Yazımın başlığındaki sözler maalesef, sahil bandındaki bir bankta oturan, dünya ile kısmen ilişiğini kesmiş emekli bir amcaya ait değil.
Bu sözler İzmir gibi bir şehrin Belediye Başkanı olan Aziz Bey'e ait.
Yani şunu diyor Başkan; “Naapacanız len stadı?”
Gidin Manisa'ya muhtaç olun, Buca'ya minnet edin, zemin müsaitse Atatürk'te falan takılın.
Stat sizin neyinize?
Stadyumun sözlük anlamı: İçinde takım oyunlarının ve çeşitli törenlerin yapıldığı, seyircilerin de bunları izleyebilmesi için, elverişli oturma yerlerinin bulunduğu geniş alanlardır.
Sözlük diyor ki; En basit anlamıyla, yeşil sahayı merdiven gibi tribünlerin çevrelediği oyun alanlarıdır. Bu basit ve binlerce insanın keyif aldığı aktiviteye bile bir Başkan'ın bakış açısına bakın!
"Naapacanız stadı?"
Eğer bu sözleri sarf eden Başkan, hakikaten halkın içinde yaşayan birisi olsaydı, taraftarın stada sadece bir kurtuluş reçetesi olarak bakmadığını, stat denilen kompleksin "taraftarın evi" olduğunu, "olmazsa olmazlarından biri olduğunu" bilirdi.
Kaldı ki, taraftar kendisinden stat falan da istemiyor; sadece "Köstek olma" diyor.
Diyor demesine ama bunu politik inatçıya bir türlü anlatamıyor.
Başkan taraftarın, eğer stat yapılırsa oylarının renginin değişeceği korkusuyla yaşıyor.
Yani taraftarın kendisini veyahutsa partisini bir stada satacağını düşünüyor.
Binlerce Göztepe taraftarının, binlerce Karşıyaka taraftarının, en azından semtine sahip çıkan kemik taraftarın, ülkenin bir ucundan bir ucuna kar, kış, yağmur, çamur demeden takımının peşinde koştuğunu, deplasman yollarında ölümlerden döndüğünü, işinden gücünden olduğunu, bu sevda uğruna can verdiğini, bu aşktan vazgeçilemeyeceğini bilmiyor.
İzmir taraftarı için, Göztepe olsun, Karşıyaka olsun, sevdanın peşinden gitmenin bir hastalık olduğunu, bir yaşam tarzı olduğunu bilmiyor ya da umursamıyor.
Ve taraftar tüm bu çileli ama bir o kadar keyifli yaşam tarzının karşılığında alt tarafı bir "butik stat" istiyor.
Hatta istemiyor, "Engel olma yeter!" diyor.
Ama yok!
Beyefendi her şeyden önce politikacı.
Bu dramatik stat kavgasına politik açıdan bakıyor; "Ben yapmadım, başkası da yapmasın" diyor. İnadım inat! "Kurtulmayıverin bu durumdan, sürünün Manisalarda, Bucalarda, Atatürk'lerde", "Sizin eviniz olmayıversin, ben size ara sıra bahşiş atıyorum zaten" diyor.
Hani şey gibi...
Gelin arabalarının önündeki kesen çocuklara zarf verir gibi.
Bazen 500 bin, bazen 1 milyon! "Neyinize yetmiyor?" der gibi!
Türkiye'de kendi şehrinin insanına bu kadar sırtını dönen ve sırtını dönmekle kalmayıp, "Brutus" rolüne soyunan başka bir Belediye Başkanı yoktur!
Yoktur, çünkü başka şehirlerin Belediye Başkanları, hizmet için gelmişlerdir, söz konusu hizmet olduğunda, siyasi çıkarlarını en azından ceplerine saklamışlardır.
Hem oy verip hem hizmet alamayan İzmir taraftarının Allah yardımcısı olsun.
İnşallah bu çelişki bir ders olmuştur…
YORUMLAR