Tarım politika ve uygulamalarının, bakanlık çalışanları ve tarım sektörü paydaşları arasında değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen Bölgesel Ortak Akıl Toplantısı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in başkanlığında İzmir'de yapıldı. Toplantıya Bakan Çelik'in yanı sıra milletvekilleri, mülki idare amirleri, bakanlık merkez birimleri, üniversiteler, sektör temsilcileri ve üreticiler katıldı. Ege Bölgesi'ndeki illere yönelik olarak gerçekleştirilen toplantıya İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak ve Muğla'dan katılım sağlandı. Çelik üreticiler tarafından yoğun bir ilgiyle karşılanırken toplantı öncesi stantları gezdi.
BAKAN ÇELİK ÖZETLE ŞUNLARI SÖYLEDİ;
Bizim için üretici, köylü, üretenler önemli. Sizlere hesap vermek için buradayız. Ege Bölgesi'nde neler oluyor, ne gibi eksiklikler var bunları yerinde tespit edeceğiz. Sizlerden aldığımız sinerji ile yol haritamızı belirleyeceğiz. Ankara'da oturup masa başında yöntem belirlemek gibi bir amacımız yok. Ege'de 8 ilden gelen kardeşlerimizin ortaya koyduğu formüller neyse bunlardan yaralanmak için emrinizdeyiz.
"EKMEĞİ BÖLÜŞÜR VATANI BÖLÜŞMEYİZ"
Şair ne güzel söylemiş, 'Es hele şu dağların üstündeki karı, ot değil onlar dedenin saçları. Bu toprakların her karışı dedelerimizin kanlarıyla sulanmıştır. Topraktan fışkıran her filizi ot olarak görüşeniz yanılırsınız diyor, o dedenizin saçlarıdır diyor. Böyle kutsal toprak üzerinde yaşıyoruz. Boş hayaller kurmayın. Bu topraklar sıradan topraklar değil. Hepimiz üzüntü ve ibretle izliyoruz. Terör saldırılarını gerçekleştiren o gafillere o zavallılara buradan seslenmek istiyorum. 78 milyonun kaderi de kederi de birdir. Ekmeğimizi hem vatandaşlarımızla hemde dışarından gelen mazlumlarla bölüşürüz ancak vatanımızı böldürtmeyiz. Bunu herkes böyle bilsin. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"EGE BÖLGESİ'NİN POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK"
Ege bölgesi tarımsal açıdan da son derece önemli potansiyele sahip. Yaklaşık 3 milyon hektara yakın bu bölgede alanımız var. 800 bin hektar mera, kayıtlı 335 bin çiftçimiz var. Türkiye'deki tarla ürünlerimizin yüzde 15'i sebzenin yüzde 19'u Büyükbaş hayvanclığımızın yüzde 16'sı küçükbaş hayvancılığın d yüzde 12'si bu bölgede bulunuyor. Ege bölgesi yalnız turizmle değil tarım ve hayvancılıkla da öne çıkan bir bölge. Rakamla iyi ancak yeterli değil.
"HEDEF 40 MİLYAR DOLAR"
Biz 2015 yılında 17 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. 2023 hedefleri doğrultusunda bu rakam 40 milyar dolara gelecek. Ege Bölgesi'nde durumumuz iyi. Bununla yetinmemeliyiz. Bu nedenle üreticiyle kol kola girerek çalışmamız gerekiyor. Şuan da 148 milyar lira olan tarımsal hasılatımızın 2023 yılında 150 milyar liraya getirmek için çaba göstereceğiz. İnsanlığı bekleyen büyük bir tehlike var. Gıdaya erişim tehlikesi. İnsanlar henüz bu durumun farkında değil. Petrol, cep telefonu, teknoloji olmadan yaşanabilir. Ancak gıda olmadan yaşanamaz. 7 milyar insanın 2 milyarı yoksul. 30 yıl sonra 10 milyara gelince dünya nüfusu ne yapacağız? Gıda'dan mahrum 34 ülke var ve meydana gelen hastalıkların yüzde 15'i gıdaya yetersizlikten kaynaklanıyor.
"HERKES KAYBEDİYOR"
Dünyada her yıl 12 milyon hektar arazi tarım dışı kalıyor. Türkiye'de her yıl 100 bin hektar tarım alanı üretim dışı kalıyor. 200 yıl sonra toprağı saksıda göreceğiz. Bizim yapmamız gereken toprağa saygı göstermek. Toprağa karşı acımasız davranıyoruz. Çok kolay betonlaştırabiliyoruz. Bunun iktidarı muhalefeti yok. Kaybeden millet oluyor. 30 yılda 4 milyon hektar toprak kaybettik. Bu bir cinayet.
"TOPLULAŞTIRMAYLA İLGİLİ DÜZENLEME PARLAMENTODA"
Tarım parsellerimizin ölçeği küçük olması verimliliğimizi azaltıyor. Biz Bakanlık olarak toplulaştırmaya önem vereceğiz. Bakanlık olarak reform genel müdürlüğünde ki toplulaştırma bölümünü müstakil hale döndüreceğiz. Tek işi toplulaştırma yapmak olacak. Seri bir şekilde toplulaştırmaları Türkiye'nin dört bir yanında gerçekleştireceğiz. Yasal düzenlemeyi parlamentoya gönderiyoruz. Görevlendirdiğimiz kişilerin işleri yalnızca toplulaştırma olacak. Su sorununu çözemezsek tarım sorununu da çözemeyiz. 8 buçuk milyon sulanacak alan var bunların yalnızca 3 milyonu sulanıyor. 6 milyon hektar sulamaya açılmış ancak sulanan 3 milyon. Suyu toprakla hızlı bir şekilde buluşturmalıyız.
Bundan böyle ya tutarsa mantığıyla üretim olmayacak. Yeni bir yüzyıldayız. Gelişen şartları dikkate alarak arazilerimizi verimlilik esasına göre kullanmamız gerekiyor. Ne nerede ne zaman ekilmeli bunu belirlemeliyiz. Bu planlamaya göre belirlersek hem çiftçi hem de ülke ekonomisi kazanacak. Havza Bazlı Sistem'in 2017'de devreye girmesiyle teknik heyetlerimiz tüm Türkiye'de milimetrik olarak çalışacak. Kuraklıkları suya ihtiyacı ve hangi havzada hangi sebze ve meyve yetişecek bunu belirleyecek.
"DESTEKLER 4 KALEMDE TOPLANACAK"
13 yıllık dönemde çiftçimize 78 milyar liralık destek sağladık. Yalnızca bu yıl 11.6 milyar dolar destek götürdük. Tarımsal ve hayvansal destekler konusunda sıkıntı kalem sayısının fazla olması. Biz bakanlık olarak bu kalemleri 4 kalemde topladık. Üretici her destek için ayrı bir kalemde başvuru yapıyor. Bu yılda 1 kere müracaat olacak. Tek başvuruyla süreci sürdüreceğiz. Ödemeler iki şekilde yapılacak. Hasat ve Ekim zamanı.
Lisanslı depoculuk ile ürün ihtisas borsalarını geliştireceğiz. Hangi ürün ne zaman satılacak, nasıl satılacak bunun kararı verilecek. Çiftçimiz verimliliği kaybetmeyecek ve piyasada şekillenen şartlardan üretici yararlanacak.
"SÜRÜ YÖNETİCİSİ DEĞİL ÇOBAN"
Köylülük, çiftçilik yıllarca kenarı itildi. Ancak insanlar her akşam yemeğinde et istiyor. Bunları birinin getirmesi gerekiyor. Bu meslek en kutsal mesleklerden biri. Kendilerine sürü yöneticisi diyorlar. Bu arkadaşlarımız çoban. Böyle ifade edince kız verilmediğini söylüyorlar. Olur mu böyle şey? Bu yanlıştan bir an önce kurtulmamız lazım. Gençlik tarımsal faaliyetlere mutlak süratle dönmeli. Tarımda gençlerimize 30 bin lira hibe 50 bin lira faizsiz kredi vereceğiz. Onunla ilgili düzenlemeyi yaptık. Nakdi değil ayni olarak bu hibeleri vereceğiz. Örneğin 8- 10 hayvan verecek bunu işlemesini isteyeceğiz. Et konusunda İthalatçı ülke olmaktan mutlak olarak kurtulmamız gerekiyor. Ben kendi başıma bu işi halledirim diye bir tutum olmaz. Bu bir memleket meselesidir diyerek birlikte hareket edeceğiz. Biz bu topraklarda niye et ithal edelim? Etmemek için elimizden gelen her adımı atacağız.
"İTHAL ETSEK HAYVANCILIK BİTECEK"
Et ve Süt Kurumunda 7 bin tonun üzerinde karkas etimiz var. Kasaplara buyurun 23 liraya alın diyoruz almıyorlar. 22, 21 liranın peşindeler. Biz bu eti ithal edersek 15- 18 liraya et satardık. Tüm egeliler bizi alkışlardı. Ancak hayvancılık biterdi. Et sorunumuz yok. Biz herşeyi konuşacağız. Herşeye açığız yalnızca çifte standarta geçit vereyeceğiz. İki yüzlülük olmayacak.
"İLK KEZ SÜTTE REGİLASYON DÖNEMİ"
2014 yılında bir fiyat belirmiş süt 1 lira 15 kuruş, tamam . Ne olduysa son dönemlerde bir hareketlilik 80'e, 75 kuruşa. Ne oluyor dediler sorunlar var. Savaş var, laktasyon dönemi süt fazla. 18 milyon 6 bin tona çıktı süt üretimimiz, arttı. Sütün artması hayvan varlığının artması demektir. Süt 10 milyon tona inerse hayvan varlığınız yok demektir. Bizden süt tozu desteği istediler. Önce 4 bin lira dediler daha sonra bu paranın kurtarmadığını ifade ederek 4 bin 500 lira destek istediler. İşte tek yüzlülük bu.Tek yüzlü olursanız yüzünüz hiçbir zaman kızarmaz. Sivil toplum örgütlerine söylüyorum tek yüzlü olursanız yüzünüz kızarmaz. Bu şekilde fiyat belirlendi. Ton başına 4 bin 500 lira destek vereceğiz. Bir başka sorunda araya müteahhit koydular ve üretici mağdur oldu. Bu olmaz dedik. Hızlı bir şekilde et süt kurumunun devreye girmesini sağladık. Şu an bin 550 ton 7-8 gün içerisinde aldığımız sütün toplamı. Ne kadar alacaktık biz? Günde bin 600 ton alacaktık. Bu müdahaleyle inşallah şartlar normalleşir Eskisine, aslına döner"
"PİYASAYLA OYNAYANLA OYNAYACAĞIZ"
A firması gider B firması gelir. A bakan gider B bakan gelir. Temel bu alanda atılacak adımların sağlıklı olup olmaması. 'Ben sanayiciyim, ben müteahhitim koyarım' yok arkadaş. Bin 449 işletme var. Bugün nerden ne kadar süt aldı kaç litre aldı, bu bizde kayıtlı. Bu yolla üreticiyi mağdur ederek piyasayla oynayan insanlarla bizde oynayacağız. Biri bozdu mu işi bir firma, diğeri de rekabette zorlanıyor. Bu yanlışlarla uğraşmamız gerekiyor ki doğruyu yanlışa sürüklemesinler. Hayvan sayımlarımız 81 ilde devam ediyor. Hayvan hastalıklarına karşı mücadelemizde son derece dikkatli bir şekilde sürüyor.
"BİRLİKLER ÜRETİCİYE PARA İÇİN KÖTÜ OLMAYACAK"
Her birlik başka bir şey veriyor. Böyle sorun halledilmez. Bir merkez üreticiler birliği olsun. Bitkisel üreticiler birliği olsun, hayvansal üreticiler birliği işte iki birlik, onun altında süt birliği gibi, ne dersen de şube müdürleri olacak. Ankara'ya sorunları derli toplu getirecekler. Buraya geldiğimizde bir heyetle oturacağız. Bununla ilgili çalışma toplanıyor. Sizlerle görüşerek parlamentoya götüreceğiz. Üreticilerden birlikler para alıyor. Alacağınız 10-15 kuruş para için üreticilerle kötü oluyorsunuz. Yasada üreticinin görevini yazacağız, Bununla ilgili parayı sana bakanlık verecek. Üreticinin alçağı para ne ise gidip bankadan helalinden alacak. Bu iş kapacak.
"BİZE ÇİLEYİ ÇEKEN LAZIM"
Birlik Başkanlarına soruyorum; Süt var mı? Et var mı? Koyun var mı?' diyorum, yok. Nesin sen, başkan. Koyunun, keçinin yanından geçmeyen başkan olmaz. Biz birlikleri meslek olarak görmüyoruz. Meslek alanı onlar. Hayvancılığa ne katkıda bulunabilir? İşin içinden, dertli, çileyi çeken insanlar lazım bize. Masada olmayacağız"
YORUMLAR