'Türkiye, Suriye gibi olmasın istiyoruz'

CUMHURBAŞKANI adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Aydın'a geldi.

'Türkiye, Suriye gibi olmasın istiyoruz'

CUMHURBAŞKANI adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Aydın'a geldi.

'Türkiye, Suriye gibi olmasın istiyoruz'
26 Temmuz 2014 - 20:59

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, "Kardeş ve barış dolu bir Türkiye yaratmak bin tane Çankaya koltuğundan daha kıymetlidir. Barış ve kardeşlik diliyle meydanlardayız. Başbakan gittiği her yerde öfke, kin kusuyor. Elindeki imkanlar, devletin gücü ona yetmiyor. Panik halinde paçaları tutuşmuş. Bizi hedef gösteriyor. Ülkeye el koymuş, devlet onun olmuş. Gözünü toprak doyursun" dedi. Demirtaş ayrıca taraflı yayın yaptığını iddia ettiği TRT'ye de yüklenerek, "Parasını kendi verse, bu kadar yalakalık yapılmaz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında Aydın'a gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ferhat Tunç konseri sonrası İstasyon Meydanı'nda yaklaşık 2 bin kişiye hitap etti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenen Demirtaş, Aydın'a kardeşlik mesajıyla geldiğini söyledi. "Koltuktan çok kardeşlik ve barış adına yollardayız" diyen Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminin sıradan bir seçim olmadığını söyledi.

Demirtaş, "Bir muhtar seçmeliyiz ki mahallede her birimize eşit davransın diyoruz. Muhtarı seçerken bile inancımızı kimliğimize, inancımıza saygılı olmasını istiyoruz. Muhtar seçerken bu kadar dikkat ediyorsak, halk başkanlığına da halktan birini başkan yapmak için çalışacağız. Halk dediğimiz, alın teri ile emeğiyle helal para kazanandır. Halk odalar dolusu Euro'ları olan değildir. Tek bir kol saatine 700 bin dolar verenler değildir. Tarlada, atölyede, büroda 18 saat çalışandır. Madene inip sağ çıkamayan, buna rağmen karnını doyuramayan çocuğuna oyuncak alamayandır halk. Kendi öz kültürü, dili ve inancı ile kardeşçe yaşamak isteyendir halk. Bu duyguları, bu insanları ve onların ortak çıkarlarını savunan olmalı Cumhurbaşkanı. Halk sıkıntıya düştüğünde onlar sadece kendilerini düşündüler. Ne ezilen kadının, ne ezilen işçinin, ne ezilen Türk'ün, ne ezilen Kürdün, Alevi de, Sünni de umurlarında değildir. Halkı nasıl aldatır, iktidarı nasıl sağlamlaştırırız derdinde oldular" dedi.

"TÜRKİYE, SURİYE GİBİ OLMASIN İSTİYORUZ"

Kardeş ve barış dolu bir ülke hayal ettiğini söyleyen Demirtaş, "Kimlik, kimlik paramparça edip bizi düşman edenlere, biz farklı kimliklerimizle bir arada durmayı bildiğimizi göstereceğiz. Tek dil dayatması bütün dilleri inkardır, tek millet bütün halkları inkardır. Teklik yerine birlik olalım. Türkiye'yi ortak cennet vatana çevirelim. Yeni yaşam umudu dediğimiz Türkiye'de kimsenin kimseden korkmadığı, komşusundan tedirgin olmadığı bir yaşam inşa etmek istiyoruz. Türkiye, Suriye gibi olmasın istiyoruz. Bizi insan olmaktan çıkarmaya, çalışanlara karşı insana kardeşçe, eşitçe yaklaşacak bir Cumhurbaşkanı seçelim. Öyle bir halk başkanı seçilim ki işçinin grevinin, memurunun, kadının yanında olsun. Karadeniz'de dereleri, Aydın'da zeytinlikleri için kaygılanan köylünün yanında olsun. Nerede bir başörtülü kadın hor görülürse yanında olsun. Nerede Alevi hakarete uğrarsa yanında olsun. Herkes işte benim Cumhurbaşkanım diyebilsin. Bize halk başkanı lazım. Türk, Kürt olmasından ziyade insan olması lazım, dürüst olması lazım" diye konuştu.

"VALİLER ZORUNLU BAĞIŞ TOPLUYOR"

Seçimde toplanan bağışlar konusuna da değinen Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin bütün imkanlarını kullanarak haksız rekabet yaptığını da iddia ederek, TRT'ye de yüklendi. Demirtaş, "Kardeş ve barış dolu bir Türkiye yaratmak bin tane Çankaya koltuğundan daha kıymetlidir. Barış ve kardeşlik diliyle meydanlardayız. Başbakan gittiği her yerde öfke, kin kusuyor. Elindeki imkanlar, devletin gücü ona yetmiyor. Panik halinde paçaları tutuşmuş. Bizi hedef gösteriyor. Ülkeye el koymuş, devlet onun olmuş. Gözünü toprak doyursun. Daha neyi götüreceksin? Biz her gün sizden topladığımız paraları açıklıyoruz. Ne kadar toplandı, ne kadar harcandı her şeyin hesabını veriyoruz. Başbakan'a kampanyana yatan paraları açıkla diyoruz. Açıklayamıyor. Valililer, işadamlarını makamlarına çağırıp zorunlu bağışlar topluyor. İşadamlarını tehdit ediyor. Parayı koyacak yeriniz kalmadı. Hala kampanya adında işadamlarından zorla para topluyor. Cebindeki parayı açıklayamayan, halkına yalan söyleyen halk başkanı olabilir mi? Üçümüzde halkın karşısına çıkalım. Gazeteciler gelsin canlı yayında sorsun, cevaplayalım diyoruz. Eşinin kızının, damadının mal varlığını açıklayamıyor. Canlı yayına çıkamıyorsun. Devletin imkanlarıyla miting yapıyorsun. Hele TRT, AK Partinin özel yayın organı olsa bu adar yalaka yayıncılık yapamaz. Halkın paraları ile vergilerle maaşı ve masrafı ödenen bir kurumdur. TRT Genel Müdürü ortada yok. İsmi var, cismi yok. Yurt içinde mi dışında mı gören yok. Vicdanı varsa çıksın açıklasın. İstifa etsin. 'Tayyip'ten korktuğumuz için onu 10 saat sizi 5 dakika yayınlıyoruz. Ben vicdanlı bir adamım istifa ediyorum' de. Anayasal suç işliyorsun. YSK, RTÜK bu adaletsizliğe nasıl göz yumuyorsunuz. Bizi halk duymasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz. Hangi kitabı açarsanız açın, adaletle başlar. Bize gönderilen kutsal kitabımızda da bu yazar. Ona inanıyorsanız cehennemliksiniz. Kanuna bakıyorsanız orada da adaletsizlik yapıyorsunuz. Aydın meydanından söylüyorum. Hakkımızı helal etmiyoruz. Halkın hiç bir kuruşunu helal etmiyoruz. Bir gün halkan biri gelecek bunların hesabını soracak" diye konuştu.

" ASLA ZALİMİN YANINDA OLMAYIN "

