Talat Asal ismini anımsar mısınız?
Beşiktaşlılar ve spor ile ilgilenenler rahatlıkla anımsarlar.
Tabii sadece spor camiası değil.
Yassıada ve Demokrat parti avukatlığı; YTP, DP, AP gibi sağ partilerde çeşitli görevler, son olarak Adalet Partisinin İzmir milletvekili olarak görev yapması nedeniyle siyaset dünyası iyi tanır.
Rahmetli Asal’ı şimdilik burada bırakıp siyasete girelim.
Milletvekili aday adaylığı için başvurular bitti.
CHP İzmir’de aday adaylığı için 174 kişi başvururken, AK Parti’de teamül yoklamasına katılan aday adayı sayısı 185 idi.
Tabii bu sayıya teamüle katılmayanları da eklersek yaklaşık 200 aday adayı vardı.
Peki, şimdi sormak gerekmez mi?
İzmir gibi CHP’nin genelde daha çok milletvekiline sahip olduğu bir şehirde, özellikle bu seçimlerde en az sekiz + sekiz milletvekili çıkarılabilineceği dillendirilir ve yıllardır özlenen ‘Ön Seçimler’ nihayet gerçekleşmişken aday adayı sayısı neden bu kadar az oldu?
AK Parti’nin nispeten daha az vekil çıkardığı ve bu seçimde özellikle İzmir’de AK Parti açısından büyük kayıplar olacağı CHP saflarında dillendirilirken neden AK Partiye bunca rağbet var?
Gelelim rahmetli Talat Asal’a.
Yıllar önce bir seçim konuşmasında meydanlarda şöyle diyordu Asal.
“CHP bir siyasi parti değil, bir muhalefet kulübüdür”.
Bu söze kim ne kadar katılır bilemiyorum ama nereden aklıma geldi derseniz anlatayım.
Bir büyük ulusal gazetemiz “Liderler buluşması” adı altında siyasi parti liderleri ile toplantılar düzenlemeye başlamış.
Üç gün önce yapılan ilk toplantının konukları da Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi olmuş.
Birçok soru yöneltilmiş sayın başkana.
Ama ilgimi çeken “Seçimde partiniz için nasıl sonuç bekliyorsunuz” sorusuna Sayın Genel Başkanın verdiği yanıt oldu.
Kılıçdaroğlu; ‘Araştırmalarda yüzde 29.5 görülüyor. Bizim hedefimiz yüzde 34-35 ‘ demiş.
Doğrusunu isterseniz bu yanıt beni oldukça şaşırttı.
Siyasi partilerin amacı iktidar olmak için belli görüşler doğrultusunda yan yana gelmek ise ve bu doğrultuda örgütlenilmesi gerekiyorsa; Muhalefete razı bir hedef belirten lideriyle siyasi bir parti muhalefet dahi olabilir mi?
İşte bu nedenle siyaset yapmak isteyen kişiler, muhalefet değil de iktidara gelmeyi hedefleyen bir partiye giderler. Muhalefete mahkum bir partiyi yeğlemezler.
Peki, her konuşmasında mevcut siyasi erki yerden yere vuran, ülkenin her anlamda bir batağa saplandığı anlatan; ülkenin dört bir yanının ateş çemberi altında kaldığını, dış ilişkilerin fiyasko olduğunu, ‘Çözüm Sürecinin’ iktidarın bir oyunu olduğunu, ülkenin bölündüğünü, fakirliğin başını alıp gittiğini, şiddetin ülkenin dört bir yanında kol gezdiğini söyleyen ve bu doğrultuda halkı direnişe çağıran bir lider; neden iktidara değil de muhalefete oynar?
Vatandaş neden bu liderin söylediklerine değil de, iktidarın temsilcisine oy verir?
Sosyal Demokrat bir parti neden devrimcilerin, emekçilerin oylarını değil de, yüksek gelirli sınıf ve katmanların oyu ile yetinir veya yetinmek zorunda kalır.
İzmir gibi bir ilde neden Ön Seçim heyecanı ile kitleler alanlara dökülmez?
Trajikomik bir vakıa bu aslında.
Yoksa bizi birileri kandırıyor mu yine? Söylenenler doğru değil mi?
İnanın vatandaş sandığa gittiğinde doğruyu bulur.
Siz gerçekleri söylüyorsanız ve halkı buna inandırabilmişseniz.
Ama bir gerçek var.
Siz memleketin on bir ilinde aday gösteremiyorsanız. Dört ilde tek adayınız çıkıyorsa.
Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu gerçekçi konuşuyor.
Muhalefetiniz hayırlı olsun.
YORUMLAR