Vatandaş Hamza (Hamza Gül) bir haftayı değerlendirdi...

Gazetemizin yazarlarından, halkın sesi Vatandaş Hamza (Hamza Gül) bu haftanın değerlendirmesini sizler için yaptı...

Vatandaş Hamza (Hamza Gül) bir haftayı değerlendirdi...

Gazetemizin yazarlarından, halkın sesi Vatandaş Hamza (Hamza Gül) bu haftanın değerlendirmesini sizler için yaptı...

Vatandaş Hamza (Hamza Gül) bir haftayı değerlendirdi...
26 Ocak 2017 - 15:57

HAFTANIN BELGESİ: "CIA BELGELERİNDE FETÖ DETAYI"

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA'in geçtiğimiz günlerde kamuyla paylaştığı 13 milyon belge arasında FETÖ liderine dair hiçbir belge olmaması dikkati çekti.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA tarafından yayınlanan 13 milyon belgede FETÖ lideri Fethullah Gülen'e dair hiçbir belgenin yayınlanmaması dikkat çekti. Türkiye ile ilgili binlerce belgede birçok siyasetçi, işadamı ve sivil toplum lideri yer alırken, Gülen'le ilgili belge olmaması "Herkes var, Gülen yok" yorumlarına sebep oldu.

Toplam 800 bin dosyadan oluşan yeni CIA belgeleri, 13 milyon sayfayı buluyor. 1940-1990 yıllarını kapsıyor. Eski ABD Başkanı Bill Clinton zamanında çıkarılan bir düzenlemeyle 25'inci yılını dolduran CIA belgelerinin kamuoyuna açık hale getirilmesini sağlamıştı.

Eski ABD Başkanı Bill Clinton zamanında çıkarılan bir düzenlemeyle 25'inci yılını dolduran CIA belgelerinin kamuoyuna açık hale getirilmesini sağlamıştı. Ancak geçen yıl Kasım ayında CIA oluşturulacak yeni bir arşiv sitesinden 25'inci yılını tamamlayan belgelerin paylaşılacağını açıklamıştı.

ALMANLAR, CASUS İMAMLARIN PEŞİNDE

Almanya iç istihbarat servisinin başkanı, Türkiye’nin Almanya sınırları içinde Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla casusluk faaliyetleri yürütmesine hoşgörü gösterilmeyeceğini söyledi.

Almanya, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) camilerinde görevli bazı imamların Gülen Cemaati hakkında Ankara’ya bilgi notları göndermesi üzerine inceleme başlattı. Reuters’ın haberine göre, İstihbarat Servisi Başkanı Georg Massen, Türkiye’de son dönemdeki gelişmeler ve Almanya’daki Türkler ya da Türk asıllı Alman vatandaşlarına karşı sürdürülen ‘etki operasyonlarından’ ciddi kaygı duyduğunu söyledi.

Yeşiller Partisi’nin din sözcüsü olan Volker Beck adlı bir avukatın Aralık ayı başında yaptığı şikayet üzerine başlatılmıştı. Beck, Türkiye’den gönderilen imamlardan bulundukları yerlerdeki Fethullah Gülen taraftarları hakkında bilgi toplamaları istendiği yolundaki haberler üzerine şikayette bulunduğunu söyledi.

DİTİB görevlileri markajda

Türkiye’den giden imamlar, Almanya’nın en büyük camiler birliği olan DİTİB görevlisi olarak çalışıyor. Beck, savcılığın soruşturma başlatması için bu kadar beklemesini eleştirdi ve bazı sanıkların ülkeden çıkmış olabileceklerini söyledi. Savcılık sözcüsü ise henüz sanık olarak kimseyi belirleyecek kadar kanıt bulamadıklarını belirtti.

HAFTANIN YAZISI: "24 OCAK’TA YÜREĞİM SIZLAR"

Niçin diye soruyorsunuz gibi geliyor kulağıma, çok fazla sıkmadan hemen yanıtını vereyim.

Bir: 1993 günlerden Pazar, Ankara’da Gazeteci, Yazar Uğur mumcu, aracına konulan bomba ile yaşamını yitirdi. Lise yıllarımda köşe yazıları ve kitaplarını okurken “Bende bir gün böyle bir gazeteci olabilirmiyim?” diye düşündüğüm olmuştur. Uğur Ağabeyin aramızdan ayrıldığını İstanbul Tarlabaşı’nda kaldığım otelde televizyondaki haberlerden öğrenmiştim. Nasılda acele bir şekilde otelden çıkın Cağaloğlu’ndaki Cumhuriyet Gazetesi’ne varmam yarım saati bile bulmamıştı. Gazetenin yazı işlerinde herkes ekranlardaki son dakika haberlere kilitlenmiş, ellerinde telefon gözlerinde yaş, bekler haldeydi. Bende aynı anda yaşadığım şoktan kurtulup ağlamaya başladım. Hikmet Abi, arada bir konuşanları tersliyor bir yandan da ajanslardan gelecek yeni bir haber var mı diye dolanıp duruyordu. İstanbul’daki işlerimi toparlayıp Ankara’ya cenazeye gittim. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmura aldırmadan onbinlerce kişi Uğur Mumcu’yu son yolculuğuna uğurladık.