Sandıklara sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, "Biz yeter ki ezilenden yana olmaya devam edelim. Koltuğu, canımızı kaybedebiliriz. İlkelerimizden asla vazgeçmeyelim. Mazluma düştüğü yerde bir tekmede biz vurmayalım. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ezilenler olarak el ele verelim. Ancak Türkiye'yi böyle barış cenneti haline getirebiliriz. En çok korktukları şey aydınlıktır. Her birimiz aydınlatmaya devam edeceğiz. En çok korktukları adalettir. Adaletli olmaya devam edeceğiz. Bizi köle yerine koyanlara karşı halk gücü olarak bir araya geleceğiz. Bizi diz çöktürüp, boyun büktürüp köle muamelesi yapanlar, bu halkın ahlaksızlığa oy vermediğini görecekler. Ahlaksız toplumlar yok olmaya mahkumdur. Asla zalimin yanında olmayın. Mevzu sadece koltuk ve seçim değildir. Daha yüzlercesi, binlercesi olacak. Baki olan insanlık ve insan ahlakıdır. Biz onu kazanalım kirlenmiş mevkiler onların olsun. Annelerden ricam, kadını yok sayan, devletin ve erkeğin malı gibi gören bu anlayışa ders verin. Kadınlar, 'Sen erkeğin kölesi olabilirsin' diyen devlet iktidar anlayışına isyan etmelidir. Türkiye'nin her yerinde onurlu bir yaşamı özledik. Artık bu bizim ortak özlemimize dönüştü. Onurlu, eşit yaşam özlemimizi gerçekleştirmeye çok yakınız fırsatı kaçırmayalım. Seçim günü mutlaka sandığa sahip çıkın. Anaların gözyaşı rengi aynıdır. Acı arasına ayrım koyamayız. Onların acısını yarıştıramayız. Hepsi ortak acımızdır deyip ortak bir gelecek kurabilirsek, hırsız tayfası, ırkçı tayfa bu ülkenin başına musallat olamayacak. İlk tur seçimlerine kadar canla başla çalışacağız. Gideceğiz, insanlara dokunacağız. Tanımadığınızdan korkarsınız. Bunu yenmenin en iyi yolu dokunmaktır. Alevi, Sünni'nin, Türk, Kürt'ün elini sıksın. Ortak sevdalarınızı, acılarınızı anlatın. Ortak kaderi değiştirmek o zaman kolay olacak. Bizler bu seçimin tek galibi olarak çıkacağız" diye konuştu.
Demirtaş Aydın'dan İzmir'e hareket etti.
RİZE’ DEKİ SALDIRIYI DEĞERLENDİRDİ “O PLASTİK MASA, ÇANKAYA'NIN ALLI PULLU MASASINDAN DEĞERLİ”
CUMHURBAŞKANI adaylarından HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İzmir'in Narlıdere İlçesi'ndeki Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği cem evini ziyaret etti. Rize'deki saldırıyı değerlendiren Demirtaş, “Eminim, oradaki saldırganların cebinde 5 paraları yok. Ama tetikçiliğini yaptıklarını başbakanın evinde dolarları euroları var. Hesaplarını ona göre yapsınlar. O kırılan plastik masa Çankaya'nın allı pullu masalarından değerlidir" dedi.
Sabah saatlerinde Aydın'da seçim çalışmalarına katılan HDP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, karayoluyla İzmir'e geçti. Demirtaş burada Narlıdere cem evinde, vatandaşlarla bir araya geldi. Yoğun sevgi gösterilere arasında toplantının yapılacağı binaya giren Selahattin Demirtaş şunları söyledi,
“Biz makam sevdasıyla. Koltuk rüyasıyla yola çıkmadık. Milyonlarca ezilen emekçi ötekileştirilmişi Türk Kürt alevi ve Sünni bir bütün olarak ezilenlerin sesi olmak için aday olduk. Bizi ezmeye çalışınlara karşı sesimizi daha fazla duyuracağız dedik. Bu hayatı bizi dar edenleri el ele verip o koltuğu dar edeceğiz dedik. Birilerinin ısrarla hakaret etmek için tehdit etmek için cümbüş evi dediği ibadethanedeyim. 1400 yıldır susuz olan bir halkın kutsal mekanındayım benim için bu şereftir. Bütün ezilen kimlikleri biz de kürtlüğümüzle Türklüğümüzle aleviliğimizle Sünniliğimizle, bu siyaseti sürdüreceğiz. O koltuk kimsenin babasının malı değildir. Halk kendi başkanını seçecek. Şimdi panik halinde gittiği her yerde öfkesini kusmaya devam ediyor. Halkın kutuplaştırmaya kendisine oy vermeyenlere kışkırtmaya devam ediyor. Onun için önemli olan oyunu almak makamını korumak onun kimse bizler umurunda değiliz. Varsa yoksa kendi iktidarını sürdürmek. Eğer biz aday olmasaydık düşününüz ki karşınızda iki aday olacaktı. Asla bizi temsil edemeyecek iki aday kendi arasında devleti pay edeceklerdi. Devlet bizim kurduğumuz, bizim var ettiğimiz paramızla bizim beslediğimiz bize hizmet etsin bizim yarattığımız bir mekanizmadır devlet. Ama Öylesine şımarmış ki bu devlet, hükümet biz kurduğumuz devlet şımarmış, her akyam bize parmağını sallıyor, bize hakaret ediyor. Biz seni kurduk devlet. Hayatımızı kolaylaştır dile kurduk. Başımıza ağalık yapman için kurmadık. Medya, ordu, polis ben de diyorsam o. Ezerim diyorsan biz halkız halk. Allahtan başka kimsenin önünde diz çökmeyiz. Para yine sende olsun, gaz, toma yine sende olsun, sana şunu hatırlatacağız er geç zulmün kalesi yıkılır. Bunu göstermek yoksa senin paranda gözümüz yok. Haram paran da çaldıkların da senin olsun.!"
RİZE'DEKİ SALDIRIYA TEPKİ
Türkiye'de halkların ele ele verdiğini ve artık Türkiye'nin her bölgesinden şehrinden selamlarına cevap aldıklarını da dile getiren Demirtaş, “Halklar olarak birbirimizden korkmadan, kaygı duymadan kim kimi hangi otele doldurup yakacak korkusu yaşamadan yaşamak istiyoruz. Birbirimizle dayanışma içinde olacağız. Bırakalım bunları kendi girdabında boğulsunlar. Göreceksiniz yeni yaşam teklifimiz daha büyük yankı bulacak. Biz eğer yıllardır özlemini, hasretini çektiğimiz yakaladığımız bu fırsatının arsasından koşmaya devam edersek kazanacağız. Seçim kampanyasının sonucu belli. Zaten halklar kazandı. Tayyip Erdoğan ve saz arkadaşları kaybetti" dedi.
Rize'de kendi adına açılan standın tekmelenerek, stand görevlisinin dövülmesine de sert tepki gösteren Selahattin Demirtaş, “Bugün Rize'de yaşlı bir amcamız, tek başına Demirtaş standı açıyor. Tek başına orada yaşamın umudun mesajını vermeye çalışıyor. 65 yaşındaki emekli amcamıza, 5 - 6 kişilik genç bir grup, işte bu başbakanın öfke kin nefret kusan konuşmaları yüzünden saldırıyorlar. Yine Samsun'da da bildiri dağıtan arkadaşlara saldırıyorlar. Yeni yaşam o kadara güçlü ki bugün 65 yaşındaki amcamızın dövüldüğü Rize var ya kardeşliğin kenti olacak. Orada ırkçı rüzgarlar estirmeye çalışıyorsunuz. Zannediyorum Başbakan'a güveniyorsunuz, 'devlet arkamda' diyorsunuz. O amcamı döven beş gencin eminim cebinde 5 para yok. O tetikçiliğini yaptığınız Başbakan'ın evinde odalar dolusu dolarlar, eurolar var. İyi hesap yapın. Kime hizmet ettiğinize iyi bakın. O emekli amcam sizin de haklarını savunmak için cesurca, onurluca 'bedel de ödemek gerekirse, hazırım' diyor masasını koyuyor. Bu ülkede umut vardır. O umudun peşinden koşacağız. Necmettin amcanın Rize'de koyduğu masa barışın masası olacak. Onun ellerinden öpüyorum. Kendisini aradım kutladım, teşekkür ettim. O plastik masa var ya bizim için Çankaya'nın allı pullu masasından değerlidir" dedi.
İLK İŞİM ALEVİLERDEN ÖZÜR DİLEMEK OLACAK
Seçimleri kazanıp cumhurbaşkanı olması durumda yapacaklarını da anlatan Selahattin demirtaş, “Eğer siz kazanırsanız, sizin adınıza ben Çankaya'da olursam kesinlikle önce Maraş'ın, Sivas'ın., Çorum'un, Gazi'nin Gezi'nin hesabı sorulacak. İlk yapacağım işlerden birisi olacak. Kirli tezgahların ortaya çıkartılması için dönemin başbakanlarını, genelkurmay başkanlarını, bakanlarını emniyet müdürlerinin hepsini ortaya çıkarmak için ne yetkim varsa kullanacağım. Alevi halkından devlet adına özür dileyeceğim. Kim ki bu topraklarda devletinin zulmünü görmüşse o halklardan devlet adına özür dileyeceğim. Halklarınız kutsal mekanlarıyla alay edilmesine izin vermeyeceğim Cem evi ibadethanedir ve ve yasal statü kazanmalıdır. Alevi inanç merkezleri korunmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı din hizmeti vermiyor, devlete köle yetiştiriyor. Herkes dinini kendi topluluğunda kendi cemaatinde yaşayabilir. Devlet bunlara eşit yaklaşabilirir. Devletin 8 bakanlığının bütçesinden fazla alıyor diyanet işleri başkanlığı. Kim veriyor bu paraları? Kendisiyle alay ettiğin aleviler vermiyor mu? Çankaya'da bir halk başkanı olursa bunları hayata geçirmek kolay olur. Soma'da madencinin yanında değil, işçinin yanında olan cumhurbaşkanı olur. Kimse Roboskide katledilen çocukların arkasından genelkurmay başkanına teşekkür etmez. Biz 15 günde tavır değiştirecek birisi değiliz. Halkımızın bize emanet ettiği değerleri pazarlık unsuru kullansaydık defalarca iktidara gelirdik. Ucuz pazarlıkcı olsaydık 4 bin köyümüzü boşaltmazlar, 17 bin faili meçhulümüz olmazdı" dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum