İlk gençlik yıllarımız...
28 Şubat post-modern darbesinin yaşandığı karanlık günler. Ankara'da Kızılay'ın tam göbeğinde, Türk-İş Genel Merkezi'nin alt zemininde Seha Neşriyat Kitabevi müdürüyüm. Şimdi orası otopark oldu galiba.
Genciz, sıkı ülkücüyüz, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Başkanımızın dizinin dibinde, memleketimize, milletimize dair tedrisaattan geçiyoruz.
Başbuğ Türkeş dimdik ayakta, Hakk'a yürümedi o zamanlar.
Mekanı cennet olsun, Erbakan'ın başbakanlığı dönemi.
Çiller,yardımcısı...
Gündem de kanlı mı olacak kansız mı olacak tartışmaları.
İrtica geliyor naraları gazetelerin manşetlerinde.
Çevik Bir'lerin muktedir olduğu dönemler.
Ve bugün MHP liderliğine soyunan Meral Akşener'in İçişleri Bakanlığı dönemi...
FETÖ Lideri Fethullah Gülen'in Tansu Çiller'e özel ricasıyla İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Meral Akşener'in, herkes asker karşısında hizaya geçerken dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı ve Batı Çalışma Grubu lideri Çevik Bir'e diklendiği günler.
Soğuk bir Mart akşamı Muhsin Yazıcıoğlu'nun makamında Akşener'in bu gücü nerden aldığını sorduğumda ''yirmi yıl sonrasına ülkücü irade üzerine ipotek konulacaksa, bu otuz yıl önce hesaplanır, ipotek konacak mülke devşirme figüranlar yetiştirilir'' dediği günden beri Sayın Akşener'e hep mesafeli durdum.
Hatta, Devlet Bahçeli Bey'le bir İzmir buluşmamızda bu olayı kendilerine aktardım. Devlet Bey, her zaman ki soğukkanlılığıyla dinledi, gülümsedi..
Evet, şimdi gelelim bugüne...
MHP hem içerden, hem dışarıdan bir kuşatma altında. Aslı itibari son üç yıldır parelel örgüt, parelel örgütün patronu CIA, belli bir medya grubu el ele vererek, mazlumların ve masumların yegane sesi olan ülkücü iradeyi ele geçirip kirli, kanlı, onursuz ideallerini gerçekleştirmek istiyorlar.
Ülkücü iradenin yönetimde hakim olmadığı bir MHP'nin başına işbirlikçi, parelel yapının emrinde, CIA'nın güdümünde, Ak Parti karşıtlığı üzerinden aziz milleti, mübarek memleketi karıştırıp, ağababalarının yeni dünya dengeleri çerçevesinde güçlü, lider ülke Türkiye'yi aynı Suriye, Irak gibi iç çatışmaya sürüklemek, böylece güç merkezi Türkiye'yi parçalamak isteyenlerin oyuncağı olan muhalifler bir daha düşünmemeliler.
Devlet Bey başarılıdır, değildir, bu bugünkü tartışma konusu olamaz. Bugün MHP tabanın asıl sorunu, ülkücü iradeyi parti yönetiminden uzaklaştırmak isteyenlere birlik ve beraberlik çerçevesinde gerekli cevabı vermesi gereken andır.
Ve Sayın Bahçeli içinde artık yola kimlerle devam edip etmeyeceğini gözden geçirme anıdır.
Genel Merkez dış destekli bu kuşatmayı elbette püskürtecektir. Ülkücü taban artık MHP liderinin yanında yepyeni kadrolar görmek istiyor. Devşirme ülkücüler yerine davasını namus, namusunu millet ve vatan sevdası bilen neferlerin yönetimde olmasını istiyor.
Dünyada güç dengelerinin değiştiği yeni dönemde, haritaların yeniden çizileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. İşte MHP'nin milletimiz için asıl önemi burada. MHP bu ülkenin çimentosudur, aslıdır.
Sayın Bahçeli, gün diriliş günüdür, silkelen ve umuda yürü. Sağında ülkü devleri Döndü Akkaşoğlu, Dündar Şahin, Mehmet Erdem, solunda Yiğit Okumuş, Bahtiyar Çİçek, Emin Mehmet Gül gibi gün yüzüne çıkarmadığın ülkü devlerini al ve iktidara yürü. Ülkücü irade elbet dış mihraklı muhaliflere tepkili, aynı zamanda yıllardır MHP liderliğini yanlış yönlendiren daracık o genel merkez kadrosunada tepkili.