Davutoğlu'ndan çarpıcı mesajlar

AK Parti'nin 1. Olağan Kongresi'nde genel başkan adayı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuşma yaptı.

Davutoğlu'ndan çarpıcı mesajlar

AK Parti'nin 1. Olağan Kongresi'nde genel başkan adayı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuşma yaptı.

Davutoğlu'ndan çarpıcı mesajlar
27 Ağustos 2014 - 15:55

"Selam olsun. Selam olsun. Selam olsun. ve Selam olsun, insana zamana ve mekana. Öncelikle insana selam olsun. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisine selam olsun. Selam olsun bundan 92 yıl önce milletin istiklali için Kocatepe’den İzmir’e yürüyen Gazi Mustafa Kemal’e selam olsun" diyerek konuşmasına başlayan Ak Parti Genel Başkan ve Başbakan adayı Ahmet Davutoğlu şunları söyledi;

Aslında bu girişle ben şunu anlatmak istedim. Ak parti konjektürel siyasi şartlarla çıkmış bir parti değildir, dönemsel bir parti değildir. AK Parti milletin ta kendisidir. Sayın cumhurbaşkanımız bir veda kongresinden bahsettiler ama bu bir veda değil vefa kongresidir. Sayın cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz.

Bir büyük yeni Türkiye yürüyüşünün arifesindeyiz. 12 yıllık birikimimiz var. İlelebet sürecek olan bu yürüyüşü bizden sonraki nesillere bırakmak için her türlü fedakarlığa hazırız. Sayın cumhurbaşkanımızın bu dönemde bu emaneti hakkıyla yerine getirdiğine şahitlik eder misiniz?

Hiçbir güç bu saflara fitne sokamaya gücü yetmeyecektir. Yeni bir Türkiye arifesindeyiz. Son 12 yıl içinde büyük bir inşa faaliyeti yaptık. 1402 yılında 100 yaşında olan devletimiz büyük bir fetret devrine girdi. Fetretten çıkan düzenle İstanbul’un kapıları açıldı. 2002’de benzer bir fetret vardı. O zaman AK Parti yeni bir medeniyet için yürüdü. Yeni Türkiye’nin psikolojik temeli özgüvendir.

Ben Davos’ta cumhurbaşkanımızın başdanışmanı olarak yanındaydım. Sayın başbakanımız o konuşmada özgüvenimizin işaretini vermişti. İşte bir milletin ayağa kalktığının işareti budur. Bu öz güven bizde oldukça hiç kimse bu yürüyüşe dur diyemeyecek. Son 12 yılda kazanılan bu özgüveni yıkmaya çalıştılar. Dediler ki bunlar rüya görüyorlar. Doğru biz bir rüya görüyoruz. Yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz.

30 Mart seçimleri için miting meydanına çıkarken bir baba çocuğunu yanıma getirdi. Tanışmak istediğini söyledi. Çocuğa, çocuk büyü bize adam lazım dedim. Döndü o aradığınız adam benim dedi. Eğer o kardeşiniz aradığınız adam benim deme cesaretini gösterdiyse bunda milletin adamınım gösterdiği dirayet vardır.

Şimdi milletin adamı cumhurbaşkanlığı makamında, ama milletin adamları tükenmeyecek. Yeni Türkiye’nin ikinci alanı çözüm sürecidir. Eğer bir toplumda aidiyet bilinci zayıflamışsa, o devletin ayağa kalkması mümkün değildir.

AK Parti iktidarının en büyük başarısı bütün bir milleti tek bir yürek tek bir güç haline getirmesidir. Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır. Bunun için gece gündüz çalışacağız. Terörü denediler, siyasal ırkçılığa yöneldiler. Buradan bir kez daha tekrar ediyoruz. Bizim olduğumuz Türkiye’de hiç kimse ötekileştirilemeyecek. Bizim için mezhebi bir tavır söz konusu değildir. Gayrimüslim vatandaşlarımda eşit şartlar altında olacaktır. Allah şahittir ki bu topraklara gelen kim olursa olsun. Etnik kökenine bakmaksızın ağırlanacaklardır. Bizim tarihimiz merhamet tarihidir.