İki: Gaffar Okkan, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü görevinde iken 24 Ocak 2001 günü saat 17:40 sıralarında makâmından Valilik Binası'na makam aracıyla seyir hâlinde iken, Sezâi Karakoç Bulvarı üzerinde Et Balık Kurumu ile Eflâtun Park arasında, kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu olay yerinde şehit edildi. Emniyet Müdürü'nün öldürülmesine tepki gösteren Diyarbakır halkı, cenazenin olduğu gün kepenk kapattı ve şehrin sokaklarında protesto yürüyüşü yaptı.

Üç: Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle Türkiye’de bir günlük milli yas ilan edildi. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle 24 Ocak'ta bir günlük milli yas ilan edilmiştir. Bu vesile ile merhum Kral Majesteleri Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'a Yüce Allah'tan rahmet diliyor, kardeş Suudi Arabistan halkı ile Arap ve İslam Alemi'ne taziyelerimizi iletiyoruz" ifadelerine yer verildi. Yas alameti olarak tüm yurtta ve dış temsilciliklerde bayrakların yarıya indirileceği belirtildi.

Sonuç: 24 Ocak’ta esas içimi kanatan iki kaybı yukarıda kısaca belirtmeye çalıştım, üçüncüsü ise bu acıların üzerine tuz biber olacak türden. Sanmayın Suudi Kralı üzüldüğüm için. Onun ölümü ile bizim düştüğümüz duruma hayıflanıp kalırım.

Uğur Mumcu, Gaffar Okkan ve tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. 2017’nin ilk ayını geride bırakacağımız haftanın gönlünüze göre geçmesi dileğiyle.

HAFTANIN SÖZÜ

İnsanları yalan söylediklerinde dinlemeyi severim. Çünkü olmak istedikleri ama olamadıkları insanları anlatırlar. – Tolstoy

TARİHTE BU HAFTA

25/01/1938 - İzmir Telefon İşletmesinin hükümetçe satın alınmasına dair sözleşme Ankara'da imzalandı.

26/01/1963 - Hürriyet gazetesi muhabiri Yüksel Kasapbaşı, foto muhabiri Abidin Behpur ve şoför Yüksel Öztürk göreve giderken donarak öldüler.

27/01/1954 - Millet Partisi kapatıldı; din esasına dayanan ve amacını gizleyen bir parti olduğu iddia edildi, yöneticileri de birer gün hapis ve 250'şer kuruş para cezasına çarptırıldı.

28/01/1920 - Osmanlı Meclisi Mebus anının gayri resmi oturumunda

Misak-ı Milli (Ulusal And) oybirliği ile kabul edildi.

29/01/1923 - Mustafa Kemal Paşa İzmir'de Latife Hanım'la evlendi.

30/01/1923 - Yunanistan'la Türkiye arasında nüfus mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol imzalandı. Protokol Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla Yunan topraklarında yaşayan Müslüman dininden Yunan uyrukların,1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak zorunlu mübadelesini öngörüyordu.

31/01/1952 - Kelkit'ten bir grup yurttaş, cumhurbaşkanı, başbakan ve Gümüşhane milletvekillerine şu telgrafı çektiler: "Vilayeti: Gümüşhane; Kazası: Kelkit; Kaymakam: Yok; Doktor: Yok; Askerlik şubesi başkanı: Yok; Yargıç: Yok; Mal müdürü: Yok; Özel idare müdürü: Yok; Tapu sicil müdürü: Yok; Ortaokul müdürü: Yok; PTT müdürü: Yok. İşte biz böyle bir kazada Devleti Ali'nin yurttaşları olarak huzur ve güven içinde yaşıyoruz.."

HAFTANIN TEBESSÜMÜ: HAMİLE KALMAYAN KOYUN

Adamın birinin çok sevdiği bir koyunu varmış. Bu koyun hiç gebe kalamıyormuş. Adam, komşu köyde birinin koçu olduğunu ve hangi koyunla çiftleşirse hamile bıraktığını duymuş. Bunun üzerine koyununu el arabasına koymuş, çıkmışlar yola, köye vardıklarında selam verip adamın yanına yaklaşmış.

-Yahu gardaş senin koçun methini duydum koştum geldim. Hele bizim koyuna da bir çare.

