O kim? Hasan Karabağ..
Ne iş yapar ?
Belediye Başkanlığı.
Ayrıca Bayraklı Belediye Spor Kulubüne ait gibi gösterilen getirisi çok iyi olan kafelerin perde arkasındaki işletmecisi olduğuna dair söylentiler olan bir adam.
Ne yaptı?
Ülkücü, Milli Görüşçü, merkez sağcı az da olsa sosyal demokratların oylarıyla CHP'den belediye başkanı seçildi.
Öncesi nasıldı? Kendi halinde, mütevazi, işini iyi yapan, çevresinde güvenilen bir makine mühendisi, iyi bir eş, iyi bir baba..
Sonrası?
Adaylığı kesinleştikten sonra hemen farklılaşan, kendisi için emek veren herkesi bir kalemde silen, küçük dağları ben yarattım havasına giren, çevresini yalaka, rüşvetçi, çıkarcı, yalancı iblislerin kuşatmasına göz yuman bir belediye başkanı..
Kimin adamı?
Çıkarı olan herkesin adamı.
Zamanında Sevigen – Baykal'cı, sonra Kılıçdaroğlu'cu, her zaman kavgalı bir görüntü verse de İzmir tarihinin en çapsız, en iş bilmeyen, güzelim kenti koca bir köy görünümüne mahkum eden Aziz'in adamı..
Ama bu Aziz asla Aziz değil, onu da haftaya yazarız..
Evet dönelim asıl konuya, Hasan Karabağ'a..
İlk icraatı nedir Sayın Başkanın? Kendi şahsi firmasında hiç bir bir vasfı olmayan üç çalışanını acilen belediyenin kilit noktalarına müdür atamak. İşin ilginç yanı ise atadığı üç elamanı da belediyede paranın döndüğü birimlere müdür oluyor. Destek Hizmetler, Fen İşleri, pardon biri müdür değil kafeleri işleten birime tahsilat memuru. Üstelik bu tahsilat işlerini yapan yeğeni, baldızının öz be öz oğlu..
Sonra devam ediyor işlem. Hani sırf Aziz Abisi ve genel başkanı Kılıçdaroğlu'na şirin gözükmek amacıyla Bayraklı'da yaptığı bir konuşmada ''Sünni zorbalığa Bayraklı'yı teslim etmeyeceğiz'' lafını söylediği günlerde, haram yeme, usulsuz işlere bulaşma diyen Alevi kimliği ile sevilen kendi yardımcısını, en yakın çalışma arkadaşını Hamza Işık'ı görevden alıyor.
Sünni zorbalığa teslim olmayacağız diyen adam, bir anda haram yeme diyen bir Alevi seçilmiş başkan yardımcısını görevden alıyor.
Kendisini başkan yapan Sünnilere hakaret eden adam, Alevileri de yanında görmek istemediğini açıkça beyan ediyor bu davranışıyla.
Tabi ki, bu karakterdeki bir başkanın çevresini şuh ve güzel başkan yardımcıları, sekreterler, şunlar bunlar doldururken, mazideki fakir ama onurlu adamdan, çok paralı, havalı, her şeyi bilmediği halde bilen oysa bir o kadar yalnız, bir o kadar sevilmeyen, bir o kadar saygı duyulmayan bir başkan, bir adam kalıyor elimize.
O şuh ve güzel başkan yardımcısı, çevresinde çıkar için pervane olan adam kılıklı soytarılar ''Kralım sen çok yaşa'' diye nara atarken başkana, kirli kirli işler, haysiyetsiz ilişkiler içerisinde zevk-i sefaya dalıyorlar..
Evet, Bayraklı Belediye Başkanı, güzel yardımcısı ve 8 adamı rüşvet ve irtikap suçlamasıyla yargının önündeler.
Aziz Abi ise arkalarında, destek veriyor.
Hayatımda gördüğüm en temiz, en dürüst siyasetçinin bu hale düşmesi, adliyede rüşvet ve irtikap gibi yüz kızartıcı bir yargılamaya tabii tutulması içimi acıtıyor.
Ben severim Hasan Karabağ'ı.
İnşallah yargı aklar kendisini.