Benim gibi sıradan bir vatandaş, neler söylemiş, neler yazmış acaba diyerek, şöyle bir geriye doğru gittim..
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini geçtim, daha öncesine gittim.. 30 Mart yerel seçimleri öncesine yani.
Demişim ki; "Atatürk bu CHP'den valizi toplayıp gitti!"
Demişim ki; "CHP'de Atatürk'ün ilkelerinden rahatsız olan vekiller var"
Demişim ki; "Atatürk İlke ve İnkilaplarına inad edercesine çarşafa bürünmüş bir kadına parti rozetini takmak yakışık almıyor"
Demişim ki; "Fetullah'ın burada ne işi var?"
Demişim ki; "Atatürk rozetlerini siyasi simge olarak gören tipler yuvalanmış bu partiye"
Demişim oğlu demişim..
Mesela, Salih Erkek, Cihan Türsen, Hakan Tartan gibi, halkın işaret ettiği adamlar rafa kaldırıldığında, biz sokaktaki insanlar gidişin hiç de iyi olmadığını söylemiş, ama dinletememiştik..
Ne zaman?.. 7 Ay önce!..
Bugün Emine Ülker Tarhan dayanamayıp istifa etti..
Eh hep ben diyecek değilim.. Bakalım O ne demiş?.
İstifa söylemini inceledim.. Yazıp çizdiklerimin üstüne koydum.. Bir de ne göreyim?..
Birebir örtüşüyor!..
Ben vatandaş olarak 7 ay önce söylemişim, O bugün söylüyor!
Atı alanın Üsküdar'ı geçmesinden vazgeçtim, atı alan gitti Saray'a oturdu!..
Günaydın!..
Seçim arefesinde, yapıcı eleştirilerimizden dolayı, bize "Kes sesini!" diyen arkadaşlar neredeler acaba?..
Eğer gerçekten sözkonusu vatansa, "Önce Vatan, sonra parti!" demeli insan.
"Önce parti, eh olmazsa vatan!" derse bir insan, bize de acı bir tebessüm atmak kalıyor maalesef.
Hani nasıldı o söz?.. "Geçti Bor'un pazarı, sür eşşeği Niğde'ye"..
YORUMLAR