Habertürk'ten Bülent Aydemir'e konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi; “Bu toplantıyı yapanlar CHP’nin yakasından düşsünler. Hem seçimde gidip çalışmayacaksın; aday başarısız olsun diye dua edeceksin. Sonra da kalkıp basın toplantısı yapacaksın. Bunların hiçbiri partili değil”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kaybetmesinin ardından parti içinden yükselen muhalif sesler, istifa ve kurultay çağrılarını konuştuk. Seçim sonuçlarının ardından “Eve kapandı” haberleri yapılan Kılıçdaroğlu’na ilk olarak bunu sordum. “Müsaade etsinler de seçimden sonra öğleye kadar dinleneyim. Dün öğleden sonra genel merkeze gittim. AKP’nin içindeki karışıklıklar dışarı yansımasın diye CHP’ye yönelik böyle bir operasyon yapılıyor. Her zamanki çalışmalarımı sürdürüyorum. Gidebilirdim ama tatile bile gitmedim” diye karşılık verdi.
CHP'DE SULAR DURULMUYOR ‘BUNLAR PARTİLİ DEĞİL’
“Ortada büyük hezimet var” diyen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin ardından “ulusalcı kanat” olarak nitelendirilen grup adına konuşan Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Kılıçdaroğlu’na seçmeni sorgulamaktan vazgeçip genel başkanlıktan çekilme ve kurultaya gitme çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, bu yaklaşıma tepkiliydi ve şunları söyledi: “Partili olan önce genel başkanının ne söylediğini bilir. Hiçbir yerde, ‘Bu bir başarıdır’ diye bir tek cümlem dahi olmadı. Bir televizyon programında bana sordular; ‘Bu işin başarı kıstası nedir?’ diye. Verdiğim yanıt şu: ‘Ekmeleddin Bey seçilirse başarılı oluruz, seçilmezse başarısız oluruz.’ Bu toplantıyı yapanlar CHP’nin yakasından düşsünler. Hem gidip seçimde çalışmayacaksın, yerinde oturacaksın; aday başarısız olsun diye dua edeceksin. Sonra da kalkıp basın toplantısı yapacaksın. Bunlar doğru değil. Bir partili, önce partisinin aldığı karar çerçevesinde gider çalışır, bunların hiçbiri partili değil.”
‘İMZA TOPLASINLAR’
Parti içinden gelen eleştiriye en fazla saygı gösteren genel başkan olduğunu vurgulayan CHP Lideri, “Eleştiri yerinde ve haklı olursa, eleştiriden ders çıkarmaya da çalıştım. Bu da benim tabiatımda olan bir şey. Hem çalışmayıp hem partiyi suçlamak doğru değil. Eyvallah. Çalıştı, eleştirisini yapar; saygı duyarım. Oturacaksın, hiçbir iş yapmayacaksın. Kabul edilemez. Önümüzdeki süreçte hepsini göreceğiz. İmza toplasınlar, kurultayı yapacağım. Zaten daha önce söyledim; getirirsiniz kurultayı yaparız, hiçbir tereddüdümüz yok. Ne kadar süre istiyorlarsa veririm. İllere bir telefon açsınlar bakalım ne cevap alacaklar.”
ÇATI ÇÖKTÜ MÜ?
“Çatı çöktü mü?” sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Çatı niye çöksün? Bir seçim vardı. Bunu çatı olarak adlandırmak da yanlış, bu toplumsal uzlaşmaydı. Büyük uzlaşmaydı. Demokrasi tarihine, uzlaşma kültürüne yaptığımız en büyük katkıdır. Elimizden gelen desteği verdik. Kendisi de (Ekmeleddin İhsanoğlu) beklentinin çok ötesinde performans gösterdi. Türk siyasetine yeni üslup getirdi, hiçbir hakarete yanıt vermedi.”
CHP’NİN YÖNÜ
Kılıçdaroğlu, “Tekrar seçim olsa yine İhsanoğlu’nu aday gösterirdim dediniz. Bundan sonra da benzer hamleleriniz olur mu? Sosyal demokrat çizginiz değişir mi, bundan sonra CHP’nin yönü ne olur?” sorusu üzerine şöyle konuştu: “Yönümüz, programımız, ilkelerimiz belli. Sorun algılama hatasında. Sosyal demokrasiyi kişiye indirgemek. ‘O kişi olursa olur, o olmazsa olmaz.’ Bu, en büyük yanlıştır. Partimiz, programımız belli. Hiçbir zaman ‘Biz şu ilkelerden vazgeçtik’ demedik. Kapımız bu ilkeleri benimseyen herkese açıktır. ‘Küçük olsun, benim olsun’ düşüncesinde değiliz.” ‘Bir kişinin önünün siyaseten kesilmesi demokratik açıdan doğru değil’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Partime dönerim” açıklamasını ve AK Parti Kongresi’nin Çankaya’daki devir-teslim töreninden öne alınmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Erdoğan’ın Gül’ü partide istemediğini herkes biliyor. Yüzde 51.7’lik tablo çıkınca da Gül’ün Başbakan olmasının yolunu kapatmanın formüllerini araladı. Kurultayı erken yaparak Gül’ün partiye üye olmasının önünü kesiyor. Ülke açısından bir kişinin önünün siyaseten kesilmesi, demokratik açıdan doğru değil.
YORUMLAR