Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

Asansör

02 Ekim 2014 - 11:54

Teknoloji günlük yaşamımızı kolaylaştırdığı kadar, yeni huzursuzluklarında kaynağı olabiliyor.

Ama gerçek şu ki, teknolojinin yarattığı huzursuzlukların büyük çoğunluğuna da bizim önünü alamadığımız ihtiraslarımız, hırslarımız neden oluyor.

Bir de ‘teknoloji dünyanın sonunu getirecek’ diye bir komplo teorimiz var, hepimizin bildiği.

Oysa mesele teknolojinin ne amaçla ve nasıl kullanıldığında.

Bu teknoloji harikalarından biri de son günlerde sık gündeme gelen ve günlük yaşantımızda özellikle büyük kentlerde epeyce kullandığımız asansördür.

Bazı kesin olmayan verilere göre ülkemizde 300 bin civarında asansör var ve bu asansörlerin ancak 50 bini denetlenip gereken bakım uygulanabiliyor.

Yani ‘saldım çayıra mevlam kayıra’ hesabı.

Asansörü kullanırken hiçbir şey düşünmeyiz de bakımsızlık nedeni ile oluşan bir kazada hepimiz bağırıp çağırmaya başlarız.

Çünkü rakiplerimizi eleştirmek veya kendimizi gösterebilmek için bir fırsat doğmuştur.

Oysa eminim ki büyük çoğunluğumuz eğer yaşadığımız binada bir asansör varsa; bakımı ne zaman nasıl yapılmıştır, yapıldıysa yetkili kurumun asansöre yapıştırdığı etiketin anlamı nedir bilmeyiz veya aldırış etmeyiz.

Ülkemizde 2013 yılında 19 ölümcül asansör kazası yaşanmış AYSAD verilerine göre.

Bazı verilere göre de 1000 civarında kaza.

İstatistiklerin kesin olmaması dahi bu sektörde işlerin ne denli sorumsuzca gittiğinin bir göstergesi.

Sadece Şişli’deki kazada 10 işçinin yaşamını yitirdiğini düşünürsek, bu sektörün işleyişine ne kadar önem verilmesi gerektiği daha iyi anlaşılır.

İnsan yaşamı, ölenlerin ardından “gelin topluca Fatiha okuyalım” diye kadere bağlamakla geçiştirilecek kadar ucuz, “maddi olarak ne gerekiyorsa yapacağız” diyecek kadar ruhsuz da olmamalı.

Ülkemizde asansör bakım ve denetimleri ile ilgili hizmetler Sanayi Ticaret Bakanlığının 18 Kasım 2008 tarih 27058 sayılı Resmi gazetede yayınlanan yönetmeliğe göre yapılıyor.

“1/1/2012 tarihinden itibaren yapının bağlı bulunduğu Belediye ve Belediye hudutları dışındaki yapılar için Valilik veya ruhsat vermekle yetkilendirilen kurum ve kuruluşlar, bina sorumlularının yapacakları başvurular uyarınca yapılacak yıllık kontrolleri, asansör konusunda akredite olmuş A tipi muayene kuruluşlarına yaptıracaklardır.”

Her ne kadar bu konuda kanun ve yönetmelikler olsa da İzmir Makine Mühendislerinden aldığım bilgilere göre kurumlar veya yöneticiler asansör bakımlarını önemsemiyor veya bu konuda yetkili olmayan ucuz fiyat veren kişileri tercih ediyorlar.

Denetim firmaları asansör kontrolleri sonrası üç nüshalık rapor hazırlıyor. Biri bina yöneticisine, biri firmaya, birisi de belediye ye gönderiliyor.

Rapor sonucunda firma asansörün durumuyla ilgili olarak üç etiketten ( Yeşil, Sarı, Kırmızı) birini asansörün görünür bir yerine yapıştırıyor.

Trafik lambalarının anlamı gibi.

Yönetmeliğe göre “Yıllık kontrolün yapılıp yapılmadığının denetiminden Belediye ve Belediye hudutları dışında Valilik veya kanunlar çerçevesinde yetkili kurumlar sorumludur”

Anlayacağınız, asansör bakımlarında sorumluluk kullanıcılar olarak bizlerden başlıyor.

Sonra Bina yöneticileri ve denetiminde de resmi kurumlar devreye giriyor.

Belediyeler gerekli hallerde asansörü devre dışı bırakabiliyor.

Ama kimimiz ‘gereksiz masraf’, kimimiz ‘Adam sende bir şey olmaz’ dediğimiz için bakımı es geçiyoruz.

İlgili kurumlar da bu konuda adım atmadıkları için bizlere de kaza sonrası Fatiha okumak kalıyor.

Soma’da yitirdiklerimiz gibi, Şişli’de kurban ettiklerimiz gibi.

Bu konuda neden yazmak gereğini duydun diye soracak olursanız!

Geçenlerde gittiğim önemli bir devlet kurumunun asansöründe gördüğüm Kırmızı etiketten dolayı.

Aldığım bilgiye göre bu kurumun asansöründe iki yıldır kırmızı etiket var ve onca zamandır bakım yapılmamış.

Asansörün biride kapalı, çalışmıyor.

Söyleyecek başka bir şey kalmıyor sanırım.

Bu arada ülkemizde ilk elektrikli asansör sistemi tarihi Pera Palace’da 1895 de kurulmuş,

ikincisi de İzmir’in meşhur Asansör’ü; 1907 yılında Nesim Levi tarafından yaptırılmış.

Peki ‘Kırmızı Etiketin’ anlamını nedir?

“Tespit edilen uygunsuzluklar giderilmeden bu asansörün kullanılması tehlikelidir”

Belediyeler asansör bakımı yapan akredite kuruluşlarla yetki belgesi imzalayıp vermeleri yetmiyor; asansör kullanıcısı olarak bizlerin de bu kuruluşları aramamız, en azından kapımıza kadar gelenleri ihtiyacımız yok diye çevirmemiz gerekiyor.

İzmir’de ne kadar sarı veya kırmızı etiketli bina var diye soracaksanız inanın bilmiyorum ama ben en az üç büyük binada kırmızı etiket gördüm biri resmi kurum olmak üzere.

Hani televizyonlarda sık sık çıkardı “Nerde bu devlet” diye bağıran bir vatandaş.

Sahi, nerede bu Belediye, nerede sorumlu vatandaşlar?

YORUMLAR

  • 0 Yorum