CHP'de kazan kaynıyor...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyen muhaliflere sert cevap verdi.

CHP'de kazan kaynıyor...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyen muhaliflere sert cevap verdi.

CHP'de kazan kaynıyor...
13 Ağustos 2014 - 17:25

CHP MYK toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında devam ederken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Koç, basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışıldığı bir haftada olunduğunu belirten Koç, anayasal süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Koç, “Anayasanın 101’inci ve 102’inci maddesindeki fıkralar çok açık, net hukuki bir yol haritası ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanlığı seçilen kişinin seçildiği andan itibaren ki bu YSK’nın resmi seçim sonuçlarını ilan etmesiyle tarif edilen bir süreçtir. Buda takvime göre 15 Ağustos akşamı yapılacaktır YSK tarafından. Seçilen kişinin TBMM üyeliği ve partisiyle olan ilişiği kesilir. Bunun için ayrıca bir tebligata, hukuki değerlendirmeye gerek yoktur. Hukuken bu süreç böyle çalışır diyor” diye konuştu.
“27 AĞUSTOS TARİHİNDE YAPILACAK KONGRENİN DE..."
YSK’nın 15 Ağustosta resmi sonuçlarını ilan edeceğini hatırlatan Koç, “Cuma günü resmi sonuçları ilan ettiği anda seçilen cumhurbaşkanının hem TBMM üyeliği hem siyasi partisiyle bağlantısı otomatikman bitiyor. 27 Ağustos gününü iktidar partisi, hukuki bağı partisiyle sonlanmış birisi, iktidar partisinin yeni genel başkanını belirleyecek olan kongresini açmaya yelteniyor. Burada Recep Tayyip Erdoğan bu hükümler çerçevesinde siyasi partiler yasasında da ilgili maddeler anayasa bağlantılı olarak bu hükmü doğruluyor. Bu sıfatıyla bu kongreyi yönetmesi söz konusu değildir, mevzu bahis bile değildir. Bu bağlamda Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirak ettiği AK Parti yetkili organlarının tesis ettiği tüm işlemler hukuken yok hükmünde olacaktır. 27 Ağustos tarihinde yapılacak kongrenin de tüm sonuçlarıyla beraber yok hükmünde olması doğal sonucu ortaya çıkacaktır. 15-27 Ağustos arasındaki tasavvuflara gelince, yine Başbakan olarak bu tarif ettiğim tarih dilimi içerisinde tesis edeceği tüm işlemlerde yok hükmünde olacaktır. Başbakan imzasıyla başta TBMM olmak üzere anayasal organlara gönderilen yazıların iadesi ve işleme alınmaması gerekmektedir. Burada TBMM Başkanı Sayın Çiçek’e de önemli bir hukuk görevi düşüyor ” ifadelerini kullandı.
“BURADA İLKE SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Dün CHP Milletvekillerinin yaptığı açıklamalara ilişkin ise Koç, şunları kaydetti:
“ ‘AK Parti gündemde olmamalı gündeme biz CHP olarak kendimizi taşımalıyız’ diyen istirahatta ki CHP’li arkadaşlarımızın açıklamaları geldi. Bu tartışmalar AK Parti içinde derinleşmiş siyasi bulanıklık yaşanırken CHP içinde yapılan bu turfanda açıklamalar projektörleri AK Parti üzerinden çekip CHP üzerine odaklandırmaya yarayan açıklamalardır. CHP’nin çatıda geniş bir uzlaşıya dönük aday çıkartma stratejisi bazı eleştiriler olsa da genelde doğru bir siyasi tavır olarak değerlendirilmektedir. İkinci tercih olan yol, her siyasi parti grubu yani 20 imza olabilecek yapı kendi adayını ilk turda çıkarsın. Daha sonra ikinci tura kalırsa, ikinci turda yarıştırsın. Çatı aday tercihine eleştiri getirenlerin eğer ikinci yol tutulsaydın neden ortak bir uzlaşı arama şansı vardı. Böyle bir mutabakat sağlanabilirdi. Bu şansı niye kullanmadınız cephesinde yer alacaklarından hiçbirinizin şüphesi olmasın. Burada ilke söz konusu değildir. Burada ben yakın dönem siyasi beklentimi, çıkarımı nasıl sağlarım güdüsü maalesef ön plandadır. Bunu üzülerek söylüyorum. Her parti kendi adayıyla katılsaydı ve seçimler ikinci tura kalırdı tezini savunanların şu sonucu da hesap etmesi lazım. İkinci turda çok daha büyük bir oy yüzdesiyle seçilecek olan Recep Tayyip Erdoğan bu sefer ilk turdaki sonuç rakam unutulacak, ikinci turdaki yüzde bilmem kaçlık oy oranını fiili başkanlık sistemine geçiş için kendisine çok yüksek bir milli irade desteği olarak kullanacaktı. İlk turda Sayın İhsanoğlu’nun adaylığına partili olmalarına rağmen destek