Adam, elinden sımsıkı tuttuğu çocukla birlikte tahta köprünün başına geldi..
Köprü kırık kırsıktı.. Tehlikeliydi.. Basamaklardan bir kısmı kırılmış, halatlar güvenilir değildi.. Nehrin azgın sularına baktı adam.. Tedirgindi.. İkisi birlikte geçemezlerdi.. Dizlerinin üzerine çöktü ve çocuğun minik avuçlarını ellerinin arasına aldı.. "Dinle beni ufaklık!" dedi.. "Önce ben geçeceğim".. "Sen burada kalıp, beni izleyeceksin.. Bastığım yerleri kafana kazıyacaksın.. Karşıya geçtiğimde sana, 'hadi sıra sende!" diyeceğim.. Ve sen de izimi takip ederek, yanıma geleceksin" dedi.. Sonra yavaşça ayağa kalktı adam.. Ufaklığı alnından, yanaklarından öptü.. Nehrin azgın sularına baktı.. Ağır adımlarla köprüde ilerlemeye başladı.. Önce ayak ucuyla tahtaları yoklayıp, sonra adımlarını ürkekçe yineledi.. Bir süre sonra karşı tarafa geçmişti.. Dönüp, köprünün diğer ucunda bıraktığı ufaklığa baktı.. "Beni izledin mi evlat?.. Nerelere dikkat ettiğime, nerelere bastığımı gördün mü?" diye bağırdı.. "Evet!" dedi ufaklık.. "Gördüm!.. "Hadi o zaman!.. Sıra sende!".. Ufaklık, yavaşça köprüye doğru ilerlemeye başladı.. ******************** Ufaklık köprüyü geçti mi, geçemedi mi bilemiyoruz.. Amma!.. O köprüden önce geçen adam var ya?.. O adam, senin babandır çocuk!.. Ve tüm babalar, evlatları bir zarar görmesin diye, azgın suların üzerindeki kırık hayat köprüsünden, "önce" geçerler.. "Önce" geçen o adamlara da, "Baba" denir.. Eğer köprünün başında, hala ve hala sizin sağ salim geçmenizi bekleyen bir babanız varsa Ne mutlu size!.. Babalar gününüz kutlu olsun!..
YORUMLAR