CHP'nin 6 okunu yeniden yorumlatmayız

İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler gazetemize yaptığı açıklamada, “CHP’nin, Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu muhalefet olarak eklemek isteyenlere karşı bir fikir mücadelesi içerisindeyiz. Altı oku kıracak hiçbir yoruma evet demeyeceğiz”dedi

CHP'nin 6 okunu yeniden yorumlatmayız

İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler gazetemize yaptığı açıklamada, “CHP’nin, Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu muhalefet olarak eklemek isteyenlere karşı bir fikir mücadelesi içerisindeyiz. Altı oku kıracak hiçbir yoruma evet demeyeceğiz”dedi

CHP'nin 6 okunu yeniden yorumlatmayız
27 Ağustos 2014 - 12:49

“CHP'nin 6 okunu yeniden yorumlatmayız”
İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler gazetemize yaptığı açıklamada, “CHP’nin, Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu muhalefet olarak eklemek isteyenlere karşı bir fikir mücadelesi içerisindeyiz. Altı oku kıracak hiçbir yoruma evet demeyeceğiz”dedi
“CHP'nin 6 okunu yeniden yorumlatmayız”

İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler gazetemize yaptığı açıklamada, “CHP’nin, Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu muhalefet olarak eklemek isteyenlere karşı bir fikir mücadelesi içerisindeyiz. Altı oku kıracak hiçbir yoruma evet demeyeceğiz”dedi

CHP'de muhalif kanadın önde gelen isimlerinden İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, partinin içerisine girdiği kurultay sürecini Yenigün'e değerlendirdi.

Muhalefet partilerinin çatı aday ile AKP karşısına çıktığı cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını “hezimet” olarak değerlendiren Güler, yerel seçimlerde Türkiye'nin her yerinde cemaatle işbirliği yapmak ile suçladığı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin 6 okunu yeniden yorumlamasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı gibi kritik bir seçimde partinin yetkili organlarını saf dışı bırakarak aday belirleyen bir anlayışın bunun sonuçlarına da katlanması gerektiğini belirten Güler “CHP’nin ideolojik omurgasının bu yönetim tarafından kırılması benim muhalefet olmamda birinci etken. İkincisi, parti içi demokrasiyi ortadan kaldıran, artık tahammül edilemez bir durum egemen partiye, bu iki eksik söz konusu olunca üretilen bütün politikalar da kendiliğinden CHP’ye yabancı politikalar oluyor. Hangi politikalardan söz ediyorum? Yerel seçimler öncesinde Türkiye’nin her yerinde cemaatle iş birliği yapmak, ancak bunu inkâr etmek. Bu, parti yetkili kurumlarının da, üyelerinin de asla kabul edemeyeceği bir işbirliği. Hem ittifak yapıp hem bunu inkâr etmek güven sarsıcı. ABD Türkiye Büyükelçisi Ricardione ile parti yetkililerinden bir kişi bile olmadan uzun saatler görüşme yapmak ve bu sorulduğunda hiç kimseye bir açıklama yapma sorumluluğu göstermemek ve cumhurbaşkanlığı gibi son derece kritik bir seçimde partinin bütün kurumlarını ve ilkelerini aşıp kendi başına hareket etmek, sonra da bu aykırı kararın, başarısız sonucun bedelini ödememek” diye konuştu.

Sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi

Kılıçdaroğlu'nun hiçbir şey yaşanmamış gibi o koltukta oturmaya devam ettiğini belirten CHP'li Güler, istifa çağrısında bulunan 6 milletvekili ile ilgili de şunları söyledi:

“Ben tek başıma risk aldım, bunun bedelini öderim. Hezimetle karşılaştık. Şimdi bir politikacının bunun bedeli her neyse onun hesabını vererek ödemesi gerekirdi. Hemen 10 Ağustos’un ertesi günü Cumhuriyet gazetesine yaptığı röportajda Kılıçdaroğlu, 'Yine olsa yine İhsanoğlu’nu aday gösteririm' dedi. ‘Suç tatilci seçmendedir’ dedi. Milyonlarca insanı töhmet altında bıraktı. 'Kurultaya neden gidilsin ki' dedi. Dolayısıyla gerekli açıklamalarını seçimden sonra yaptı. Hiçbir yanlışı üstlenmeyeceğini, hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğini kamuoyuna ilan etti. Milletvekilleri olarak bizim istifa davetimiz de bu sorumsuz açıklamalar için yapıldı. İstifa çağrısını yapan milletvekilleri, o çağrıyı okuyanlardı. Biz başka milletvekillerini bu çağrıya katılmaları için davet etmedik. Muharrem İnce daha sonra kendisi adaylığını açıkladı, o ayrı bir şey. 6 kişi söz konusu. Bizde öyle gizliden bazılarının öne çıkması gibi bir yöntem yok. İstifa davetini ve kurultay çağrısını yapanlardır. Yanlış politikanın örgüte hesabının ödenmesi çağrısı yaptık. Genel Başkanın istifasının zorunlu olduğunu söyledik. Partinin özgürleşmesi gerektiğini söyledik. Çok sayıda parti genel başkanlığını üstlenebilecek arkadaşımız var. Bunların önünün açılmasını talep ettik. Çağrımız parti içi demokrasinin yeniden işletilmesinden ibarettir.”