Üçüncü inşa alanımız siyasi alandır. İnsan onurunu korumak bizim asli görevimizdir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın onur duyması mümkün değil. Onun için hükümet programlarına hep özgürlük güvenlik ilkesi koyduk. Türkiye’de düşünce özgürlüğü AK Parti hükümetinin güvencesi altındadır. Biz özgürlükleri yeni bir ahlakı formasyonla buluşturuyoruz.

Geçen sene öyle bir kampanya yürütüldü ki. AK Parti’ye büyük iftiralar atıldı. Kim derse ki AK Parti otoriterleşti niyeti fitne sokmaktır. Birçok özgürlükler uygun zamana kadar bekletildi. Sayın cumhurbaşkanımıza medya tarafından yaptırılan saldırılara cevap olsun diye söylüyorum, Türkiye özgürlüklere son yıllarda kavuşa bildi.

2008 yılında iktidar partisi kapatılma ile karşı karşıya bırakılmıştı ama 2010 referandumu ile bunlar tarihe gömüldü. Ana dilde konuşma son yıllarda gerçekleşti. Otoriter değdi cumhurbaşkanı kendi döneminde bunları gerçekleştirdi. Başörtüsüne özgürlük ancak son yıllarda gerçekleşti.

Şimdiye kadar edindiğimiz mirası daha ileri taşımaya kararlıyız. Sandığı hafife alanlara bir cevap mahiyetinde söylüyorum. Bu millet ne zaman başı sıkışsa sandığı bekledi. Hiç ümitlenmesinler, sandığı namusu gören bu insanlara sahip çıkacağız. AK Parti iktidarının en büyük devrimi milli irade devrimidir.

Sanki devlet ve hükümet ayrı hükümlermiş gibiydi ama AK Parti iktidarında her mesele kullanıldı. Kıbrıs politikasına Türkiye Cumhuriyet’i karar verdi. İMF ile ilişkilere hükümet karar verdi. Yeni Türkiye’de devlette hükümette milletin emrindedir. Amir olan millettir.

Demokrasimizin evrensel standartlarda olabilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa yeni Türkiye’nin önünü açacaktır. İnşallah 2015 seçimlerinde anayasa değiştirecek çoğunluğa sahip olacak mıyız Bu bir teminattır.

Cumhurbaşkanlığı makamı ile başbakanlık arasında itilaf çıkmasını bekleyenlere cevap veriyorum. Milletten gücünü alanlar arasında itilaf çıkamaz. Birlikte el ele yeni Türkiye’yi icra edeceklerdir. Biz bunun arkasındayız.

AK Parti iktidara geldiğinde, çeteler, mafyalar bir Anadolu beyliği gibiydi. Hükümet toplanamıyordu. AK Parti iktidarı ile birlikte devlet restorasyondan geçti. Ama şimdi yeni türler ortaya çıktı. Paralel yapı denilen yapı fetret isteyen bir yapıdır. İsterler ki kriz çıksın, ekonomi tarumar olsun. Sürekli olarak bir kampanya yürütüldü. Hedef AK Parti’nin birikimiydi. Hiç kimsenin devlet otoritesini parçalamasına bir daha izin vermeyeceğiz.

Bürokraside aranacak tek nitelik ehliyettir. Networklar üzerinden bürokrasiyi ele geçirmek şantaj yapmak büyük bir ihanettir. Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bizler gibi milletin karşına çıkacak ve oy isteyecekler.

Bundan sonra evleri ele geçirmek isteyenler hiçbir şekilde devletimize nüfus edemeyecekler. Biz bu devleti milletin emrinde görüyoruz. Talip olanlar milletten isteyecekler. 5. ve en önemli restorasyonumuz ahlak restorasyonudur.

Bizim için siyaset bir erdem ve ahlak meselesidir. Siyaset ahlak ve erdemle anlam kazanır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ahlakıdır.

İki kongre süreci var şu ara. Bir AK Parti bir CHP. AK Parti kongresinde her kademede istişareler yapıldı. O güya otoriter denilen yapı içinde son derece erdemli bir istişareler yapıldı. Biz bu salondan çıkarken daha da bütünleşmiş olacağız. Biz bir vefa hareketiyiz. Biz bir sadakat hareketiyiz. Sadakatimiz davamıza dostluğumuza kardeşliğimizedir. Milletin hakkına uzanacak eli, kardeşimizin eli olsa koparırız. Yolsuzluklara karşı en çetin mücadeleyi AK Parti vermiştir. Biz siyasi operasyonlara hiçbir zaman boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz. Ahlakın ve erdemin olmadığı siyaset yozlaşır ve çürür. Altını inşa alanı ise adalet ve yargı alanıdır. Adaletin olmadığı devletin yaşaması mümkün değildir. Onun için bizim partimizin adı Adalet ve Kalkınma Partisidir.