-Aman gardaş lafımı olur. Amma 30 liranı alırım.

-Tamam.

Neyse çiftleşme gerçekleşiyor ve adam koyunu tekrar el arabasına koyup giderken koçun sahibine soruyor: -Hamile kalıp kalmadığını nereden anlayacağız? -Yarım sabah ahıra girince bak. Koyun eğer yatıyorsaaa hamiledir. Yok ayaktaysa hamile değildir.

Neyse sabah oluyor adam bir heyecanla ahıra koşuyor. Bakıyor ki koyun ayakta. Ulan diyor yine tutmadı. Karısı demiş ki bi daha götür. Adamın ki de bir ümit koyunu tekrar el arabasına bindirip gitmiş. Bu sefer 40 lira alıyor koç sahibi. Ertesi sabah adam koşa koşa ahıra gidiyor ki bi de ne görsün koyun yine ayakta. Adam iyice sinirleniyor. Neredeyse koyunu kesecek. Karısı adamı sakinleştirip koyunu tekrar götürmesi için adamı ikna ediyor. Adam koyunu götürüyor ama koç sahibi adam bu sefer 50 lira alıyor. Adam daha da sinirleniyor söylene söylene eve geliyor. Koyunu ahıra atıp gidiyor. Sabah ise yatağına uzanmış umutsuz ve sinirli bi şekilde karısına: -Hele git şu koyuna bak. Oturuyor mu ayakta mı. Kadın gidip bakıp geliyor ve diyor ki: -Koyun ne oturmuş ne de ayakta bey. Arabaya binmiş seni bekliyor.

HAFTANIN MUHABBETİ: TBMM’DE ANAYASA DEĞİŞİTLİĞİ OYLAMASINDA ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ VE CHP’Lİ LEVENT GÖK’ÜN EL ELE HOŞ SOHBETLERİ!!!

Demek ki neymiş kimse sevdikleriyle siyaset yapmamalı birbirini bunlar için kırmamalı bunlar yine el ele tutuşur bizler birbirimizi üzdüğümüzle kalırız…

HAFTANIN ÇOCUKLARI

‘Türkiye’deki Suriyeli Çocukların Yüzde 40’ı Eğitim Olanağından Yoksun’

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF Türkiye’deki Suriyeli çocuklardan 380 bininin bir başka deyişle yüzde 40’tan fazlasının eğitim olanağından yoksun olduğunu belirtti.

UNICEF Direktör yardımcısı Justin Forsyth bununla birlikte “Suriye krizi başladığından buyana ilk defa okula giden Suriyeli çocuk sayısı gitmeyenden fazla” dedi.

Forsyth,”Türkiye bu başarıdan dolayı övülmeli, fakat daha fazla kaynak sağlanmazsa hala Suriyeli çocuklarla ilgili kayıp nesil riski yüksek ki bu nesil bir gün ülkelerini yeniden inşa etme yeteneklerinden yoksun kalabilir” dedi.

Türkiye’de 1.2 milyon sığınmacı çocuk bulunuyor. Türkiye bu açıdan dünyanın en fazla sığınmacı çocuğa ev sahipliği yapan ülke.

Ankara ile işbirliği halinde UNICEF, eğitim sistemlerinin güçlendirilmesi, eğitime ulaşabilenlerin sayısının artırılması ile Suriyeli ve korunmasız Türk çocuklarına kaliteli eğitim sağlanmasına yardım ediyor.

2013’ten buyana UNICEF, yaklaşık 400 okulun yapılmasına, yenilenmesine yardımcı oldu. 20 bin Suriyeli gönüllü öğretmen olarak eğitildi. Yaklaşık 13 bin öğretmen aylık ücret alıyor.

2.7 MİLYON SURİYELİ ÇOCUK OKULA GİTMİYOR

Suriyeli çocukları da dahil edecek ihtiyacı olan ailelerin çocuklarını okula gönderebilecek bir ulusal program üzerinde de çalışılıyor. Bu programda ihtiyacı olan ailelere maddi yardım söz konusu.

BÖLGE GENELİNDE İSE 2.7 MİLYON SURİYELİ ÇOCUK OKULA GİTMİYOR.

Suriye genelinde ise 15 bölgede yaklaşık 300 bin çocuk kuşatma altında yaşıyor. 2 milyonu ise insani yardımın ulaşmadığı bölgelerde yaşıyor. Bu rakama IŞİD kontrolündeki bölgelerde yaşayan 700 bin çocuk da dahil.

HAFTANIN SORUSU "CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ TUNCAY ÖZKAN NE YAPIYOR?"

VATANDAŞ HAMZA, TAM SAYFA!

YORUMLAR

  • 0 Yorum