AKP'de her ne kadar “Başkanlık” sistemi üzerine dayandırılan bir kongre yaşanmış olsa da, dün, geçtiğimiz hafta, geçtiğimiz ay, geçtiğimiz yıl çok iyi gösterdi ki, Hatice'den ziyade neticeye bakan halk bu partiye prim vermiştir. Ve öncesine bakmayan, sonuca angaje edilen oylar, partiye desteği sürdürmüştür.

Gelinen nokta muhalefet partileri için öylesine vahimdir ki;

Bugün CHP'nin, “dokunulmazlıkların kaldırılmasına neden hayır oyu verdiği” açıklamasını yersiz bulacak çok büyük bir kitle vardır. Halk kamuoyunda yaratılan CHP algısını benimsemiş, CHP'liler de bu yanlış algıyı bozmak adına hiçbir şey yapmamıştır.

Mesela MHP'nin kurultay savaşı Türkiye gündeminden öylesine sıyrılmıştır ki, “Meral Akşener, Koray Aydın veya falanca seçilirse MHP'ye oy vereceğim” gazı çoktan yokolmuştur.

Zira Devlet Bahçeli'nin gidişi, sağlam karakterde bir liderin seçilişi partiye en fazla 4 puan kazandıracaktır. Veya Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine mevcut muhaliflerden birinin seçilmesi partinin oyunu en fazla 1-2 puan etkileyecektir.

Dolayısıyla “Ya artık AKP'nin miladı doldu” demeniz için öncelikle yepyeni bir sağ partiye ihtiyacınız olduğu aşikardır.

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinde 1-2 önemli dönem haricinde bugünün koşullarında bir sol partinin alabileceği en fazla oyu partisine getirmiştir. Ayrıca CHP'ye oy vermek bir İzmirli refleksidir, Türkiye'nin geriye kalan 80 ilinde sonuç almaya değer bir oy oranı yakalaması imkansızdır.

Gel gelelim, AKP yanlışlıkla sol parti olarak kurulsaydı ilk iktidarının ardından üzerine en az 3 parti daha eskitmiş olurduk. AKP sağ parti olarak hayatını sürdürdüğüne göre şüphesiz çok rahat bir şekilde göreceği 2023 hedeflerinin önüne konulabilecek tek set, sağlam bir kaç isimle yüceltilmiş bir sağ partidir. Onun kuruluşu için de mutlaka bir ekonomik kriz kollanmalıdır.

Geçmiş olsun Türkiye, geçmiş olsun muhalefet...