Kınalı Bebek
Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

Kınalı Bebek

17 Ocak 2015 - 18:59

Nasıl bir yaşam arzulamıştınız yıllar önce?

Hani henüz bu dünyanın kirleriyle, onarılmaz acılarıyla, insanlığın o dayanılmaz hırslarıyla, kinleriyle, nefretleriyle, dayanılmaz bencilliğiyle tanışmadan.

Hani anne kucağının sıcağı, baba kollarının güveni içerisinde, dünyaya o tertemiz duygularla bakıp hayal kurmaya dahi yeni yeni başlamışken.

Yani henüz ilköğretimin dahi kapısını çalmamışken.

Bir elinizde bir gelin bebek, bir elinizde şeker televizyonda sizi dünya ile tanıştırmaya hazırlanan filmlerinizi beklerken.

Veya

Bir elinizde su dolu bir testi ile tarlada ailenize su yetiştirmeye çalışırken.

Veya uyuklarken yorgun düşmüş bir halde tarlanın tek ağacının altında.

Henüz altılı yaşlarınızda anlayacağınız.

Birilerinin evlenebilir diye fetvalar verdiği yaşta yani.

Çocuklar güzel bir gelecek hayalleri kuradursunlar.

Çocukların çocuk olmaya hakları yoktur,

Onlar, gelin bebekle oynamayı değil “çocuk gelin”, çocuk kadın olmayı öğrenmeliler dinimize göre deyiverdi birileri.

“İslamda yaş haddi yoktur, buluğ çağından önce dahi bir çocuk evlenebilir.”

Sözleriyle sanal alemde boy gösterdi.

Ve ne ilginçtir ki Kuran ı kerimden alıntılarla sözlerine destek aramaya çalıştı.

“Netice olarak küçük çocukların da evlenebileceğine dair hüküm Talak suresinin dördüncü ayetidir ama bununla birlikte 3,4,5 tane daha Hadis i Şerif vardır ki fukahanın da bu konudaki icmaı kadının aybaşı olmadan önce de yani çocukluk döneminde de evlenebileceğine dair işarettir.” Diyerek milyonlarca Müslüman, iyi niyetli, inançlı vatandaşın yanlışa yönelmesine, çocuklarının yaşam boyu akla gelmez travmalar içerisinde yok olmasına yol açacak söylemlerle adeta zehir saçtı.

Tepkiler bu zatı muhteremin geri adım atmasına neden olmuş ki, başkanı olduğu vakıf hoca efendinin farklı vaazlarını sanal aleme sürmeye başladı.

Dediler ki: “Hocamızın sohbeti iki bölümden oluşmaktadır; Birinci bölümü durum tespiti, ikinci bölümde ise bu konuda yaşanan suistimalin teşhir ve tenkiti vardır.”

Anlıyacağınız hoca efendi bu vaazlarıyla durum tespiti yapmış.

Vay be demek geliyor insanın içinden.

Bu milleti bunca zehirlemek, Kuran dan ayetlerle saçılan zehirlere destek aramak ‘durum tespitiymiş!

Bu vatandaş Kur’an-ı Kerim ayetlerinin ‘Cihanı Şumul ‘olduğunu, değişmeyeceğini bilmez mi? Siz değerli hoca efendiler bunu söylemez misiniz?

Peki Kur’an da ki kuralları zorlama açıklamalarla, tahriflerle insanlara anlatarak ‘böylesi caizdir’ deyip sonra yok hayır bunu yapmasanız iyi olur demek neyin nesi?

Kaldı ki vaazların ikinci bölümünde de evlilik yaşının on beşe çıkmasının uygun olacağından bahsedilerek yirmi yaşa dek çıkılıyor.

Hani özrü kabahatinden büyük derler ya öyle.

Bu konuda zaten sicilimiz hiçte iyi değil.

Ama bu bozuk sicil bu tür vaazlarla daha da pekiştiriliyor maalesef.

Aynı zat birkaç zaman önce de “ Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor” ve "kadın haber sunduğunda erkeklerin ona bakmasında sakınca var ama haber sunan erkeğe kadınlar bakabilirler, bakmadan bakmaya fark var" gibi görüşleriyle bu toplumu orta çağın karanlığına götürecek bir yol açmaya çalışıyordu.

Garip olan; siyasi iktidarın Çocuk gelin’lere karşı mücadelesinde, toplumu karanlığa yönelten bu tür söylemlere; TCK’ ya aykırılığına rağmen tutarlı bir tavır sergilemeyişi.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın milyonlarca insanı etkileyen ve Kuran’dan ayetlerle din istismarı yaparak vaaz veren bu zata, bu vakfa karşı kesin açıklamalarla karşı çıkmayışı.

Diyeceğim; lütfen, çocuklara kıymayın, bırakın hayallerini yaşasınlar. Sağlıklı bir toplum olmanın yollarını bu tür yaptırımlarla tıkayıp, toplumun kadın kesiminin sadece evde çocuk bakacak, nüfusu çoğaltacak varlık olarak görülmesinin önünde hep birlikte el birliğiyle duralım.

Bu toplum ancak kadını ve erkeği ile bilime, yaşam mücadelesine açıldığı sürece ileri bir toplum olabilir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum