İzmir siyasi arenası geçtiğimiz hafta oldukça hareketliydi. CHP’nin eski Genel Başkanı ve eski bir Genel Başkan adayı İzmir sokaklarındaydılar.
Birisi son yazdığı kitabı imzalamaya gelmiş, diğeri ise bir anıt açılışına davet edilmişti.
Mustafa Sarıgül, oğlu Emir Sarıgül ve Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü çatışması nedeniyle gerek parti içerisinde gerekse kamuoyunda oldukça büyük yara aldı.
Rivayetlere göre de en büyük maddi ve medya destekçilerinden birini de kaybetti.
Ama İzmir’deki kadim dostu Tahir Şahin kendisini adım adım takip etti, hiç yalnız bırakmadı.
Sarıgül ve ekibi için büyük olasılıkla bu hafta karar haftası olacak.
Seçim sonrası kötü bir sonuç beklenip Kılıçdaroğlu’nu indirebilme hesabı tutar mı?
Bu koşullarda çok zor.
Bence bu ekip ya bizde varız deyip yola çıkacak ya da siyasi arenaya veda edecekler.
Baykal’ın İzmir ziyareti ise Genel Başkanlıktan ayrılışından bu yana ilk kez bu kadar ilgi uyandırdı. Önceki ziyaretlerinde sadece birkaç eski dostunun hava alanında karşılayıp, sessizce yolcu ettiği Baykal bu kez adeta Genel Başkan havasında karşılandı.
Peki ne oldu da birdenbire Baykal’a olan ilgi bir çığ gibi yükseldi İzmir’de?
Rauf Denktaş gibi Kıbrıs’ın önemli bir liderinin adını taşıyan park ve büst açılışına, üstelik oğlu Kuzey Kıbrıs Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş dahi katılırken bu açılışa neden Kılıçdaroğlu değil de Baykal katıldı?
Bu güne değin Baykal’ın İzmir ziyaretlerinde kendisi ile görüştüğünü pek duymadığımız Sayın Kocaoğlu ne oldu da eski Genel Başkanını adım adım takip etti?
Elbette birdenbire alevlenen bu sevginin bir nedeni var.
Yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu ‘İzmir’de başarısız olduk’ derken; Kocaoğlu-Yüksel ekibi seçimlerden başarı ile çıkıldığını söylüyordu.
CHP Genel Merkezi bu başarısızlığın mimarı olarak Kocaoğlu- Yüksel- Engin ekibini gördüğü için, Ali Engin’in istifası ile İzmir’den Ankara’ya dek uzanan şikayetleri değerlendirmek üzere ilk adımı attı ve bu ekibin adayı Salih Özçiftçi’yi saf dışı tutarak, Bedri Serter’i iş başına getirdi.
Bu atama Kemal Karataş’ın deyişi ile “yerel seçimlerde açılan sekiz deliğin” hesabı gibi oldu.
Serter’in başkanlığı İzmir’de gücü elinde tutanlara ilk uyarı denebilir.
Bu uyarıyı kabul edemeyen ekip, ilk adım olarak partide hala belli bir gücü elinde tutan tek adam olan Deniz Baykal ile atağa kalkmaya çalıştı.
Sayın Kocaoğlu’nun Baykal’a hitaben, dil sürçmesini fazlasıyla aşan “Sayın Genel Başkanım” sözleri Ankara’ya sert bir mesajdı.
Ve
Genel Merkez bu mesajı almada gecikmedi.
Baykal’ın İzmir’e veda ettiği saatlerde Genel Sekreter ve MYK İzmir sorumlusu Gürsel Tekin Bedri Serter’i ziyarete geldi.
Tekin, Bedri Serter ve Sema Pekdaş ile birlikte basının karşısına çıktı.
İktidara eleştirilerini gönderdi.
Ali Engin ve Bedri Serter’e teşekkür etti.
“Sayın Baykal eski genel başkanımızdır, milletvekilimizdir elbette gezecek” dedi.
Yani Sayın Kocaoğlu ve arkadaşları gibi “Genel Başkanım” demedi.
Şimdi CHP’de saflar yeniden belirlenecek.
Yeni yeni iş birlikleri ön plana çıkacak.
Büyük ihtimalle de ön seçimler yapılacak ama genel merkezin istediği gibi.
Çünkü ön seçimler bir anlamda Kılıçdaroğlu’nun da kurtuluşu olacak.
YORUMLAR