Yeni Asır ve Posta Ege aracılığıyla verdiği tam sayfa ilanla Cumhuriyet savcılığının harekete geçmesini isteyen Hüseyin Şahin "olayın İzmir'i ve özellikle Gaziemir'de ikamet eden vatandaşları, hazineyi, bireysel parsel komşularını ve tüm kamuoyunu ilgilendirdiğini vurguladı. İlgili kişilerin açıkça mahkeme kararlarının gerekliliklerini yerine getirmeyerek anayasanın 138. maddesini ihlal eden tüm yetkililer hakkında inceleme yapılması için kamuoyu önünde İçişleri Bakanlığı'na ihbar ettiklerini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını" bildirdi.
Hüseyin Şahin verdiği demeçte şunlardan bahsetti…
Sayın Başkan ve Yöneticiler;
İzmir ili Gaziemir ilçesi Irmak mahallesi kadastral 30 imar 19 L Ivc,d pafta, 16 ada, 17 parselin malikiyim. Taşınmazımın imar haklarını etkileyen 178 numaralı parselasyon planının iptali için tarafımızdan açılan dava sonucunda İzmir 2. İdare mahkemesinin esas no:2013/710 karar no:2014/613 sayılı numarasıyla 15.04.2014 tarihinde yapılan uygulama işlemlerinin iptaline karar vermiştir.
Geçtiğimiz hafta Gaziemir Belediye Encümenince alınan 19.06.2014 tarih ve 396 sayılı yeniden düzenleme kararı, mahkeme tarafından verilen iptal kararına tamamen aykırıdır ve belirli bir grubun çıkarlarına hizmet etmektedir.
Söz konusu kararda;
· Mahkeme kararının üçe bölünen düzenleme sınırlarını iptal etmesine rağmen farklı şekilde yeniden üç ayrı düzenleme sınırı verildiği,
· Mahkeme kararında yer almasına rağmen alan bütünü için tek düzenleme sınır belirlemesinin yapılmadığı,
· Uygulama sınırı belirlemesi yapılan alanda yine belli parsellerin korunarak, gözetilerek sınır belirlemesi yapıldığı,
· Uygulama yönetmeliğinin hükümlerinin belli bir grup lehine zorlama şekillerde kullanıldığı,
· İptal olan parselasyon planına göre ruhsatları iptal edilen yapıların, yasal ruhsatlı yapı niteliğinde ele alınarak korunduğu,
· Mahkeme kararında yer almasına rağmen maliye hazinesinin kapanan dere yatağından elde edeceği imar parseli haklarının korunmadığı ve 2606 metrekare hazine arsasının buharlaştırıldığı,
· Belediyenin tüm parsel haklarını gözetmesi gerekirken belli bir yatırımcı grubun haklarının adeta koruyucusu olduğu,
· Tüm parsel sahiplerinden muvafakatname alındığının belirtilmesine rağmen parsel sahiplerinin tamamının muvafakatının bulunmadığı,
· Mahkeme kararında dere ihdas alanının korunmadığının açıkça bildirilmesine ve iptal nedeni oluşturulmasına rağmen alınan yeni encümen kararında yine dere ihdas alanının tamamının düzenleme sınırı içine alınmadığı ve kamu zararının devam ettirildiği,
· 2644 sayılı tapu kanunu 5018 sayılı kanun 3194 sayılı imar kanunu ve ilgili yönetmeliklerin ihlal edildiği tarafımızca tespit edişmiştir.
Belediyenizce bu açık hükümlerin gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, ufak tefek değişikliklerle Gaziemir Belediye Encümenince güya dğzen yeniden yapılıyor izlenimi verilerek mahkemenin iptal kararına rağmen 19.06.2014 tarih ve 396 sayılı kararı ile yeniden düzennleme sınırı belirlenmesine yönelik benzer bir karar alınmıştır.
Hüseyin Şahin ayrıca şu soruları yöneltti:
1. Tarafınızca çok açık bilinmesine rağmen verilen bir mahkeme kararının uygulanmasına mani olmaya yönelik uygulama yapmanızın; "mühür bende sultan benim, gidin mahkemeye ne karar alınırsa alınsın ben bu kararı yok sayacak şekilde hareket ederim, kamunun ve özel kişilerin mağduriyeti beni ilgilendirmez" mantığı ile hareket etmenizin sebebi nedir?
2. İzmir 2. İdare Mahkemesinde verilen iptal kararına rağmen hala neden üç ayrı düzenleme sınırının devamında ısrar edilmektedir?
3. Bu alanda taşınmazı bulunan kişilerden ve ilgili parsellerden alınan muvafakatname bulunmakta mıdır? Eğer varsa, bu muvafakatları veren vatandaşlar maliye hazinesini zarara soktuklarını bilmekte midir? Bu konuda kendileri aydınlatılmış mıdır?
4. Alan bütününde herkes uygulama yapılmasını istemesine rağmen neden bağımsız hareket etmek istiyorsunuz?
5. Mahkeme kararı ile iptal edilen uygulama tapu kanununa göre önce geriye dönüş yapılması gerekirken geriye dönüş yapılmadan düzenleme sahasını üçe bölmek hukuksuzluk değil midir?
6. Maliye hazinesinin açık zararının görülmesine rağmen yapılan ve yargı kararı ile iptal edilen eski yanlış uygulamanın gene açıkça hazine zararına yol açacak bir başka versiyonunun yeniden uygulamaya konu edilmesine göz yumacak mısınız?
YORUMLAR