Geçtiğimiz
mayıs ayında tasarruf genelgesi yayınlandı. Neredeyse kelime kelime
aynısı 29 Haziran 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi
Gazete’de yayınlanmıştı. Genelge üç yıl öncesi ile pek çok noktada neredeyse
birebir benzerlik gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın kuruluş yıl dönümünde tasarrufun
aslında kime geldiğini açıklığa kavuşturdu. Erdoğan’ın ifadesi şöyle:
“Milletin vergilerini
harcayan hiçbir kurum, savurganlık içinde olamaz. Son dönemde eş dost
atamalarıyla birlikte belediyecilik işlemlerinin yapıldığını üzülerek
görüyoruz. Kimse kusura bakmasın. Milletin parasıyla gazetecilere Roma turu
yaptırmanın hiçbir gerekçesi olamaz. Bu hassasiyetimizin yeni bir göstergesi
olarak tasarruf paketini açıkladık.”
100 milyar lira tasarruf
bekleniyor bu genelgeden. Gerçi bütçedeki kara deliğin yanında bu yamanın lâfı
olmaz, çok küçük kalır. Anlaşıldığı kadarıyla amaç çoğu CHP de olan
belediyelerin ellerini kollarını bağlamak. Ağırlıklı olarak yatırımları
kapsayan genelge nedeniyle yeni bina yapılamayacak, binalar satılamayacak, yeni
araçlar satın alınamayacak ya da kiralanmayacak, cep telefonları bol keseden
dağıtılmayacak, personel alımına sınırlama getirilecek, sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri
ihaleleri gözden geçirilecek vs vs.
Bu genelge sonrası belediyelerin aldıkları
kararlar ise çok enteresan.
Örneğin Tohum Takas Şenliği tasarruf
tedbirleri nedeniyle iptal ediliyor, Kiraz Şenliği yapılıyor.
Örneğin maaşları ödeyebilmek için
İller Bankası’ndan kredi çekmek isteyen var ,satılamaz denilen taşınmazları
satan da.
Örneğin tasarruf tedbirleri
çerçevesinde yakıt giderlerini düşürmek için az yakan araçları kullananlar da
var, belediye başkanının aracını konvoy şeklinde takip eden daire başkanları
da..
Örneğin bir belediye bazı çalışanlarını
kapı önüne koyarken 5 yıldız otellerde toplantılar yapmayı sürdürüyor.
Aslında tasarrufa baştan
başlanılması gerekmez mi? Erdoğan ve ,bakanlarının harcamaları ortada. Evlerine
bile özel uçakla giden bakanlar kamu
hizmetinde değiller mi? Saray harcamaları ve cumhurbaşkanlığı kullanımındaki
çok sayıda uçak ve araçları eleştirenlere her zaman "İtibardan tasarruf olmaz."
denmiyor mu?
Faturanın ağır olanı yine çalışana
çıkıyor. Misal toplu ulaşımın olduğu yerlerde servisler kaldırılıyor. Başta
büyükşehirlerde bunun kamu çalışanına ekleyeceği yük hesaplandı mı?
Tasarrufta ön sırayı kültür
hizmetlerinin alması ise çok acı. Bir belediye müzik sanatçılarının topluluğunu
iptal ediyor, çalışanları masa başına çekiyor. Bir belediye 24 senedir
düzenlenen geleneksel festivalini iptal ediyor
Tasarruf genelgesine sığınarak
festivalleri, konserleri, tiyatro oyunlarını iptal etmeyin lütfen.
Tasarruf genelgesine sığınarak yerel
basına destekten vazgeçmeyin lütfen.
Mitibardan masarruf molmaz !
YORUMLAR