Sürüyü salıyor internete dalıyor

İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve güneş enerjisi şirketi Ser-Gün’ün ortaklaşa yürüttüğü proje sayesinde at ve eşek sırtlarına yüklenen güneş enerjisi sistemiyle elektriğin olmadığı bölgelerde çalışan küçükbaş hayvan yetiştiricileri dünyayla iletişim kuruyor.

Sürüyü salıyor internete dalıyor

İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve güneş enerjisi şirketi Ser-Gün’ün ortaklaşa yürüttüğü proje sayesinde at ve eşek sırtlarına yüklenen güneş enerjisi sistemiyle elektriğin olmadığı bölgelerde çalışan küçükbaş hayvan yetiştiricileri dünyayla iletişim kuruyor.

Sürüyü salıyor internete dalıyor
11 Temmuz 2014 - 12:15

zmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve güneş enerjisi şirketi Ser-Gün’ün ortaklaşa yürüttüğü proje sayesinde at ve eşek sırtlarına yüklenen güneş enerjisi sistemiyle elektriğin olmadığı bölgelerde çalışan küçükbaş hayvan yetiştiricileri dünyayla iletişim kuruyor.

Küçükbaş hayvanlarını tepelik bölgelerde otlatan yetiştiricilerin elektrik sorunu, at ve eşeklere yüklenen portatif güneş enerjiyle çözüldü. İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve güneş enerjisi şirketi Ser-Gün’ün ortaklaşa yürüttüğü proje sayesinde elektrik sağlayan güneş enerjisi sistemi at ve eşeklerin sırtlarına yükleniyor. Sürüyle birlikte tepelik bölgelere çıkan yetiştiriciler, hayvanlara yükledikleri sistemle radyo dinliyor, cep telefonlarını şarj ediyor, bilgisayarlarından internete bağlanarak dünyayla iletişim kuruyor. Aynı zamanda yerleşim yerlerinden uzak bölgelerde yaşayan yetiştiriciler, evlerine kurulan güneş enerjisi sistemi ile de televizyon izleyebiliyor, sütlerini süt soğutma tanklarında zahmetsizce muhafaza edebiliyor.

“EVLERİNDE ELEKTRİK YOKTU”

Proje fikrinin ilk olarak İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Tüzer’den geldiğini söyleyen Ser-Gün Genel Müdür Yardımcısı Uğur Polat, şöyle konuştu: “Küçükbaş hayvancılar yerleşik düzende değil. Yaylaya gittiği zaman elektrik cihazları olması gerekiyor. Biz de böyle bir proje geliştirdik. Geliştirdiğimiz çoban çantası, ulaşımın ve alt yapının olmadığı yerlerde çobanlara ve küçükbaş hayvancılara elektrik sağlıyor. Küçükbaş hayvancıların çoğunun yaşadığı yerde elektrik yok. Oralara da tesisler kuruyoruz. Oralara da televizyon ve buzdolabı için elektrik sağlamamızın yanı sıra süt sağım makinelerinin çalıştırılması, süt soğutma tanklarının çalıştırılması ve sütün korunmasına da olanak sağlayan cihazlar kuruyoruz.”

“SÜRÜYÜ SALIYOR, İNTERNETE GİRİYOR”

Polat, projeye, elektrikten uzak bölgelerde yaşayan yetiştiricilerin evlerine sistemi yerleştirmekle başladıklarını belirtti. Polat, tepelik bölgelere hayvanlarını otlatmaya giden yetiştiriciler için düşündükleri at ve eşek sırtında güneş enerjisi projesini şöyle anlattı: “Dağın başında bir çoban barınağı vardı ve bize sipariş verdi. Siparişi götürdüğümüz zaman aracın ve traktörün oraya çıkamadığını gördük. Yük aracı olarak çobanın kendi eşeğini kullandık. Sonra baktık ki çoban sistemi sürünün başında da götürmeye başladı. Bir tanesi sürünün yanında bilgisayar götürmeye başladı. Sürüyü salıyor ve elektrikle internete giriyor.”

“20 BATARYA İLE GEZEN ÇOBAN VARDI”

Projeden önce 20 batarya ile gezen çobanların olduğunu anlatan Polat sözlerini şöyle sürdürdü: “Haftada bir ya da 15 günde bir şehre iniyorlar ve tüm bataryalarını şarj edip tekrar yukarı çıkıyorlardı. Şimdi bu sorun ortadan kalktı. Hayvan doğumlarında lüks lamba kullanıyorlardı. O da sadece bulunduğu yeri aydınlatıyor. Haftada iki kere piknik tüp tüketiyorlardı. Sadece aydınlatmaya 120 TL civarında para veriyorlardı. Bizim hedefimiz hayatı kolaylaştırıp yaşam konforunu artırmak.”

“MAKİNEYİ ATA EŞEĞE SARIYORUZ”

İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan üretici İbrahim Özoğul, hem evlerinde hem de hayvanlarının sırtlarında kullandıkları sistem sayesinde çiftliklerine gün doğduğunu söyledi. Projeden önce lambalarla aydınlatma sağladıklarını belirten Özoğul, sözlerine şöyle devam etti: “Lambaları kullandığımız zaman haftada altı tüp bitiyordu. Şimdi 24 saat elektriğimiz oldu. Her şeyi çalıştırıyoruz. Hayvanların doğum zamanında aydınlatma bize çok lazım oluyor. Annelerini karanlıkta bulamayan hayvanlar ölüyordu. Mera hayvancılığı yaptığımız için yüksek yerlere çıkıyoruz. Yukarıda da elektriğe ihtiyacımız oluyor. Makineyi ata eşeğe sarıyoruz yukarıda radyomuzu dinliyoruz, telefonumuzu şarj ediyoruz, bilgisayarla internete bile girebiliyoruz.”

“SÜTLER BOZULMASIN DİYE MANDIRAYA GÖTÜRÜYORDUK”

Elektriğin gelmesiyle süt soğutma tanklarını kullanmaya başladıklarını ifade eden Özoğul, sözlerini şöyle tamamladı: “Süt soğutma tankımızı elektriğin gelmesiyle aldık. Akşam sağdığımız sütleri bozulmasın diye mandıraya götürüyorduk arabayla şimdi direkt tankımıza getiriyoruz ve sütün sağlıklı şekilde muhafazasını yapıyoruz. Bu da çok büyük bir rahatlık oldu.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum