Çukur gösterdi ki İzmir'den bir şey olmaz

İzmir sınırları içerisinde son 30 yılda şahit olduklarım Avrupalı bir ulusun ömrü billah göremeyeceği saçmalıklarla dolu. İş yapmanın, istihdam kapısı açmanın, hizmet etmenin, kaliteli yaşamın bu kentte pek de yeri yok. İstenmiyor, sevilmiyor ve arkasında bit yeniği aranıyor.

Çukur gösterdi ki İzmir'den bir şey olmaz

İzmir sınırları içerisinde son 30 yılda şahit olduklarım Avrupalı bir ulusun ömrü billah göremeyeceği saçmalıklarla dolu. İş yapmanın, istihdam kapısı açmanın, hizmet etmenin, kaliteli yaşamın bu kentte pek de yeri yok. İstenmiyor, sevilmiyor ve arkasında bit yeniği aranıyor.

Çukur gösterdi ki İzmir'den bir şey olmaz
10 Eylül 2014 - 19:50

İzmir sınırları içerisinde son 30 yılda şahit olduklarım Avrupalı bir ulusun ömrü billah göremeyeceği saçmalıklarla dolu. İş yapmanın, istihdam kapısı açmanın, hizmet etmenin, kaliteli yaşamın bu kentte pek de yeri yok. İstenmiyor, sevilmiyor ve arkasında bit yeniği aranıyor.

Bakın Türkiye'nin en yüksek işsizlik oranlarına sahip bu şehirde üniversite mezunu gençleri okul sonrası ilk bekleyen tehlike işsizlik. Hangi bölümü bitirirseniz bitirin, ne kadar başarılı olursanız olun ilk geçeceğiniz elek işsizlik eleği olacak. Gençlerin karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike belki de hayatlarının devamını sağlayacak “umudu” ellerinden alıyor. Bu İzmir'e özel bir durum. Gelişmişliği yüksek, yoğun nüfuslu hiçbir Büyükşehir'de İzmir'de görülen işsizlik oranları görülmüyor. Daha “büyünce” ne olacağına karar verememiş bir kentte gençleri büyüyünce ne olacağına karar verebilmesi kadar zor bir şey olamaz.

Bir defa;

Turizm kenti değiliz.

Üniversite kenti olamadık.

Sanayi kenti olabilmenin uzağından dahi geçmedik.

Sağlık kenti falan rüya zaten.

“Kadın kenti” diyor bazıları. Gel gelelim bu şekilde marka olabilmenin, işsizliği çözebilmenin veya para kazanabilmenin imkanı yok.

Şu çok konuşulan Basmane Çukuru, geçtiğimiz gün de yatırımcısıyla buluşamadı. İhale, teklif veren olmayınca iptal oldu. Kemal Zorlu önderliğinde bundan 10 küsur sene evvel iğrenç durumda, yanmış yağ kokan bir otobüs garajını mükemmel bir yapıya çevirmek için hareket eden grubun önü davalarla kapatıldı. Neymiş, böyle bir alanın yanlış kullanımı ile kent yok edilemezmiş. Komik. Sormazlar mı, belediye başkanlığınız döneminde hangi tarihi yapıyı restore ettiniz, Kordon'un cumbalı evlerini, Alsancak'ın dar sokaklarını, Basmane'nin taş yapılarını, Karataş'ın tarih kokan binalarını kurtardınız da sıra İzmir'in en kötü görüntüsüne sahip meydanındaki koca bir çukura mı geldi?

Kimse konuşmasın, kimse ahkam kesmesin. İzmir her türlü yatırıma aç, kadük kalmış, cılız, bakımsız ve yatırımsız bir şehir olmaktan bu kafalarla asla kurtulamaz. Dünyada parmakla gösterilen Kordon evlerinin son temsilcileri bugün ayakta kalma mücadelesi verirken, yan yatmış o cumbalı eve baka baka “Basmane Çukuru öyle kalsın” diyorsanız İzmir'e ihanet ediyorsunuz sayarım. Hala yeni sahibini arayan o çukur için Kemal Zorlu'nun emeğini, alın terini utanmadan toprağın altında bırakanlar bunun hesabını, 10 küsur yılın hesabını İzmir'e nasıl verecek?

Ne olurdu orada 2 bin kişiye istihdam sağlansa, ne olurdu Büyükşehir'in Konak'taki ucube binası oraya taşınsa... Bakın Konak'taki alana yapardınız o kafanızdaki yeşilliği.

Zorlu İzmir'de her yatırımcı gibi haksızlığa uğramış, yok edilmeye çalışılmıştır. İzmir bugün utanması gereken bir çukur ile sınanıyor. Bir sonraki ihalede de benzer sorunlarla başbaşa kalması muhtemel. Burayı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin almasına karşıyım. Olmamalı. Büyükşehir'in o parası İzmir'in tarihini kurtarmaya harcanmalı. Kültürpark'a, tarihi binalara, İzmir'in kültürüne harcanmalı.

Şöye bir bakıyorum da... O çukur sanki uzun yıllar daha bizimle birlikte olacak gibi. Zorlu gibi yatırımcıya, istihdam sağlayıcıya düşman olan bu kent daha uzun yıllar kötü istatistiklerin en tepesinde olmaya mahkum.

Engin ve Delican

Gerçekten 9 Eylül'de el ele kol kola tablo özlenendi, beklenendi. Her iki başkanı da tebrik ediyorum. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ve AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican üzerine düşenleri yaptı. Böylesine sıcak bir ortamda Engin ve Delican'ın tavrı vekillere de örnek olmalı. Bugüne dek daha çok TBMM çatısı altındaki vekillerin gerginliğinin şehre hiçbir artı kazandırmadığı ortada. Belki 9 Eylül'deki örnek onlara da örnek olur, Engin ve Delican'ın ateşi partilerinin tüm kadrolarını sarar. İkisine de canı gönülden tebrikler...

YORUMLAR

  • 0 Yorum