Keyfi kararlar yenilgiyi getirdi

CHP yönetimini partiyi Erdoğan'ın yeni Türkiye’sine uyumlu bir hale getirmekle suçlayan Güler “Bu aslında birbirine bağlı halkalardan oluşan bir zincirdi. En önemli halka yerel yönetim seçimleriydi. Orada adaylaştırmalarda keyfi kararlar bir yenilgi getirdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde hiç kimseye sormadan adayı belirleme, sonra da bu adaya “tıpış tıpış oy vereceksiniz” meydan okuması büyük bir hezimet getirdi. Şimdi üçüncü halka 2015 seçimleri. Görüyoruz ki mevcut yönetim, 2015 seçimlerine hazırlanmaktan çok CHP’nin kurucu ilkeleriyle kavga ediyor. Bizim aslında daha önceden gördüğümüz şey artık kamuoyunun gözleri önünde. Altı oku yeniden yorumlamaktan söz eden bir genel başkan var. Bazı yetkililer bunu nasıl yorumlayacaklarını ilan ediyorlar. Benim gördüğüme göre altı oktan vazgeçiliyor. Bu nedenle CHP’yi Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu bir muhalefete dönüştürme kararı vermişler. Bizim daha önceden gördüğümüz buydu. Bu karşı devrime ılımlı ve uyumlu bir CHP hayal ediyorlar. Böyle bir CHP cumhurbaşkanlığı seçimlerini nasıl altın tepsi içinde Erdoğan’a verdiyse 2015’te de karşı devrimin son virajını almasını çok kolaylaştıracak. Bu gerçeği tüm delegelerimizin, aynı üyelerimizin gördüğü gibi gördüğünü tahmin ediyorum” diye konuştu.

Her şeyin ötesinde ‘sandık’ çok farklı

Güler sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sandıkta olayın farklı olacağı görüşü doğru bir görüştür. Çok yoğun bir baskı var gerçekten. İl başkanları toplanıp Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz açıklamasına zorlandılar. Bu yetmedi, kimi yerlerde ilçe başkanları toplanıp açıklama yapmak durumunda kaldılar. Gençlik kollarına aynı şekilde baskı yapıldı. Genel merkezden kurultay delegelerine tek tek telefon açıldığını biliyorum. Bu CHP’nin kurultay anlayışına uygun değil. Bu bir korkunun göstergesi. Hangi korkunun? Sandık benim aklımla vicdanım arasında olan bir işlem. Bundan çok endişe ettiklerini görüyorum. Sonuç çok farklı çıkabilir. Uzunca bir süredir bu yönetim kendi kafasına göre bizi bir yerlere gönderme meramında anlaşılan. CHP’nin meşhur yeni Türkiye’nin ılımlı ve uyumlu bir muhalefet haline getirilmesine izin vermeyecek olanlar yalnızca burada basın açıklaması yapan 6 milletvekili değil. Sandıkta da görüldüğü gibi bu yönetim tabanımızdan koptu. CHP’nin kurucu ilkeleri doğrultusunda mücadeleye devam etmesi için kararlığımız çok yüksek. Biz partide olmaya devam edeceğiz. Bu bir kişi ve ekip hedefli bir mücadele değil. Bu CHP’nin, Erdoğan’ın yeni Türkiye’sine uyumlu muhalefet olarak eklemek isteyenlere karşı verilen büyük bir ideolojik mücadele. Bir fikir mücadelesi içerisindeyiz. Altı oku kıracak hiçbir yoruma evet demeyeceğiz. Altı oku kıracak hiçbir güç CHP’de yok. Biz bu parti içerisindeki mücadeleyi Türkiye’nin kaderi için olan bir mücadele olarak görüyoruz.”

Yenigün - Deniz KEZER

http://www.gazeteyenigun.com.tr

YORUMLAR

  • 0 Yorum