Değerli okurlar; geçtiğimiz hafta İzmir siyasetinin en önemli konularından biri AK Parti Genel Merkezi’nden İzmir İl Başkanlığı görevini yürütmek üzere atanacak kişinin kimliğiydi. Her biri birbirinden değerli kişilerin ismi ön plana çıkmıştı; kademeler merak içinde kimin atanacağını bekliyordu. O olacak, bu olacak derken yapılan istişareler sonucunda Bülent Delican ismi açıklandı. Sayın Delican'ı çok yakından tanımam; lakin yaptığım araştırma neticesinde çok insancıl, temiz yürekli ve halkla barışık biri olduğu bilgisine ulaştım. Dileğim il başkanlığı görevini layıkıyla yürütmesi yönünde. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyor, İzmir halkına ve yurduma hayırlı olmasını diliyorum...
Ben de bugünkü köşe yazımda 27 yıllık siyasi tecrübeme dayanarak ve bu şehirde yaşayan biri olarak "il başkanı nasıl olmalı" başlıklı yazı yazmaya karar verdim. İnancım odur ki yazacaklarım tüm siyasi parti il başkanları tarafından dikkate alınacaktır...
Bir il başkanı her şeyden önce halktan biri olmalı, halkı kucaklayabilmeli, yatay ve dikeyde yaşayanları bir tutmalı, iyi ve kötü günlerinde insanların yanında olmalı...
Sözünün eri olmalı, günümüz siyasetçilerinin yaptığı gibi he he diyerek insanları başından savmamalı, il-ilçe örgütlerini halkı kucaklayan kişilerden oluşturmalı, onlarla sürekli istişare etmeli.
Halkın menfaatlerini gözetmeli, haksızlıklara karşı gelmeli.
Yoksulun da zenginin de sofrasında oturabilmeli, ne oldum delisi olmamalı.
Her konuda duyarlı davranmalı, kibirden kaçmalı, 24 saat boyunca iletişimini koparmamalı, telefonlarına cevap vermeli.
İl başkanları kapılarını halka açık tutmalı, yazılı ve görsel medyayla iyi diyalog kurmalı, görev aldığı ilde genel başkanını en iyi şekilde temsil edebilmeli.
Ve en önemlisi, karşısındaki insanın siyasi görüşü ne olursa olsun ayrım yapmamalı; aksine kucaklamalı. Bana inanın, bu söylemlerime uyan il başkanı görev yaptığı ilin insanlarını kendi partisine kazandırır; yerelde ve genelde iktidara katkı koyar bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...
Not 1:Yazımı yazdığım esnada gönüllerin sultanı, AK Parti İzmir Milletvekili Sayın İlknur Denizli aradı. Hoşsohbetten sonra il başkanlığına atanan Sayın Bülent Delican için nasıl biri, sizin gibi halkı kucaklayabilecek mi diye sordum. Kendisi de, Sayın Delican değerli bir insandır, halkı seven hizmet adamıdır, bizler nasılsak kendileri de öyledir demesine çok mutlu oldum.
Not 2: Çok sevdiğim, saygı duyduğum Sayın Selim Yaşar ile sosyal medyada mesajlaşıyor, sohbet ediyorduk. AK Parti İzmir il başkanı olarak atanan Sayın Bülent Demircan'ın arkadaşı olduğunu söylemesi üzerine "nasıl biri" diye sordum. Şahsıma cevaben tek kelimeyle muhteşem biridir demesine sevindim. Dostlarımın sevdiğini muhakkak ben de severim.
Not 3: Yazımı hazırladıktan sonra Sayın Bülent Delican basın toplantısı düzenledi. Ona da değinmek istiyorum.
Toplantıda, İzmir’de inançla, azimle ve kararlılıkla çalışarak üzerlerine düşen görevi yerine getireceğinin altını çizerek yeni dönemde daima kardeşlik hukukunu esas alarak çalışacağını, ilçe başkanlarının görüş ve önerilerinin kendisi için çok değerli olduğunu, her zaman istişareye açık bir yönetim anlayışı ile çalışacakları mesajını vermiş. İnce ele sık doku anlayışı içinde titizlikle yürüteceği çalışmadan sonra teşkilatın bütününü kucaklayacak, İzmir'de en doğru çalışmayı yürütecek yönetim kadrosu oluşturacağını belirtmiş. Kendisini tebrik ediyorum...
Not 4: Akrabam Şükrü Erişen’in oğlu Emrullah Erişen, Hacı İsmail Dağ’ın kızı Şerif Gergin’in annesi teyzem Hafize Gergin ve dostlarım Ahmet Tunç ile Himmet Tunç’u ağabeyi Hacı Ömer Tunç hakkın rahmetine kavuştu. Erişen, Gergin ve Tunç ailelerine sabır, merhume ve merhumlara Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.
YORUMLAR