Malatya'da yeni açılan polis okulunda öğrenciydim
Okul o zamanlar şehir çıkışında dümdüz bir arazi üzerindeydi
Okuldan bakınca ufukta Malatya görünüyordu
1984 yılının çok soğuk günlerinden biriydi o gün
Her yer karlarla kaplıydı
Görevli komiser sınıfa girdi ve "çocuklar sessizce bahçeye çıkın" dedi
Suratından düşen bin parçaydı
Belli ki bir aksilik vardı
Genelde böyle apansız emirler, emniyet müdürü veya vali geleceği zaman verilir
Yavaşça ve sessizce okul bahçesine çıktık
Okul müdürü bahçede elleri arkasında, duvarı boydan boya yürüyor, gözlerini yerden ayırmıyordu
Bütün rütbeli personel de bahçeye çıkmıştı
Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu
Ve hiçbir öğretmen de bize "sıraya geçin, düzgün durun" gibi emirler vermiyordu
Herkes olduğu yerde mıhlanıp kalmıştı
Malatya buz gibi...
Kar beyaz...
Bulutlu ve pusluydu
Hava ölüm kokuyordu
Biraz sonra ufukta, taa şehir çıkışında farları açık motorlu bir polis göründü
Hemen arkasından iki polis motoru daha..
Yavaş yavaş geliyorlardı
Motorlu polislerin ardından bir cenaze arabası çıktı tepenin arkasından
Hemen sonra sivil ve resmi polis arabaları göründü
Kalabalık, ama bir o kadar sessiz araba yığınları bize doğru geliyordu
Okul müdürü eliyle işaret etti bekçilere...
Kapılar açıldı
Cenaze otosu bahçeye girdi ve durdu
Kimseden çıt çıkmıyordu
Gözleri dolan müdürümüz bayrağa sarılı tabuta doğru yürüdü ve başucunda durarak, "ağabeyiniz maalesef Hekimhan ilçesinde soysuz kahpelerin saldırısına uğradı ve şehit edildi" dedi
Sustu....
Sustu....
Sustu
Belki beş dakika kadar ne müdürden ne bahçedeki kalabalıktan çıt çıkmadı
Hani öyle önüne kağıdı açıp "Kanın yerde kalmayacak" zart zurt gibilerinden nutuk çekmedi emniyet müdürü
Çekemedi
Konuşamadı...
Sustu, sustuk
Acı çok büyüktü, alışkın değildik şehadetlere
Yaşım 23'dü
Hayatımda ilk kez bir şehit cenazesi görmüştüm
Müdürümüz, görevlilere döndü, "götürün" dedi
Konvoy tekrar hareket etti ve mezarlığa doğru yola koyuldu
Komiser "herkes sınıflara! " diye bağırdı
Sessizce meydanı boşalttık
Sonra yıllar boyu çok cenaze taşımışlığımız vardır desem yalan olmaz
40 yıldır alıştık... Üzgünüm
Ama işin daha da kahredici yanı var;
Her cenaze sonrası televizyonda diyor ki spiker: "Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı, üç terörist öldürüldü"
Polisin canına artık çetele tutar hale gelmişiz
Sanki okey oynuyoruz, bir bizden üç sizden
1984'de kahrını içine gömüp konuşamayan, nutku tutulan bir müdürden, cenaze çetelesi tutulan kıvama geldik
Dirisinin ayaklar altına, ölüsünün omuzlar üstüne alındığı polisin bayramı ölünce başlar
Gerisi tıraştır
Koydum şuraya külahı...
Anlatın bana 10 Nisan polisin bayramını
YORUMLAR