Alperenlerden Mustafa Destici’ye sert tepki

Alperen Ocakları, Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleme kararı alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye sert tepki gösterdi.

Alperenlerden Mustafa Destici’ye sert tepki

Alperen Ocakları, Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleme kararı alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye sert tepki gösterdi.

Alperenlerden Mustafa Destici’ye sert tepki
18 Temmuz 2014 - 19:26

Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün, “Alperen Ocakları’ndan Büyük Birlik Partisi Yönetim Kuruluna Ültimatom” başlığı altında bir açıklama yaparak BBP lideri Destici’yi suçladı. İşte o açıklama:

"Ülkemizin dar boğazlardan geçtiği-geçirildiği şu günlerde, sinelerimizde adeta urlaşmış halde bulunan kanaatlerimizi samimi beyanlarla ifade etmek elzem hale gelmiş bulunduğundan huzurlarındayız… Bildiğiniz gibi, bin yıllık bir fikir geleneğinin çağımızdaki mücessem organizasyonu olarak, adımıza evvela “Nizam-ı Alem Ocakları”, şartların sürüklediği bir heyulayla da daha sonra “Alperen Ocakları” denilmiştir. Bin yılın fikir soluğunu çağımızda ismi ve çilesi etrafında halkalayan kişi de yine bildiğiniz üzere Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’dur. Biz, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan alınmış bulunulan terbiye icabı bugüne kadar, gündelik politikanın her zaman dışında bulunmaya gayret etmiş, toplum meselelerini de ancak ulvi siyaset penceresinden takip etmeye azim göstermiş bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bizi seven ya da sevmeyen bütün kamuoyu da takdir edecektir ki; Bosna zulmünde, Çeçenistan işgalinde, Filistin mezaliminde, Doğu Türkistan ağıtında bizler hep, kaynayan ve ağlayan toplum kitlelerinin başını çekmiş ama ağız dalaşıyla ifade olunabilecek politik çekişmelerin daima dışında durmuş bir iman hareketiyiz. Ekonomik anlamda, orta düzey ve üstünü ifade eden kimselerce asla çalınmayan kapılarımız bugün hala açıksa, bugün için bunu biz, gündelik nafakasını Ocaklarımıza çay-şeker almak için kullanan, ayakkabıları eski, ceket astarları yırtık ama yürekleri her an yiğitlik cilasıyla parlak, göğüsleri iman vakarıyla dimdik kardeşlerimizin himmetlerine borçluyuzdur. Ocaklarımızın bugüne kadar tütmesini sağlayan bu gerçeklik, imanından az da olsa taviz vermek suretiyle nice imkân edinebilecek ama bu tavizi asla vermediği için de kış günü parti makamında paltosuyla oturan Muhsin Yazıcıoğlu’ndan ilham ve kuvvet bulmuş ve sadece varlığıyla bile aramızdayken O, her bir Alperen, dağa sırt vermiş bir çilekeş namıyla davaya omuz vermiştir.

PEKİ BUGÜN İÇİN GELİNEN NOKTADA VAZİYET NASILDIR?

Şunu saklamadan ve gayet net bir dille ifade edelim ki, Büyük Birlik Partisi, Alperen Ocaklarının gönül bağıyla bağlı olduğu bir müessesedir. Kişilerin gelip geçici oldukları bir vazife intikalinde adını zikrettiğimiz bu iki kurum, rahmetli başkanımız zamanında senfonik bir uyumla birlikte yürürlerken, İslam davasına karınca kararınca katkı sağlamış ve kişisel menfaatleri değil, her zaman millet menfaatlerini ön planda tutucu adımlar atmışlardır. Ama yiğit liderimizin aramızdan ayrılmasıyla beraber zamanla akustiği bozulan bu senfonik uyum, kişisel ikbalini önde tutucu insanların fikri bir tutum takınamamaları nedeniyle aksamış ve gitgide Büyük Birlik Partisinin, Alperen Ocaklarından kurtulma kavgasına dönüştürülmüştür.

Alperen Ocaklarını daima ayağına bağ gibi gören, şahsi menfaat senaryolarını sergilerken yiğit Ocaklarımızın varlığını tehdit gibi algılayan bir zihniyet, Büyük Birlik Partisi başkanlığına oturur oturmaz Ocakları kapatmak için adım atmış ama hadisenin duyulmasıyla beraber gelen tepkilerle geri adım atarak olayı ört pas etmişlerdir. Ocakların kapısını kilitleyerek yok edemeyeceklerini anlayan bu insanlar gene de durmamış, Ocak geleneğimizi tarumar edici bir mantıkla yeni bir sistem oluşturmaya kalkmış, “Vakıf” adı altında Ocaklarımızı etkisizleştirici bir rotaya sokmuş, bununla da yetinmemiş, kendi müessesesini akim kılmaya çalışıcı bir tavırla tuzaklar kurmaya yeltenmiştir.

GENEL BAŞKAN BİZDEN İĞRENİYOR

Allah’ı şahit tutmak kaydıyla yiğit Alperenlere buradan haykırırız ki; Büyük Birlik Partisi genel başkanlığını yürüten irade, köklü ocak geleneğimizden de, onun garip mensuplarından da iğrenmektedir. Bunu şahsımıza karşı bile defalarca beyan etmişlerken “Kol kırılır yen içinde kalır!” hassasiyetiyle susmuş, teşkilatlarımızın huzurunu esas tutmuş ve iki yılı aşkın bir süredir yiğitlik hudutları dışında serdedilen her yakışıksız davranışı sinemize çekmişizdir.

Tüm Alperenlere gene Allah’ı şahit tutmak kaydıyla beyan ediyoruz ki; Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun akamete uğratılmaya çalışılan davasını canlı ve gündemde tutmak için ne zaman eylem hazırlığına girişsek, Parti genel başkanından telefon almış, eylemlerden vazgeçmemiş istenmiş, yapılan birçok eylemi de bunlara rağmen yapabilmiştik. Hükümetle olan iyi ilişkileri bozulmasın, basın ile olan ilişkileri seçimler öncesinde sekteye uğramasın diye, rahmetli liderimizin cenaze resimlerini yayınlayan haber kanalının önüne eksi 25 derecede hem İstanbul, hem de Ankara’da yönleniyorken Parti genel başkanından gene telefon almış “Seçim arifesinde bu mevzuyu kaşımayın, kaşırsanız görevden alırım!” ikazlarına muhatap olmuşuzdur. Buna rağmen cenaze üzerinden reyting kaygısına girmiş kanal önünde toplanmış, Alperen Ocakları olarak ültimatomumuzu vermiş ve görüntülerin yayınlanmasını engellemiştik. Şimdi bütün teşkilatlarımıza, BBP genel başkanı Mustafa Destici’nin, hükümetle iyi ilişkiler sürdürdüğü günlerinde çok sıklıkla kullandığı bir cümlesini hatırlatmak istiyoruz:

“Büyük bir evliyayla konuştum! Bu mevzu kazadır ve siz de kapatın diyor! Yoksa Muhsin Yazıcıoğlu’nun ruhunu zedelersiniz!”

PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ

O günlerde ismini bile veremediği kişilerden aktardığı gıyabi cümlelerle Şehit liderimizin davasını his planında sulandıran Mustafa Destici, son zamanlarda da karanlık cümlelerle teşkilatlarımıza Liderimizi hükümetin katlettirdiğine dair imalarda bulunmakta, birtakım ses ve görüntü kayıtları dinleyip ve izlediği imajı oluşturmakta, böylece evvela hükümeti sevindirerek, şimdi de hükümeti üzerek yanlış bir dava takibatı yürütmekte, bu omurgasız hareket planında da olan liderimizin dava sürecine olmaktadır.

Şunu herkes bilmelidir ki; Muhsin Yazıcıoğlu davası, gündelik politikalarda pazarlık konusu yapılabilecek bir dava değildir. Elinde belge ve bilgi olan, ses kaydı dinleyip görüntü izlediğini söyleyen her kimse bunları kapalı kapılar ardında gündelik politikalarına kulvar açmak için kullanmamalı, gereğini yaparak yetkili mercilere ulaştırmalıdır. Gereğini yapabilecek hiç kimsenin bulunmadığı bir arz planında bilinmelidir ki, Muhsin Yazıcıoğlu’nu sadece tanımayan, aynı zamanda onu anlayan on binlerce Alperen, hala şehit liderimizin ruhi asaletini üzerinde taşıyacak bir kuvvette ve gereğini yapacak el nizamındadır.

"CHP LOKOMOTİFİ PEŞİNE TAKILAN BİR GÜRUH ARASINA..."

Değerli Alperenler, Kıymetli Basın Mensupları

Bugüne kadar sabırla bizleri suskun kalmaya zorlayan şartlara, artık tahammülü kabul edilemez başkaca bir cinayet eklenmiştir ki, kanaatlerimizi kamuoyu ve gönüldaşlarımızla paylaşma ihtiyacı da buradan hasıl olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri münasebetiyle, bütün Büyük Birlik Partililer ve bütün Alperen Ocaklılarla yapılmış bir istişare kararıymış gibi Büyük Birliik Partisi genel başkanı tarafından yapılan Ekmelettin İhsanoğlu’na destek açıklaması, asla bir araya gelemeyecek olan CHP ve BBP isimlerini bir araya getirmiş ve bu da Büyük Birlik Partisi kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu eliyle oluşturulmuş Büyük Birlik ruhunu bağrından hançerlemiştir. Tüm Alperenler bilmelidirler ki, bu konuda Alperen Ocaklarıyla yapılmış herhangi bir istişare yoktur. Bizimle istişare yapılmamasından da öte, itibarlı itibarsız birçok vagoncuk eklenmek suretiyle CHP lokomotifi peşine takılan bir güruh arasına BBP adının yazılması, 21 yıllık temiz mazisiyle Büyük Birlik Partisi’ne yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bir senfonya düşünün, içerisinde şehit liderimize cenaze günü yayınlarında “İyi bilmezdik!” diye manşet atan Türk solunun, şehit liderimizi katil diye her an yaftalayan İşçi Partisi’nin, tarikat liderliğiyle tencere pazarlamacılığı arasında gidip gelen Haydar Baş’ın, bil cümle Marksist-Leninist sol franksiyonların bulunduğu bu senfonyada Büyük Birlik Partisi’ni alet çalıcılık derecesine düşürmek, o senfonyayı yöneten CHP şefinin dümen suyuna girmek demek değil midir? CHP ile değil aynı irade ortaklığında bulunmak, bütün yiğit Alperenlerin vicdanlarına havale ederek seslenelim ki, misal, CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün su içtiği tastan su içmeyi bile biz imani bir zafiyet sayar, Büyük Birlik Partisi’nin milletimiz nezdindeki itibarını sıfırlayanları da ikaz ederiz.

Bütün Anadolu ve bütün dünya bilmelidir ki, Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocakları, milletin iman haznelerini muhafaza etmek anlamında var iseler eğer, bu millet değerlerimize çullanmaktan başka varlık sebebi tanımayan CHP var diyedir. Varlık sebebini İslam davasını sürdürmek diye açıkça ortaya koymuş bir hareket, elleri üzerinde hala on binlerce müslümanın kan izi bulunan ve uslanmaz bir saldırganlıkla millet değerlerimizle hala çatışan CHP’nin değil dümen suyuna girmek, CHP’nin dümenini kırmayı en halis niyetlerinden biri olarak ortaya koymuştur. Şehit liderimizin yiğitçe seslenişiyle seslendiği ve “Sen milletimizin başına bela mısın!” dediği CHP, bugün Büyük Birlik Partisini yönettiğini zannedenlerce Haçlı ittifakında buluşulmuş bir kader ortağı haline getirilmiştir.

