Basın ile ilgili söylenebilecek en gözde söz “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ” sözü olsa gerek.Doğru zamanında ve tarafsız yapılan haberler en muteber (haber kaynağı) olsa gerek.
Basın kesinlikle özgür olmalı, ama kişilere asla hakaret etmemeli,
Basına sansür kabul edilemez, bununla birlikte, Devletin de kırmızı çizgilerini de ihlal etmemeli.
Basında sansür ile basında hakareti birbirinden ayrıt etmek gerekir.
Basının da kırmızı çizgileri olmalı ve bir yere kadar gidebilmeli. Yani…Haddi layık olmalı
Haber verme ayrı bir konu, kişilere düşüncelerine ,inanç ve siyasi görüşleri yüzünden hakaret etmek yok saymak ,inkar etmek ise ayrı bir konu…
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASINA SANSÜRÜ” birbirinden ayrıt edemiyorsak, hakaret ve övmeyi de bir birinden ayrıt edemiyoruz demektir.
Basında sansür elbette kabul edilemez. Ancak, basında her aklına geleni yazma ve karalama gibi bir özgürlüğü de olamaz.Basında kişilerin de hakkı olmalı.yani kırmızı çizgileri olmalı.Hiç bir basın organı arkasına kimi alırsa alsın ve de kime güvenirse güvensin,yada hangi bir kesimin gönlünü alma ve de o kesimin isteğini yerine getirme adına kişinin hak ve hürriyetini, gururunu, şerefini ve haysiyetini ayaklar altına alacak söylemlere yer verme hakkına asla sahip değildir.
Basın ve yayın organlarının olmadığı bir yaşam tarzını asla düşünemeyiz. Ülkemizde ve Dünya’da olup bitenleri, takip edebildiğimiz yegane organ bu (basın ve yayın) kuruluşlardır. Haberleri doğru , zamanında ve gerçek kimliği ile bizlere ulaştırıldığı müddetçe kutsallığından söz edebiliriz.Taraflı ve manidar haberlerle yazılıp çizilenler ,aldatmaca olduğu müddetçe anaforunda yok olacağı kesindir.Dünya’da ilkel yaşayan kabilelere bakıldığında, medeniyetten uzak kalmalarına en büyük etken, basın ile tanışmış olmamalarına bağlayabiliriz.
Günümüz de; Sosyal medya ve iletişim ağlarında birbirlerine hakaret eden ve de küfürlere varan yorumlara şahit olmaktayız. Yukarda anlatılandan bahisle hiç kimse hiç kimseye her ne mazeret ile olursa olsun hakaret etme, küfür etme, yok sayma, hakir görme, gururunu ve şahsiyetini ayaklar altına alma gibi bir özgürlüğü ve de bir lüksü olamaz.
Basın yada Yayın kuruluşunun toplum tarafından tescili ,yaptığı tarafsız heberlele, okuyucu kitlesine ulaşması ile endekslidir.Unutulmasın ki çarpıtılan her bir haber “TARİH “ tarafından mutlaka doğrusu yazılıp, geleceğe sunulacaktır. Basına yapılan tacizi ve şiddeti nefret ile kınıyorum. Gerçek olanı ise böylesi şiddetin ve Vandallığın (dolaylı olarak) topluma yansımasıdır. Basın susarsa toplumda susar.Bilgi sahibi olanlar konuşur,bilgisizler her zaman suskun kalır. Haber kaynağını kurutmak demek, onu takip eden ve değer veren kitleyi kurutmak demektir.
YORUMLAR