vermeme, alanda sorumluluk almama ve katılımın azalması yönünde tercihlerde bulunma yolunu seçenlerin eleştiriden önce kendi tavırlarını etik olarak da sorgulamaları gerekmektedir. Eğer bir siyasi parti mensubuysanız tüm ekonomik yokluklara, peş peşe gelen seçimlerin örgütte yarattığı yorgunluklara ve Haziran ayında partili olma sorumluluğu ve kimliği kısmen unutularak sayın İhsanoğlu etrafında oluşturulan seçmenin sandıktan uzaklaşmasına yol açabilecek, haksız tartışmalar hatırlandığında bugün hesap soruyoruz diye ortaya çıkanlar öncelikle kendilerinden hesap sorulması kişiler olduğu herkesin bilgisi dahilindedir.”
“SEÇİM SONUÇLARININ ÖZ ELEŞTİRİSİ DE DAHİL MUTLAKA DEĞERLENDİRMESİNİ YAPIYOR VE YAPACAKTIR”
CHP’nin kurallarının, tüzüğünün ve ilkelerinin olduğunu bildiren Koç, “CHP yönetiminin kendilerine göre taleplerle ortaya çıkanlara karşı tavrı da çok açık ve nettir. Hiçbir CHP yöneticisi başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere eğer bir Kurultay çağrısı yapılacak ise hiçbir Kurultay delegemize imza verin ya da vermeyin yönünde bir telkinde bulunmayacaklardır. İstedikleri imzalar toplandığında yine hiçbirisinin Kurultay’ın toplanacağından bir endişesi olmamalıdır. CHP kendi koyduğu stratejisinin ve seçim sonuçlarının öz eleştirisi de dahil mutlaka değerlendirmesini yapıyor ve yapacaktır” şeklinde konuştu.
SORULARI CEVAPLADI
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Koç, bir gazetecinin 15 Ağustos ile ilgili olarak Atilla Kart’ın Yargıtay’a yaptığı başvuru yanıtının ne zaman geleceğini ve olumsuz yanıt gelirse AYM’ye başvurulup başvurulmayacağı sorusuna, “Miatlı konulardaki hukuk başvuruları o miat içerisinde , o tarih dilimi içerisinde sonuçlandırılması gerekir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının da önünde böyle bir değerlendirme gereği vardır. Bu tarih içerisinde mutlaka bir sonuca varacaklardır. AYM daha sonraki aşama ama anayasal hukuku uygulamamak, çiğnemek gibi bir keyfiyet ortaya çıkıyor. Bunun sonrasında nelere yol açabileceğini, hukuk devletinde hukukun üstünlüğünün savunulduğu bir devlette ne gibi olumsuz etkilere yol açabileceğinin çok iyi hesaplanması gerekir” karşılığını verdi.
Bugünkü MYK’da yapılan öz eleştirilerin ne olduğunu ve 28 Ağustos tarihinde yapılacak yemin törenine CHP’li milletvekillerinin katılıp katılmayacağı sorusuna Koç, “O yetkili kurullarımızla daha sonra tekrar değerlendirilir. 15-27 Ağustos arasında gerek AK Partinin içi bakımından gerekse AK Partinin dışındaki sorumluluklar bakımından kanun hükümlerinin dışından çıkıp böyle çerçeve içerisinde kendini tarif edecek kişinin yemin töreninin bizim için havada kaldığı çok açıktır” dedi.
“YÜZDE 38,5’LİK OY ORANI..."
CHP’nin öz eleştirinin sonucunda yapılacak tasarrufunun sorulması üzerine Koç, “Yüzde 38,5’lik oy oranını CHP’nin oy yoğunluğu olduğu bölgelerde çok ciddi bir şekilde korunduğunu gösteriyor. Eksik olan yerler var. Mevsim özellikleri, adaylığın ortaya çıkışında yaratılan istifamlar bu sürece olumsuz etki yapan nedenler. Bu faktörler parti boyutu bakımından ele alınacak” diye konuştu.
“KURALLAR ÇOK AÇIK, BİZ ENGELLEYİCİ DEĞİLİZ”
Parti içi muhalefete yönelik genel merkezin tasarrufu ne olacağını sorusuna Koç, “Kurultay talebinde bulundular. Kurallar çok açık biz engelleyici değiliz. Hiçbir şekilde hiçbir Kurultay delegesine ‘sakın ha imza vermeyin’ şeklinde bir üst yönetici baskısı oluşturmuyoruz. İmza sayısı toplandığı zaman herkes Kurultayında istenilen gündemde toplanacağını bilmesi gerekir” dedi.
Kurultay çağrısı yapan Grup Başkanvekili Muharrem İnce ile ilgili bir adım atılıp atılmayacağı sorusuna Koç, “Grup Başkanvekilliği genel başkanını vekaleti demektir. Onun için bu tezleri ileri süren sayın arkadaşımız mutlaka şuanda taşıdığı sıfatın söylediği sözlerle uyuşur olup olmadığını değerlendirecek kadar siyaset birikimi olan deneyimi olan bir arkadaştır. Gereği herhalde kendisi tarafından yapılır” şeklinde konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin MYK’ya katılıp katılmadığı sorusuna ise Koç, “Bugün gelmedi” dedi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum