Bayraklı sırtlarından, Altınyol'u takiben, geç Gümüşpala'ya.. Naldöken'den ilerle Anadolu Caddesi'nin üstünden Yamanlar ve Soğukkuyu'ya.. Devam et, Şemikler ve Cumhuriyet Mahallesi üzerinden Çiğli'ye..
Az buz değil yani!
Peki şimdi siyasi haritayı aç bakalım;
Naldöken'den başla yürümeye.. Anadolu Caddesi'nin kıyından kıyından geç şöyle..
Tersane, Alaybey, Tuna Mahallesi, Bahriye Üçok, Girne, Bostanlı, ve Mavişehir..
O kadar!..
Yani Anadolu Caddesi ile keskin bir şekilde, Bayraklı, Gümüşpala ve Yamanlar Karşıyaka'dan koparıldı..
Siyasi anlamda koparıldı.. Gönül ve sevda anlamında değil.
O koparılan yerlerdeki insanlar, hala Karşıyaka'sının peşindeler.
Yani Anadolu Caddesi'nin üstü ve altı şeklinde, Karşıyaka halkı ikiye bölündü.
Yukarda oturanlar, "ötelendiler"..
Şimdi şu stat tartışmalarına bakıyoruz; İlgisiz görünenler veya istemeyenler, genellikle Karşıyaka Spor Kulübü'nün varlığından dahi haberi olmayanlar.
Kendilerini dünyanın merkezi zannedenler ve "tuzu kuru" olanlar.
Kendilerini halkçı olarak niteleyip, halkın yanından bile geçmeyenler.
Ya da halkı yanlarında görmek istemeyenler.
Malum; Bu taraftarın içinde, açık söylemek gerekirse, her türlü adam var.
Her türlü adam her camiada vardır, sadece Karşıyaka'da değil!
Ama bu istemezükçüler, gelecek kaygısı olmayan, genellikle de İstanbul hayranlığı ile bezenmiş olan, ekonomik gücü yüksek, fakir ya da orta direğe "fazlalık" gözüyle bakan, sınıfçı kişilerdir.
Onlar için 1.nci sınıf, orta sınıf ve 2.nci sınıf insan vardır..
Onlar, hep yaşadıkları bölgenin babalarının malları olduğunu düşünürler ve maddi imkanları kısıtlı olan alt tabaka olarak nitelendirdikleri kişilerin, çevrelerinde dolaşmasını istemezler..
Paylaşmayı sevmezler.. Hayat hep onların uşağıdır..
Lüks mekanlarda içtiklerinde, sarhoşluklarını sosyal aktivite olarak adlandırırlar, parklarda içen garibana ise, "serseri" damgasını vururlar..
Onlar duvara işerse, "ihtiyaç gidermiş olur", gençler işerse "terbiyesizlik!"
Onlar puroyu dolarla yakarlar, ama etraflarında, "ateşin var mı dayı?" diye çemkiren adamı görmek istemezler..
Uzun lafın kısası:
Mesele stat değil, mesele sınıftır!..
1.nci sınıf, ikinci sınıf!..
Bak nerden nereye geldi yazı?.. Stad bunun neresinde?
Stat diye bir direniş yok aslında.. Direniş, halka rağmen halka karşı olmakta!..
Mesele budur!..
Uyanın artık..
YORUMLAR