S.E: İyi bir seçim geçirdiniz. İnsanların akıllarında soru işaretleri var. 6 milyon insan oy kullanmamış. Eğer bu insanlar oy kullanmış olsalardı tahminizce kimi tercih ederlerdi. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
B.D: Bu sürece baktığımız zaman halkımızın neyi tercih ettiğini analiz etmemiz gerekiyor. Bunu bir seçim gibi görüyorlar. Bu bir tercihti. Neydi bu tercih? Yeni Türkiye olarak mı yola devam edilecekti; yoksa eski, o alışılagelmiş, tüm dünya ilerlerken bir arpa boyu yol alamayan ülke olarak mı devam mı edeceğiz. Baktığımızda halkımızda bu ayrışmayı görüyoruz. Katılmış katılmamış oranlar çok önemli değil. Önemli olan halkın Yeni Türkiye iradesini korumuş olması.1923’de Milli irade Cumhuriyeti ilan ederek bunu yaptı. Dedi ki, ben bağımsızlığımdan ödün vermeyeceğim. Ayrıca hem Cumhuriyet tarihinde hem de öncesinde hiçbir zaman böyle bir seçim yapılmadı. Hep hükümet başkanları seçildi. Parlamenter ölçüde biz başbakanı ve belediye başkanlarını seçebildik. Sizler 27 Nisan’daki muhtırayı hatırlarsınız. Ak Parti o zaman dimdik ayakta durdu ve herkesi şaşırttı. Bu zamana kadar vur kafasına al lokmayı yapmışlar. Ama siz arkanızda halkın olduğunu hissederseniz, halkın adına bu makamları doldurduğunuzu düşünürseniz kimseden korkmazsınız. Bizim teşkilatlarımız bunu yaptı. Hiçbir şekilde kimseden çekinmedik. Balyoz, Ayışığı, Ergenekon o kadar çok şey çıkarıldı ki ama vesait rejimi temizlendi. Baktılar buradan tutturamıyorlar bizim güvendiğimiz, dindar olarak bildiğimiz insanlar bambaşka bir yapılanma içine girmiş. Bu yapılanmada 17 Aralık süreciyle bir farklı algı yönetimine girdi. Hala bunu devam ettirmeye çalışıyorlar. Bunlarda temizleniyor. Türkiye aslında kirlerinden kurtuluyor. Önemli olan halkın milli iradesinin Yeni Türkiye’ye adım atma isteği.
S:E: Bu 6 milyon kişi sandığa gitmiş olsaydı Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verecekti imajı veriliyor. Onların içinde AK Partiye yönlenecek insanlar da vardır. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
B.D: İzmir’de 787 bin oy aldık. Oysa ki biz Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde 947 bin oy almıştık. 6 milyonun içerisinde bu aradaki fark da mevcut. Orantıyı kurduğumuzda sadece İzmir'de bile bizim bu sayıda seçmenimizin sandığa gitmediği görünüyor. Bununla ilgili çalışma yaptık. Bakıyorsunuz Erzurum’da, Konya’da, Rize’de sandıklara katılımda düşüş var. Başbakanımız o dönemde yüzde 55’in üzerinde seçilecek olarak gösterildiği için o güvende vardı. Şimdi kaçak dövüş gibi bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama bu yıllardan beri böyle.
S.E: İzmirliler yerel seçimlerde Sayın Binali Yıldırım’ı benimsedi ve 6 ilçeyi de aldınız. Sizinde dediğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakıyoruz geçen yerel seçimlere oranla düşüş var. Bunun nedeni ne? Sizce Yıldırım Bey İzmirliler açısından başbakandan daha fazla mı benimsendi? Yoksa Demirtaş’ın da etkisi var mı?
