Acayip bir kulüp Bu Karşıyaka.
Dile kolay geliyor ama yazması bile vakit alan bir borcu var.
Tam 40 milyon lira!. Yani 40 trilyon!. Ödemeye ömür yetmez.
Nasıl oldu bu borç?. Kim aymazlık yaptı?. Kim göz yumdu ve sesini çıkarmadı bu batağa?
Kimse bunu sorgulamıyor. Kimse "Siz naaptınız lan böyle?" demiyor.
Kulübe 10 kuruşluk futbolcuyu 10 liraya kakalayanlara..
Verdiğini misliyle geri alanlara..
Bağışı gazete manşetlerinde yapıp, temliği gece karanlığında alanlara..
Futbolcuya daire kakalayıp, sonra borçlandırarak, geri aldığı para üstünü cebe atanlara..
Yediği kebap faturasını kulübe yollayanlara..
Kulüp sırtına tarihindeki en büyük borcu bindirip, küme düşmekten son 20 dakikada kurtulunca, paltoyu alıp kaçanlara..
Çocuk bezini bile, temizlik maddesi diye kulübün kasasına yüklemeyi kar zannedenlere..
Kimse gık etmiyor..
Peki ne diyorlar?. "Nerden çıktı bu Erdal Acar?" "Kimmiş bu Erdal Acar?"
Ne yapacaksın abi?. Nikahına mı alacaksın?.
"Efendim düzensiz bir yaşantısı var"mış..
Ne olması lazım kardeş?. İyi bir aile babası mı olması lazım?.
İyi bir eş, iyi bir baba olup, kulübü mü soyması lazım? Şekilde görüldüğü gibi.
O'ndaki para sende olsa atar mısın ortaya 2 trilyon lira?
Sen ne yapardın?. İftar çadırı kurup fakire yemek mi verirdin?
Bu kadar mı dört dörtlük adamsın sözde?.
20 senedir soyguna talana göz yumdun da, işler yoluna girmeye başlayınca mı gözün açıldı?
Ben size bir şey söyliyeyim mi değerli arkadaşlar?
Bu cırlayanlar var ya bu cırlayanlar?
Bunlar, takım tutar gibi eğrisiyle doğrusuyla tuttukları partiyi, Karşıyaka Spor Kulübü menfaatlarından daha fazla sevdikleri için cırlıyorlar.
Sayıları ne kadar az olursa olsun. Boş bidondan çok ses çıkıyor.
Ve gereksiz ses çıkıyor.
Bunlar, Kendilerini yama ettikleri parti gibi, Karşıyaka da küçücük kalsın istiyor.
İşin acı yanı şu;
Eğer bugün Kulübe maddi destekte bulunan iş adamı, "Bana müsade" deyip giderse..
Ortada cıscıbıldak kalınacağını.. Kulübün paraşütsüz bir şekilde inişe geçeceğini ve yerle bir olacağını çok iyi biliyorlar.
Peki böyle bir durumda bu liboşlar ne yaparlar?.
Onların her zaman bir B planı vardır.
Purolarını yakarlar.. Televizyonlarını açarlar ve İstanbul derbilerini keyifle seyretmeye başlarlar.
Karşıyaka taraftarını ayıkmamak için de ara sıra "Mustafa Kemal'in askeriyiz" gibilerinden feryad ederler.
Tabi ki sadece meyhanelerde ve bayram günlerinde!
Zira bu AKP ilmik ilmik ülkeyi teslim alırken bu arkadaşlar plajlarda askerlik yapıyorlardı.
Ama ben şunu da çok iyi biliyorum ki;
Paraşütsüz bile bu kulüp yere çakılırsa, başta Çarşı Grubu olmak üzere gerçek ve karşılıksız seven tüm taraftarlar, toprak sahada da olsa, köy yolunda da olsa takımının her zaman yanında olacaktır!
Ama maalesef fırsatlar tepilmiş, körfeze karşı viski kadehini kaldıran purolu liboşlar taşların altına saklanıyor olacaklardır.
Ve o liboşlar günü geldiğinde, tek tek taşların altından çıkarılacaktır.
Ve bir daha kulübün önünden bile geçmelerine fırsat verilmeyecektır.
Sen hem elini taşın altına sokmayacaksın.. Hem de elini taşın altına sokan adama bok atacaksın!.
Yok öyle numara!.
Karşıyaka kimsenin oyuncağı ve partisinin kuklası değildir!.
"Erdal Acar kim?" diye soracağınıza.. Herifin GBT'sini yoklayacağınıza..
Koskoca 4 milyonluk şehirde neden bir tane bile Erdal çıkmıyor diye ağlayın!.
Bir yerlerden atkı bulup takıştırmakla, kırk yılda bir gittiğin basket salonunda selfi yapmakla Karşıyaka'nın geleceği kurtulmuyor.
Mesele KSK'nin menfaatleriyse.. Kaymakam'a da gidilir, Vali, Başbakan ya da Cumhurbaşkanı'na da gidilir.
Siz adam gibi çalışıp o makamlara oturdunuz da biz mi gelmedik?.
Önce kendinize bir makam bulun da, gelmezsek o zaman konuşun !.
Siz bu ülkeye sahip çıktınız da biz mi tebrik etmedik?
Çağırdınız da biz mi gelmedik ?.
YORUMLAR