Kadın hakları, kadınların erkeklerle eşit olması açısından kadınlara verilen sosyal ekonomik, toplumsal, sosyal ve ekonomik alanda tüm haklara verilen addır.
Dünyanın %49’luk bir dilimi kadındır. Yani kadın nüfusu 3 milyardan fazladır. Her sene 500 binden fazla kadın doğum ya da farklı nedenlerden dolayı hayatını kaybetmektedir. Kadınların %70’i eşleri ya da sevgilileri tarafından acı bir şekilde öldürülmektedir. Her 3 kadından biri şiddetle karşı karşıya kalmaktadır. Dünya çapında 54 ülkede k
kadınlarla ilgili yasalar bulunurken bir çok devlette bu konu ceza yasalarında yer almaktadır. Tüm üzerinde sağlık sektöründe kadınların nüfusunun %70’i çalışmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı kadın haklarının kadınlara verilmesi kaçınılmaz olmuştur.
“Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın”
Ulu önder; Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu girişimler neticesinde, Türk kadınlarının İktisadi ve siyasi yaşama katılımlarının sağlanabilmesi adına bir dizi değişikliler yapılmıştır. Kadınlara 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme,1933 yılında çıkarılan köy Kanunu ile muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934 yılında ise Anayasada yapılan bir değişiklikle Milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur. Kadınlara tanınan bu hakların o yıllarda birçok Avrupa Devletlerinde bile bulunmayışı, Atatürk’ün kadın haklarına verdiği değeri ve önemi en güzel bir şekilde ortaya koymaktadır.
Uluslar arası sözleşmeler ile kadın sağlığını koruma, çalışma ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini artırma amacıyla sağlık yardımı yapılması çalışan kadınların analık durumunu da ve öteki çalışan kadınlar gerektiğinde çalışırken özel korunma, hakkı sağlama, çalışan erkeklerle eşit işe eşit ücret hakkını tanıma, çalışan kadınların korunma hakkı, emzirme döneminde analara bu amaçla yeterli süre işe ara verme hakkı sağlama, endüstride çalışan kadınların gece işlerinde çalışmalarını düzenleme, yer altı madeninde ve gerektiğinde tehlikeli, sağlığa zararlı niteliği nedeniyle uygun düşmeyen tüm öteki işlerde çalışmalarını yasaklama, ekonomik sosyal ve kültürel hakları kullanmakta kadınlarla erkeklere eşit hak sağlama yükümlülüğü kabul edilmiştir.
Görüyorsunuz değil mi? Nede güzel karalar alınmış ve de haklar verilmiş. İş icraata geldiğinde verilen hak kadar hukukun yokluğu karşımıza çıkmaktadır. Hemen hemen her gün basın ve yayın kuruluşlarında kadına şiddet, taciz ve tecavüz olaylarına şahit olmaktayız. Yıllardır yasalara getirilemeyen düzenlemeler olayları daha da vahim boyutlara taşımaktadır. Çocuklarının gözleri önünde defalarca bıçaklayan, evde iken diri diri evi yakmalar, sokak ortasında her kesin önünde kurşunlamalar… Tüm bunlara sizlerde benim kadar şahit olmaktasınız.
Caydırıcılık ile birlikte, ağırlaştırılmış cezalar günün koşullarına göre düzenlenmediği sürece, bu filmi (Allah korusun ) seyretmeye devam edeceğiz. Oysaki Kuran-ı Kerimde şöyle buyrulmaktadır. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu kadar, kadınlarında erkeklerin üzerinde hakları vardır.
Peygamber efendimiz (S.A.V) de erkekleri, kadınların hak ve hukukunu gözetmeye davet etmekte olup, bu konuda. Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allahtan korkunuz! Zira siz onları Allah’ın bir emaneti olarak aldınız buyurmaktadır. Bir başka sahih hadisi şerifinde ise. Sizin en hayırlınız ehline (eş ve çocuklarına ) en hayırlı olanınızdır. Ve bende ailesine karşı en hayırlı olanınızım diye buyurmuştur.
Kadınlara, hele ki annelerimize asla Üfff bile denemeyeceğini emreden İslam Dini, kadınlara verdiği önemi açıkça göstermektedir.
Ülkemizde başını almış giden bu vahşete ve cinayetlere son vermek adına acilen yasal düzenlemelerin hayata geçmesi gerekir ki… Kolay kolay böylesi bir caniliğe kapı aralanmasın / tevessül edilmesin. Yapanın yanında kar kalmaması adına toplum olarak buna acil ihtiyaç duyulmaktadır. Elleri öpülesi tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun. Onlar ki; Anamızdır, Bacımızdır, Kızımızdır ve de Eşimizdir. Kısacası en değerli varlıklarımızdır. Saygılarımla…
YORUMLAR