B.D: Bu konuya baktığımızda bir kaç etken görebilirsiz. Sayın Binali Yıldırım 17 Aralık süreci yaşanmamış olsaydı İzmir’de daha çok oy alacaktı. İzmir’i bu şekilde yanılttılar. Kendisi sayılan, sevilen, yaptıkları işler ortada olan bir siyasetçi. Seçim o dönem daha rahattı; insanların sandığa gidebileceği bir zamandı. Ama şimdi baktığımız zaman okullar kapalı, çoğu insan dışarıda. Bizim seçmenlerimizin çoğu da memleketlerinde. Bu seçimde katılım oranının düşüklüğü bu sebeplere bağlı. İzmir’de biz her 3 kişiden birinin oyunu aldık. Bizim yönümüzden bir kayma olmadı. 14 parti birleştiler 24 belediye 1 tane de büyükşehir belediyesi var. Bizim 6 tane belediyemiz var ve nüfus olarak daha düşük. Bu kadar insanın birleşmesine rağmen aldıkları oy belli. Bunlar duvara çarptı. AK Parti seçmeni İzmir’de ciddi olarak sandığa gelmedi. Birazda bunun sonucuyla bu oranı aldık. Hem Başbakana hem de Binali Beye İzmir’de oy var bunu sandık gösteriyor. 30 yıllık akan kanı durdurduk bu süreçte hiçbir katkı koymadılar. Bizim seçmenimiz aslında CHP’nin, HDP’nin içinde de var. Ciddi bir oy kayması oldu. Bunları üst üste koyduğumuzda bizim yüzde 39'u geçtiğimizi de görürsünüz. Ama bizim 2015’de oy oranımız İzmir’de ciddi oranda artacak. Bu kadar yüklenmeye karşı biz kendi seçmenimizden ödün vermedik. Doğudan gelen İzmirli hemşerilerimizde o kayma olmasaydı çok daha farklı olacaktı.
S.E: Deyim yerindeyse çiçeği burnunda bir başkansınız. İzmir’de basında izlediğimiz kadar güzel çalışma sergilediniz. Bu konuda sizi kutluyorum. Yeni olmanıza rağmen yapılan başbakanın mitinginde bazıları 20-30 bin insan vardı diyor. 100 bine yakın katılım olduğu kanısındayım. Bu konuda ne düşüyorsunuz?
B.D: Yaptığımız mitinge 100 binin üzerinde insan katıldı. O rağmen geldiler; destek verdiler. Çevre ilçelere de çok yüklenmedik. Ağırlıklı olarak merkezden geldi partililerimiz. Onlar sahip çıktılar. Başbakanlarını Cumhurbaşkanı yapmak için onlar gayret ettiler. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Coşku çok güzeldi. İzmir’de coşku yaratmak Türkiye’ye de moral oldu. İstanbul’daki mitingi de tetikledi.
S.E: Sayın Başbakanımız Reis-i Cumhur oldu. Sayın Erdoğan'ın Pensilvanya olarak adlandırdığı kişilerin yandaşlarıyla yaptığı oyunlar bozulacak mı bozulmayacak mı?
B.D: Bu artık devletin yönetiminde mercek altına alındı. Devletin yönetimi ortaklık kabul etmez, devletin yönetiminde zafiyet olmaz. Bunu yapmaya kalkanlarda en ağır şekilde cezalandırılır. Çok ciddi önlemler alındı. Bizim saf ve temiz duygularımızla bu şekilde oynamaya kalktılar. Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanlığı sürecinde bu işin üzerine çok daha sıkı bir şekilde gidilecek. Türkiye bütün kirlerinden arınıyor. Yeni Türkiye’de artık bunları konuşmayacağız. Herkes otoritenin kimde olduğunu bilecek. En büyük otorite milli irade ve halka ait. Dünyaya örnek bir davranış sergiledik. Aziz Türk milletine buradan binlerce kez teşekkür ediyorum. Sayın Başbakanımız bu ülkenin kaderini değiştiriyor. Vatandaşın derdiyle dertlendiğimizde sorunlar çözülüyor.
S.E: Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül hala görev başında ancak partime geri döneceğini beyan etti. Yasa gereği Milletvekilliği olmadığı için Başbakan olamıyor. Peki Şimdi Ak Parti'nin Genel Başkanı ve Başbakan kim olur?
B.D: Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkeye çok büyük katkılar koymuş, partimizin kurucularımızdan biri. Onun koyacağı her katkı bizim için büyük bir değerdir. Dünyaya örnek bir partiyiz. Dünya bunu gıptayla inceliyor; izliyor. Burada kimin Başbakan olacağı çok önemli değil. Ak Parti hizmete devam edecek. Partimizin yetkili kanalları bu konuyla ilgili olarak açıklama yapacak. Hem Parti hem de Başbakanımız aynı kişi olacak. Ben burada isimden çok ilkelerin ve iradenin olduğunu söylüyorum. En uygun insanı partimiz seçecektir.
S.E: Bazı kesimler Turgut Özal Cumhurbaşkanı oldu ANAP, Demirel Reis-i Cumhur oldu DYP çöktü diyor. Buna istinaden Tayyip Erdoğan’dan sonra AK Parti'nin de kan kaybedeceğini dillendirenler var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
B.D: Bunu diyenler eski Türkiye’dekiler. Yeni Türkiye’de kesinlikle böyle bir şey olmayacak. Yeni Türkiye’de koşan bir Cumhurbaşkanı olacak. Koşan bir parlamento olacak. Bu anayasa Türkiye’ye dar geliyor. Askerlerin yapmış olduğu dar çerçeveli Türk halkının olduğu yerde saymasına neden olan bir anayasa. Bu anayasayı Türkiye’nin hızla büyüyeceği bir şekle getireceğiz. Önümüz çok açık. İnanmayanlar için hayal olarak görünüyor. Dün bizim için tarihi bir gündü.
S.E: Ak Parti Reis-i Cumhuruyla tek beden mi olacak?
B.D: Bizim içimizde fitne fesat çıkarmaya çalıştılar. Hiç karşılık buldu mu, gördünüz mü. Bu davaya inanan insanlarız. Barış içinde huzurla yaşayalım istiyoruz. Ak Partinin temelinde bu var. 30 yıllık çözümler hiçbir işe yaramadı. Ama Ak Parti geldiğinden beri sorun çözüldü. Gelişmiş ülkelere göre açığımız vardı. Bunu hızla kapattık; kapatmaya da devam ediyoruz.
S.E: Gelecek yerel seçimlerde İzmir’i alacak mısınız?
B.D: Biz İzmir’e Türkiye’ye yaptığımız hizmetlerle zaten bunu gösteriyoruz. İzmir’de bu değişimi görmeye başladı. Bu değişimi gördükçe bazı şeyleri kanıksıyorlar. Başka yerlere gittiklerinde görüyorlar. Bunu bizden çok artık İzmir isteyecek.
S.E: 2015 genel seçimlerinde Türkiye’yi ve İzmir’i nasıl görüyorsunuz?
B.D: 2015’de göreceksiniz İzmir’de bir kabuk değişimi olacak. Bunu da beraber yaşayacağız. Halkın iradesi dışında buna ortak olmaya çalışan herkes hak ettiği dersi alacaktır. Bu zamana kadar da verildi; verilmeye devam edecek. 12 yıldır Türkiye’yi halk yönetiyor, ondan öncesinde yönetilmiyordu. Hep birilerinin dayatması vardı. Bu kardeşliği 12 yılda sağladık. Hep ötekileştirilmişti. Bir Alevi, bir Kürt, Laz ne olduğunu söyleyemiyordu. Bir baskı rejimi vardı. Biz bu baskıları kaldırdık. Türkiye’nin huzurunu sağladık. Tabii ki bu huzuru istemeyenler de var. Güçlü bir Cumhurbaşkanının bölgeye hakim olmasını istemiyorlar. Ülkelerin yaptıkları haksızlıklara karşı duran başka bir lider yok. Ayak oyunlarıyla bunu bozmak istiyorlar. Türkiye güçlendiği için şimdi sesleri çıkmıyor.
S.E: Son sözleriniz nelerdir?
B.D: İzmirli hemşerilerimize teşekkür ediyoruz. Bize güvenlerini tazelediler. Oy verenlere de vermeyenlere de teşekkür ediyoruz. İzmir ileride çok ciddi bir marka olacak. Bunu da yine Ak Parti yapacak. Biz bu yolda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Önemli olan bu algı zincirlerinin kırılması. Güneş tutulması bitiyor. Biz yukarı doğru çıkışımızı devam ettiriyoruz.
YORUMLAR