Geçenlerde rahmetli Kemal Sunal'ın ölüm yıldönümüydü.
Şu sıralar televizyonlarda pek çok komedyen adı altında, bir şeyler yapmaya uğraşanları görüyorum ve neredeyse komediden tiksiniyorum...
Hemen aklıma büyük usta Kemal Sunal geliyor. Her akşam O'nun filmlerini oynatan belirli kanallar var. Arayıp tarıyor ve Kemal'i buluyorum.
Kimbilir kaçıncı defa O'nu izliyorum? Bıkmadan; usanmadan...
Yok birbirimizden farkımız. Hepimiz O'nu çok seviyoruz. Çünkü aslında kendimizi seviyoruz.
Kemal'de kendimizi görüyor, dolayısıyla kendimizi seviyoruz...
Bakıyorum Kemal'in filmlerine genellikle ve öncelikle saf bir vatandaş, yeri geldiğinde, kurnaz, üçkağıtçı... Bazen menfaatçi, kimi zaman acımasız...
Dün ak dediğine bugün kara diyenlerden. Kıvrım kıvrım kıvırıyor bazı filmlerinde...
Bazılarında patron edası var görünümünde, bazı filmlerde de gariban işçi rolünde.
Yani her kalıbın hakkını veren Kemal Sunal, aslında bize "Ben sizi oynuyorum, siz busunuz" diye mesaj verdi yıllarca...
O yüzden biz Kemal'i çok sevdik... Biz aslında kendimizi sevdik, laf söyletmedik...
Sosyal medyada bir söz gördüm genç bir arkadaşımın paylaştığı.
On sayfa yazı yazsak, ne mal olduğumuzu anlatamayız millete.. Ama bu genç fevkalade bir ironiyle anlatmış halimizi.. Tebrik ederim usta!..
"Geçenlerde uyuşturucuya hayır diye protesto mitingi vardı.. Torbacılar ön saflarda yürüyorlardı".
Manzara budur!.. Fotoğraf budur!..
Türkiye'de fotoğrafçılık bir sanattır.. Ve herkesin elinde iyi kötü bir fotoğraf makinesi vardır!..
Teşekkürler Kemal Sunal!.. Mekanın cennet olsun!..
YORUMLAR