Soğuk bir Ankara akşamı. Kızılay-Ulus civarında özel bir hastanenin altıncı katında özel iki kişilik bir oda...
Odanın içinde kalp rahatsızlığı bulunan, merhum Muhsin Yazıcıoğlu sonrası dönemin ''ülkücü lideri'' gözüyle takip edilen orta yaşlı bir Anadolu genci. Başucunda Deniz Gezmiş ve Muhsin Yazıcıoğlu'nu anlatan kitaplar. Odaya iki kişi özel izinle giriyor...
Biri 21. dönem eski MHP milletvekili, diğeri yıllarca merkez sağda siyaset yapmış, geçmişinde kısa sürede olsa bakanlık koltuğuna oturmuş ak saçlı bir siyasetçi. Geçmiş olsun faslından sonra, meyve suları yudumlanırken söz dönüp dolaşıp siyasete geliyor. Hiç eveleyip gevelemeden AKP iktidarına karşı ciddi bir siyasal yapılanmanın gerekliliğine dem vuruyorlar. CHP ile anlaşmalarının mümkün olmadığını, MHP'nin ise baba ocakları olmasına rağmen Devlet Bahçeli ve yandaşlarınca hızla kafatasçı bir milliyetçilik anlayışına teslim edildiğini vurguluyorlar. Merkez sağ kökenli eski bakan memleket için hayırlı olacak milli-manevi değerlere sahip, ülkenin üniter yapısından taviz vermeyecek, kalkınmacı, bireyle devletin ortak paydaşlarda buluşacağı yeni bir siyasi oluşumun ancak ve ancak son dönemlerde siyasi olarak faaliyet gösteren Milli Diriliş Hareketi ile mümkün olacağını söylüyor…
Bu sözlerden sonra 21. dönem MHP milletvekili bu hareketin siyasi partiye dönüşmesinin faydalı olacağını vurgularken Anadolu'da ülkücü tabanın bu oluşuma tam destek vereceğini vurguluyor. Anadolu ülkücü camianın kendisini dikkatle takip ettiği Milli Diriliş Hareketinin genç lideri bu konuşmaları dikkatlice dinleyip kendisinden ne talep edildiğini sorunca; Milli Diriliş Hareketi çatısı altında Kürt-Türk, Alevi-Sünni tüm farklılıkların memleket sevdası etrafında örgütlenerek güçlü, müreffeh, lider bir Türkiye inşasının olabileceğini ve bu hareketin siyasi arenada liderliğini sizin yapmanızı istiyoruz talebiyle karşılaşıyor.
Ve nasıl örgütlenme yapılacağı konusunda uzun müzakereler gece yarısına kadar devam ettikten sonra karar veriliyor... 2015 seçimleri sonrası Milli Diriliş Hareketi partileşecek!
Siyaset sahnesi farklı bir lidere ve farklı bir ülkücü anlayışa gebe...
**
CHP'nin ulusalcı kanadından Emine Ülker Tarhan partisinden istifa ederek Anadolu Partisini kurdu. Hayırlı olsun… Ulusal çizgideki bir partinin bugünkü şartlar baz alındığında iktidara gelme şansını bırakın, meclise girme şansı bile yok.
2015 seçim sonuçlarından sonra CHP'den kopmaların devam edeceğini tahmin etmiyor, biliyoruz... Sosyal demokratlarda partiden ayrılacak. Kılıçdaroğlu ve ekibi için zor günler çok yakında…
**
HDP ciddi bir çıkışta… Çözüm süreciyle alakalı yasal düzenlemeler hızla yürürlüğe girerse bu en çok HDP'ye yarayacak.
Kendini dışlanmış zanneden milyonlarca kitlenin gücünü, dine saygılı laiklik, sol söylemle politika inşa etmeye çalışılması bu partiyi %10’un üzerinde potansiyele taşıyacak gibi…
**
Deniz Gezmiş'in annesini kaybettik...
O her şeyden önce bir anneydi. Allah rahmet eylesin. Deniz Gezmiş’i seversiniz, sevmezsiniz; bu ülkenin bir gerçeğiydi, yitip giden bir neslin sembol ismiydi...
İdam edilmesi vicdanları yaralamıştır ve o yara hala yüreklerdedir.
Umarım annesi Deniz'ine olan özlemini giderir…