CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını yakından ilgilendiren savaş ve benzeri durumlar hariç Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmeyeceklerini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, "Hayati bir konuysa, Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgiliyse mesela savaş hali söz konusuysa elbette görüşeceğiz. Onun dışında Erdoğan ile bir görüşme arayışımız olmayacak" dedi. Cumhuriyet Gazetesi AnkaraTemsilcisi Utku Çakırözer’e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Köşk’le gelecekteki ilişkisini anlattı. “Savaş dışında görüşmeyiz” başlığıyla yayımlanan röportaj şöyle:
"ÖZEL TEMAS OLMAYACAK"
"Erdoğan ile görüşmeler konusuna genel bakışım şudur: Bundan sonra zorunlu olmadıkça özel temas kurmayacağız. Bunun sebepleri de gayet açık: Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan adaletsiz yarış, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet dosyaları, Cumhurbaşkanı seçim sonucuna ilişkin YSK kararının yayımlanmaması ve uygulanmaması. Bunun için Resmi Gazete’ye ambargo uygulanması, yasama organının, yürütmenin tümüyle emrine girmiş olması. Bir kişiye göre devletin kurallarının tümüyle altüst edilerek yeni gelenekler oluşturulması."
"ANCAK SAVAŞ HALİNDE GÖRÜŞÜRÜZ"
"Tüm bu söylediklerimiz hukuk devleti ilkelerine ve bizim devlet ve millet anlayışımıza çok terstir. O nedenle cumhurbaşkanı ile ilişkiler minimumda tutulacak. Resmi törenlerin dışında özel ilişki kurma çabamız olmayacaktır. (‘O çağırırsa ne yapacaksınız’ sorusu üzerine) Hayati bir konuysa, Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgiliyse mesela savaş hali söz konusuysa elbette görüşeceğiz. Onun dışında Erdoğan ile bir görüşme arayışımız olmayacak."
"MUHATABIMIZ HÜKÜMET"
"Türkiye parlamenter sistemle yönetilen bir ülke. Bu yüzden bundan sonra bizim işimiz hükümetle. Ahmet Davutoğlu ile. Erdoğan’ın yetkilerini aşmasına da izin vermeyeceğiz. Gelecek hafta kurultayımız var. Bizim bütün derdimiz Türkiye’nin meseleleridir. Ve tabii ki muhatabımız da hükümet olacaktır."
"ERDOĞAN'IN MEMURU GİBİ"
"Yemin töreninde Cemil Çiçek Meclis Başkanı gibi değil, Erdoğan’ın memuru gibi davrandı. Grup başkanvekilimiz elini kaldırarak söz istedi. Başkanın tutumu hakkında. Kendisi buna izin vermeyeceğini, geleneklerin de buna uygun olmadığını söyledi. Yazılı kurallar, içtüzük varsa orada gelenek çalışmaz. Gelenek, yazılı olmayan kurallar demektir. Meclis Başkanı kendi tutumu hakkında söz istenince sözü vermek zorunda. İçtüzük böyle emrediyor. Engin Altay şu soruyu soracaktı. ‘Siz TBMM’nin Resmi Gazete’de YSK kararı yayımlanmadan önce hangi gerekçeyle toplantıya çağırıyorsunuz. O zaman siz TBMM Başkanı olarak değil, Erdoğan’dan aldığınız talimata göre yönetiyorsunuz ve tarafsız değilsiniz’ diyecekti. Çiçek, ‘İsterseniz dışarı çıkın’ diyor. Orası babasının malı değil. Meclis. Milletvekili arzu ettiği zaman girer, arzu ettiği zaman çıkar. O koltuklarda onun gibi talimat dinleyen değil, özgür iradeli CHP milletvekilleri oturuyor."
YORUMLAR