“Ekmelettin İhsanoğlu’nu CHP ve MHP sattı”

İş adamı ve Ak Parti kuruluşundan bugüne değin maddi manevi katkı koyan Barış Aydın ile Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin bir röportaj gerçekleştirdi.

“Ekmelettin İhsanoğlu’nu CHP ve MHP sattı”

İş adamı ve Ak Parti kuruluşundan bugüne değin maddi manevi katkı koyan Barış Aydın ile Gazetem İzmir İmtiyaz Sahibi Salih Erkek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin bir röportaj gerçekleştirdi.

“Ekmelettin İhsanoğlu’nu CHP ve MHP sattı”
08 Ağustos 2014 - 18:29

-Reis-i Cumhur seçiminde 14 partinin desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu, Selehattin Demirtaş ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan size göre kaç oranında oy alır. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Başbakanın yüzde 66-60 oranlarında oy alacağına inanıyorum. Ekmeleddin İhsanoğlu ise yüzde 30 oranında alır diye düşünüyorum. Demirtaş ise bir sinerji oluşturdu. Ama bunun sandığa ne kadar yansıyacağını önümüzdeki süreçte daha iyi göreceğiz.

Türkiye’de siyaseti izleyen, okuyan siyasette özgürlüklerin evrensel hukuk ilkelerine bağlı kalındığında siyasetin ne kadar ciddi işler yapabileceğini Türkiye’nin bütün kitleleri, halk görmüştür. Siyasetin dışına çıkıldığında Türkiye çok ciddi badireler yaşamış çok ciddi sıkıntılarla yüzleşmiştir. Maalesef üzülerek söylüyorum ki CHP ve MHP tamamen başbakan karşıtı bir zihniyetle kendi içlerinde bir aday çıkarmayarak hem genel başkanlar kendi koltuklarını koruma sevdasına düşütüler hem de Ekmeleddin beyi ortada bıraktılar.

- Ekmeleddin İhsanoğlu neye istinaden ortada kalmıştır?

Tam olarak arkasında durmuyorlar, sahiplenmiyorlar. Neden, yenilgiyi paylaşmak istemiyorlar. Bundan dolayı bütün başarısızlığın sebebi bizleriz dememek ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra kongrelerde kendi tabanlarına daha şirin görünmek, kendi tabanlarındaki bütünlüğü sağlamak için Ekmeleddin beyden uzak kalarak destek veriyormuş gibi aslında tamamen kendi koltuk sevdalarıyla hareket ediyorlar. Bu noktada da bence en büyük yanlışı yapıyorlar.

Siz Ak Parti’de verimli bir şekilde hem maddi hem manevi olarak çalıştınız. Ne oldu da Recep Tayyip Erdoğan ve Fetullah Gülenle cemaatle ayrıldı aralarında bir sürtüşme oldu?

Ne olduğunu bütün Türkiye, herkes biliyor. 30 Mart yerel seçimlerinde seçim sonuçlarına baktığımızda her şeyi açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Cemaat dediğimiz yapı ve bu yapının mensupları Türkiye Cumhuriyeti devletinden hariç kendi içlerinde bir devlet oldular. Bütün karar mercilerinde önemli pozisyonlarda bulunan ilk okul müdürlerinden il emniyet müdürlerine kadar her yerde eğitimde sağlıkta her yere kendi adamlarını yerleştirip bu devletin dokusunu yapısını tamamen kendi ideolojileriyle yönlendirip kendi devletlerini kurabilmenin yollarını aradılar. Ama bu devlet sahipsiz değil.

-Başbakanın iyi niyetini suistimal mi ettiler?

Burada bir konuyu açıkça ifade etmek lazım. Cemaat dediğimiz yapı 17-25 Aralık Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkma girişiminden önce bir mit müsteşarına yapılan bir darbedir. Darbe girişiminin başlangıcı mit müsteşarının ifadeye çağrılmasıyla başlamıştır.

Cemaatin genel olarak halkın gözündeki intibası muhafazakar, dinine bağlı yurt dışında okullar kurarak Türkçeyi Türklüğü diğer ülkelerde tanıtmak, diğer ülkelerde Türkiye’nin gücünün hissedilmesine yardımcı olmak düşünce ve mantığında düşündü herkes. Ancak süreçte bakıldı ki bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti menfaatlerini değil kendi menfaatlerini düşündüler.

Bir ülkenin başbakanını dış devletlerin başkanlarıyla görüşmeler yaparken bunları bile dinleyecek kadar şirazeden çıktıysan sizin için tanımlanabilecek tek kavram casusluktur.

-Başbakan İzmir mitinginde coşkuluydu. Başbakan İzmir mitinginde inlerine girdik, gireceğiz dedi. Bu süreç ne kadar sürer? Başbakan o koltuğa oturduğunda bu olayları bitirmeye kararlı mı ?

Sayın başbakan birçok kez ifade etti. Kesinlikle bunların tamamen kökünün kazınması gerekiyor. Bunların köklerinin kuruması lazım, yok edilmesi lazım. Bu tabi ki de hukuk çerçevesinde olacak. Bunların yapmış olduğu hukuksuzluk, adaletsizlik, casusluktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsız, tarafsız yargısıyla yüzleşecek adalet önüne çıkacak, yaptığı ihanetler Türk yargısında yargılanacak ve alması gereken ceza ne ise dürüst ve onurlu yargı gerekli cezayı verecektir.

-Fetullah Gülen yıllar boyu dini siyasete alet etti. Bir din adamı sizce siyasetle uğraşır mı?

Bir din adamının siyasetle uğraşması elbette ki çok yanlış. Bir dini cemaat siyasetle, parayla uğraşır mı? Önce bunu görmemiz lazım. Sizin ne işiniz var bankalarla, paralarla. O kadar insandan burs, kurban parası topluyorsunuz, yardım parası topluyorsunuz. Bunların hiçbir kaydı yok. Bunlar nereden nereye aktarılıyor. Kimlere veriliyor, peşkeş çekiliyor. Tutturulmuş bir yurt dışında okul açıyoruz. Bizim okullarımızda insanlar uyuşturucu, hap içmez, namazında niyazında, vatanperver diyorlar. Allahtan korkun elindeki yüzüğü dahil çıkarıp her şeyini size getiren insanlar var. Yurt dışındaki okullarında zengin kalantor insanların çocukları okumaktadır. Fakir fukara değil. Okulları çok pahalıdır. Türkiye’de toplum bunu gördüğü için 30 martta bunlara gereken dersi verdi. Hangi okulları bedava en büyük paralar bunların okullarında dönüyor. Paran yoksa bu okullara girme şansın da yok.

-İsrail Filistin olayları var. Fetullah Gülen hiç bu konuyla ilgili bir mesaj dahi göndermedi. Bu nasıl bir cemaat Müslümanlık. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bunların Müslümanlığı, inancı toplum nezdinde sorgulanmaya açık. Bunlar ne İsaraile karşı konuşabilirler ne Amerika’ya karşı konuşabilirler. Buradaki gariban, yetim, dini duyguları istismar eden milyonlarca insanın paralarını alır götürürler. Bu paraları alırken ne adına topladınız. Okul yapıyorsunuz da hepsi paralı. Cemaatin bürokratı da cemaat dışında hiç kimseyi dinlemez.

-İş adamısınız, Ak Partinin kurucularındansınız işinizde başarılısınız. Ama gördüğüm kadarıyla hiçbir yere talip değilsiniz. Neden? Siz mi istemediniz yönetim mi istemedi. Arka planda AK Partiyi destekliyorsunuz. Ama bir konumda değilsiniz neden?

Sizde siyasetin içerisindesiniz İzmir Halkı sizi Çok yakından bilir tanır’ bir realitesiniz. Biz siyaseti hiçbir zaman bir geçim kaynağı, zenginleşme aracı olarak, kendimizi bir yerlere taşıyalım mantığıyla yapmadık. Her zaman inandığımız değerleri savunduk. Her zaman siyasetin temiz kirlenmemiş tarafında olmaya çalıştık. Gayri meşru yollarla siyaset yapanların her zaman karşısında olduk. Biz bununla ilgili hiçbir zaman talepkar olmadık. Hiçbir şekilde şurada da ben olmak istiyorum demedim. İlçe ve Medya başkanlığı yaptım yaklaşık 3,5 yıl. Talep ettiler gel dediler faydalı olabileceğine inandığımız için seni istiyoruz dediler. 2009’da il genel meclis üyesi olmamı istediler oldum. Bana verilen her görevi layıkıyla yapmaya çalıştım. Siyasette bir makam mevki koltuk peşinde olmadım. Elimden gelen desteği yazılarımla veriyorum. İnandığım davayı savunuyorum. Sayın başbakanın da bir nimet bir kurtuluş olduğunu görüyorum.

-Binali Yıldırım’ın icraatları ortada. Türkiye’nin her köşesinde açtığı yolları görüyoruz. Binali bey İzmir için bir şanstı. Sizce neden İzmirliler Binali beyi tutmadı? Herkes Binali beye Büyükşehir Belediyesi Başkanı gözüyle bakıyordu. Ne oldu da atmosfer değişti?

Binali beyin İzmir’de çok ciddi bir başarı sağladığına inanıyorum. Ama İzmir’de çok yoğun bir emekli nüfus var. Maalesef bu yoğun emekli nüfus, büyük çoğunluğu da asker kökenli. İzmir’de ekonomik iktidarı elinde tutanlar İzmir’in gelişmesini büyümesini ilerlemesini istemiyorlar. Bugün Türkiye’nin üçüncü büyük ilinde bir süper lig takımı yok. İzmir’de sportif faaliyetlere para harcayacak imkan mı yok. Bu yapı İzmir’in dışa açılmasını istemiyor. İzmir’in orta sınıfı mazlumu bu yapının tamamen değişmesini istiyor. Para babaları baronlar İzmir’de CHP dışında başka bir alternatifin kazanmasına müsaade etmezler. Ama inanıyorum ki bu da yıkılacak.

-Son sözleriniz nelerdir?

Son sözlerimi cumhurbaşkanları adayları ile ilgili söyleyeyim. Ekmeleddin beyi CHP ve MHP satmıştır. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli Ekmeleddin İhsanoğlu’nu yarı yolda bırakmıştır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum