Başarının bir tesadüf olmadığını belirten Hüseyin Çelik, “Türkiye cumhurbaşkanını seçti. Büyük bir olgunluk içinde, bizi üzecek hadiseye mahal vermeden, Türkiye’nin muhtelif yerlerinden gelen küçük olaylar var, büyük bir huzur ve sükunet içinde seçimi gerçekleştiren, milli vazifesini yerine getiren halkımıza teşekkür ediyoruz. Hiçbir başarı tesadüfü değildir, başarı ter kokar. Bu bir parti seçimi değildi, AK Parti bugüne kadar girdiği 6 seçim ve 2 referandum da halkını yanında buldu, halkımız AK Parti’nin tezlerine oy verdi ve 8 defa sandık galibiyeti yaşadı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde maalesef bizim karşımıza 14 parti dikildi, 14 partinin ittifakı ile bir aday çıkartıldı, diğer taraftan HDP’nin bir adayı vardı. Bütün bunlar içinde yüzde 52’nin üzerinde bir oy ile Sayın Başbakanımıza halkımız Çankaya Köşkü için ruhsat verdi” diye konuştu.

Seçimlerin bittiğini ve Türkiye’nin bütün enerjisini 2023 hedeflerine vermesi gerektiğinin altını çizen Çelik, “Seçim bitmiştir, herkesin birbiri ile ilgili söylediği sözler ümit ediyoruz ki geride kalmıştır. Bundan sonra Türkiye artık bütün enerjisini seçilmiş cumhurbaşkanı ile seçilmiş hükümeti ile ve milli irade ile oluşmuş olan icra organı ile yoluna devam edecektir. 10 ay sonra Türkiye’de bir genel seçim var, 2009’dan beri Türkiye sürekli bir seçim havasında. 2015’den sonra 2019’a kadar bir seçim görünmüyor. O süre 2023 hedeflerine ulaşma açısından için çok önemli olacak. Türkiye’yi geldiğimiz yerden çok daha öteye götürmek için gerekeni yapacağız” şeklinde konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan’ın belirlenmesi için bu akşamdan itibaren MYK ve MKYK toplantıları yapacaklarını belirten Çelik, “Başbakanımızın balkon konuşmasından sonra çok geç olmazsa mini bir MYK toplantısı yapmamız söz konusu olacak. Yarın da MKYK toplanacak. Bundan sonra Sayın Başbakanımız Cumhurbaşkanı seçildiğine göre, Başbakan’ın ve AK Parti Genel Başkanının kim olacağı kim olacağı sorusu soruluyor. Biz bu güne kadar ortak akılla, bizi sevmeyen insanları hoşnut etmeyecek şekilde, her zaman ‘kriz olacak, çatlama olacak, birbirlerine düşecekler, kavgaya tutuşacaklar’ dedikleri zaman da bile çok şükür kavga etmedik, halkımız için, partimiz için, milletimiz için, en doğru olan sonuca vardık. Hatırlayın, 2002’de Sayın Başbakan milletvekili seçilemediği için, seçime sokulmadığı için ‘kim Başbakan olacak’ sorusu gündeme geldi, o zaman ‘kavga olacak’ denildi, kavga olmadı, Abdullah Gül Bey’in başkanlığında 58. hükümet kuruldu. Başbakanımız Siirt seçimini kazandıktan sonra o gün istifa etti, kendisine yakışan siyasi nezaketi ortaya koydu ve Sayın Başbakanımız 59. hükümeti kurdu. O günden bu güne Türkiye’nin Başbakanı olarak milletine hizmet ediyor. 2007’de cumhurbaşkanlığı üzerine kavga olacak beklentisi içine girdiler, ama oradan da onlara bir ekmek çıkmadı. Bugün yapacağımız MYK toplantısı, yarın yapacağımız MKYK toplantısı, belki daha sonra yapacağımız istişare toplantıları ile Genel Başkanımızı ve Başbakanımızı belirleyeceğiz, Türkiye kaldığı yerden yoluna devam edecek” ifadelerini kullandı.

Seçim atmosferinde yükselen tansiyonun geri kalması gerektiğini kaydeden Çelik, “Bu seçim atmosferinde tansiyon yükselebilir, temenni ederim ki, muhaliflerimiz de bunu geride bırakırlar. 11 Ağustos Türkiye’de daha parlak bir gün olsun diye temenni ediyorum. Tabi şu sözlerde başlayacak, ‘Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52 oy aldı, yüzde 48 oy vermeyen var’ elbette yüzde 48 oy vermeyen de var, demokrasi zaten budur. Eminim ki, bu güne kadar olduğu gibi yüzde 52 oy da alsa yüzde 100’ün Cumhurbaşkanı olacaktır. Türkiye’nin etrafı yönetilemeyen ülkelerin çoğunlukta olduğu komşularla sarılmıştır, etrafımızda savaş vardır, kan vardır, göç vardır. Böyle bir atmosferde bizim sıkı sıkıya kenetlenmemiz lazım” açıklamasında bulundu.
MYK ve MKYK toplantılarından olağanüstü bir kurultay kararı çıkıp çıkmayacağı yönündeki soruya ise, “Yapacağımız toplantılardan sonra bu takvim belirlenecek” ifadeleriyle cevap veren Çelik, anketlerde oy oranlarının daha yüksek göründüğü şeklindeki bir soruyu ise şöyle cevapladı: “Sandık açılmadan önce yayınlanan bütün anketler bir çeşit tahmindir. Kamuoyu anketleri yabana atılacak şeyler değildir. Yüzde 54, 53, 57 bulanlar vardı. Mahalli seçimlere göre katılımın az olduğu anlaşılıyor. İnsanların büyük çoğunluğu tatilde, Güneydoğu’da insanlar fındık toplamaya, pamuk toplamaya gittiler, metropollerde oturan insanlar memleketlerine gidiyorlar. Hareketliliğin zirvede olduğu bir ayda seçim yapıldı, bütün bunlara rağmen anketörlerin kamuoyuna deklare ettiği tahminlerin büyük oranda tuttuğunu söyleyebiliriz.”