Maalesef siyasete hakim olmak için yargı mensupları bir şekilde devreye girdiğinde bu millet büyük felaketler yaşadı. Bir daha Osmanlı devletinin başına gelen felaketin Türkiye Cumhuriyeti’nin başına gelmesine izin vermeyeceğiz.

12 Eylül yargısını hatırlayın. Diyarbakır hapishanesinde yapılan zulüm terörün tırmanmasına yol açmıştı. Eğer yargı vicdanını kaybetmişse, yargı adalet terazisinden taşmışsa bir hak ve adalet aracı olmaktan çıkar ve yanlış yolları açar. Paralel devlet yapısı içinde bürokrasi ile yargı arasında öyle bir network oluştu ki kimsenin güveni kalmadı. Devletin sırlarına sızılmaya çalışıldı.

12 Ekim’de HSYK seçimleri var, öyle bir hava var ki sanki cumhurbaşkanlığından daha önemli. Bu mesleki bir seçimdir.

Hiçbir kılıç milletin iradesinden daha keskin değildir. Bir kez daha buradan HSYK seçimlerine gireceklere sesleniyorum. Yargının tek bir çevrenin etkisi altına girmesine izin vermeyin. Bütün kemsin temsil edildiği bir HSYK oluşmalıdır. Yargının bağımsızlığı bizim için esastır. Yargı kendisini domine etmek isteyen güçlere de bağımsız olmalıdır. 27 Mayıs yargısı mantığını yeni Türkiye’de kimse göremeyecek.

Yedinci büyük inşa faaliyeti kültür ve medeniyet restorasyonudur. Bu topraklar bize büyük bir miras bıraktı. Dünyada hiçbir ülke bizim kadar şanslı değildir. Bu aziz topraklar kadimin bütün renklerini bünyesinde barındırır. Hiçbir medeniyet yoktur ki Anadolu ile etkileşime girmemiş olsun.

Küreselleşmeyi bizim kadar derinden yaşayan başka ülke yoktur. Yeni bir kültürel uyanış içerisindeyiz. Bütün insanlığa evrensel bir çağrı yağacak uyanış. Hiçbir kültür birikimini dışlamayacağız.

Sekizinci inşa alanı ekonomik restorasyondur. Türk ekonomisi 2001 yılında hortumcular tarafından tarumar edilmişti. Hasta adam olarak görülen bir ülkede ekonomik bir devrim gerçekleştirildi. 2001’in hasta adamından 2014’ün güçlü ekonomisine gelmesinin yolu rasyonel bir ekonomik politikadan geçmiştir. İkinci sıçramanın eşiğindeyiz. Bizim ekonomik gücümüzün kaynağı insanımız ve coğrafyamızdır.

Dünyada hiçbir güç insan kaynağından daha önemli değildir. Öyle bir eğitim reformu gerçekleştireceğiz ki Türk ekonomi kat kat arta bilsin. Her enerji koridoru, Anadolu’ya selam verip geçecek. Tarımda daha etkin yöntemlerin önünü açacağız. İnşallah bu ikinci sıçramayı da hep beraber yapacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki 2023 ilk on ekonomiye girmek için çalışacağız.

2001 yılında dış politika denildiğinde akla gelen dış ilişkilerdi. Bütün dış politika gündemi Kıbrıs, Ermeni meselesinden ibaretti. Temel ilkeleri hiçbir zaman terk etmeyeceğiz. Türkiye’nin dış politikasının sırrını arayacaklar Ankara’ya dönüp bakacaklar.

Türkiye’yi kıskaca almak isteyenler, Türkiye’nin dış politikasından bi haberdir. 74 ülke ile vizeleri kaldırdık. 19 hükümet ile ortak kabine toplantılar yaptık. Girişimcimizin önünü açtık. 222 dış temsilcilikle en fazla temsil edilen 7. ülkeyiz.

Etkin bir dış politika için gece gündüz çalışacağız. Bizler dış politikayı sadece reel politika olarak görmeyiz, insan unsuru olarak görürüz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum