ''burnunuzu sokmadığınız bir MHP kalmıştı'' deyip çayını yarım bırakıp kalkıp gitti..
Ben Başbuğ Türkeş'in ölümünü araştırıp,kitaplaştıracağım süreçte bir sürü zorlukla karşılaştım..Ticari olarak işlerim yolunda giderken bir anda herşeyimi kaybetmekle karşı karşıya geldim..
Bence Türkeş bir suikast sonucu şehit edildi..Muhsin Bey,Turgut Özal gibi..Hatta merhum Ecevit gibi..
Şu günlerde tam bu konularda araştırma yaparken önüme bir dosya geldi.
Aynen aktarıyorum..''A Haber’de usta televizyoncu Can Okanar’ın yönettiği “Anlatılmamış Öyküler”in dün geceki konuklarından biri de Araştırmacı-Yazar Fatih Tezcan’dı. Tezcan, MHP Eski Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı ve şu açıklamaları yaptı: “Türkeş ölmeden 3 gün önce Suriye sınırından Türkiye’ye giriş yapan ve en üst düzey kademelerde olduğu istihbaratı alınan 2-3 kişiden söz ediliyordu. Bu bir suikast timiydi. Bu rapor geldiğinde Türkeş öldü. Türkeş’in ölümünden 15 gün önce de Ürdün’de İsrail karşıtı bir diplomat öldürülmüştü. O da renkli meyve suyuyla ölmüştü. İsrail’in, Mossad’ın otopside anlaşılmayacak bir zehir türünden bahsediliyordu.”..
Yine 28 Şubat sürecinin en ateşli günleri..Büyük ozan,fikir adamı merhum Abdurrahim Karakoç Abi ile Dikmen'de bir öğrenci evinde milliyetçi öğrencilerle sohbetteyiz..
Abdurrahim Abi,her zaman ki espirili ama bir o kadar ciddi şekilde Türkiye gündemini değerlendirirken o gençlerden biri Fethullah Gülen cematinin darbeye karşıtı olduğunu,Çevik Bir Paşa'nın darbe girişimine sıcak bakmadığını anlattı.
Abdurrahim Abi gülümseyerek'' Fethullah içinde olmadığı darbeyi desteklemez.Gün gelir o darbeyi kendisi yapmaya çalışır'' dedi.
Gün geldi Feto darbe kalkışması yaptı..O cümleyi dile getiren genç kimdi biliyor musunuz,MHP'ye genel başkan olmak isteyen Meral Akşener'in seçim harcamalarını yapan günümüzün bir işadamı..
Nurettin Veren'in "Fethullah Gülen Tansu Çiller'e tavsiyede bulundu. Meral Akşener'i İç İşleri Bakanı olarak tavsiye etti. Fethullah Gülen'in tavsiyesini Tansu Çiller'e ileten kişi benim" sözünü ciddiye aldım.
Bunu da araştırdım...Sayın Veren haklıydı.
Hatta Milliyetçi-ana-sol, hükümet döneminde Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli Beylerin Fethullah Grubunun devlete sızmasının üzerine dönemin Başbakanı merhum Ecevit'i uyardıklarında Meral Akşener ve Hüsamettin Özkan'ın Fethullah'ı bu durumdan haberdar ettiklerini bizzat bilenlerdenim.
Akşener ta o gün bugün Sayın Bahçeli'ye kin tutar...
2009 Mart ayında Fethullahçı yapı ile ilgili bir dosya hazırlamıştım.İzmir'deyim o yıllar..Dosyayı Devlet Bey'e teslim edeceğim..Niyet o..Tabi Devlet Bey ile görüşme şansım olmadı..Oktay Vural'a teslim ettim dosyayı..
Ve şimdi anlıyorum ki o dosyayı Oktay Vural Devlet Bey'e ulaştırmadı.
O dosya içinde ne vardı biliyor musunuz? Bugün Fetö ile kol kola gezen MHP içine çöreklenmiş FETÖ'cü hainler..
FETÖ'nün MHP Genel Başkanı görmek istediği şahsın tüm icraatları.
Meral Akşaner İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde ki ''faili meçhul'' cinayetlerin neden işlendiğine,cemaatin bu cinayetlerdeki rolüne dek herşeyi.
İlginç olanda o dosyanın yüklü olduğu bilgisayarımın İzmir Bayraklı'da ki ofisimden çalınması..İşte böyle,oturup düşünürken son olayları geçmişten bugüne bir kaç hatıra.Sizinle paylaşayım dedim,iyi ettim mi bilmem...