DESTİCİ İLE AYRIŞILAN 3 NOKTA

Hayata midesinden değil kalbinden bağlı yiğit Alperenler, mesele imani hususiyetlerimiz olunca gemileri yakan bir sollukla size sesleniyoruz. Bakın sayın Mustafa Destici, CHP ile aynı kanaatte buluşmalarının gerekçesini 3 maddeyle nasıl açıklıyor:

1-) Şehit liderimizin dosyasına hükümetçe gösterilen ilgisizlik…

Soruyoruz; daha evvel az önce bahsettiğimiz gibi, Alperen Ocaklarının ekser girişimlerine engel olmaya ve hükümeti incitmemeye çalışan sen değil miydin? Tüm siyasi kararlarını, Şehit Liderimizin dosyasıyla ilgiliyse eğer, 2010 yılında tam destek verdiğiniz refarandumda neden Şehit Liderimizin davasını masaya sürmeyip, hükümetle beraber şen aile profili çizmiştiniz?

2-) Hükümetin çözüm süreci ile ilgili attığı adımlardan duyduğu endişeler… Soruyoruz; hem işbirliği yaptığınız CHP, hem de onun şapkadan tavşan çıkarırcasına ortaya attığı çatı aday Ekmelettin İhsanoğlu, kameralar önünde açık açık çözüm sürecine destek olduklarını açıklamıyorlar mı?

3-) Ekmelettin İhsanoğlu’ndan sivil anayasa yapmak noktasında güya alınan söz…Soruyoruz; yeni yasama döneminden beri sivil anayasa yapmak noktasında atılan her adımın karşısında yıkıcı bir muhalefetle yer alan CHP değil midir? Şimdi bu CHP’nin bir biblo olarak bulup ortaya çıkardığı Ekmeletin İhsanoğlu’ndan mı himmet beklenmektedir?

"ALPEREN OCAKLARI OLTA BALIKÇILIĞI FEDERASYONU DEĞİL"

Hiç kimse kimseyi kandırmamalı, kapalı kapılar ardında yapılan ticari pazarlıkları siyasi ve ilkeli birer tutummuş gibi bizlere yutturmaya çalışmamalıdır! Artık takke düşmüş, siyasi kellik fecaati görünmüştür. Kapalı kapılar ardında yaşanan pazarlıklarla, parti başkanlığını iş takip bürosu gibi kullanmak günlerinin sonu gelmiştir. Türkiye’nin bütün yazmalı ninelerine, aksakallı dedelerine, evlatlarını mukaddesatlarına göre yetiştirmek derdindeki anne ve babalarına sesleniyor, Allah ve Resulü’nün bu ülkedeki ezeli ve ebedi düşmanı olan CHP’ye partimiz namına gerekli istişareler yapılmadan destek açıklayanları da Büyük Birlik Partili saymamalarını istiyoruz. Zira Muhsin Yazıcıoğlu’nun 40 yılda alna çektiği nur çizgileri, siyaseti ticaret belleyenlerce bir hamlede zifte inkılâp edebilecektir. Allah şahit olsun ki; İslam dinini kuvvelendirmek için milletimizi kuvvetli kılmaktan başka muradı olanlara ne bu hareketi, ne de Muhsin Yazıcıoğlu’nu teslim etmeyeceğiz. And olsun!

Son söz babında sayın Mustafa Destici’ye tüm yiğit Alperenler namına sesleniyoruz! Ey Mustafa Destici! Sen Muhsin Yazıcıoğlu değilsin, Alperen Ocakları da olta balıkçılığı federasyonu değildir!"

YORUMLAR

  • 0 Yorum