Gekas nasıl alındı?
Avni Erboy

Avni Erboy

Gekas nasıl alındı?

07 Ekim 2014 - 17:20

Akhisar Belediyespor’un son yıllardaki başarısı gerçekten hem alkışa, hem de incelemeye değer…
Amatör Kümeden, Süper Lige çıkışın bir öyküsü olsa gerek…
Bunu burada yazmak, gelişmeleri anlatmak, kahramanları yazmak için ne yazık ki yerimiz dar. Ama Akhisar’da yaşayan gazeteci arkadaşlarım, kardeşlerim bunu mutlaka bir kitapta anlatmalılar…
Akhisar yıllardır, “Türk futbolu”na nice yıldızlar yetiştirmekte ve Akhisar’da forma giyen futbolcuları vitrine çıkarmaktadır. Bunlara en son örnek; milli takıma kadar yükselen oyuncular ve golleriyle şarkı bile yazdıran Yunan Theofanis Gekas’dır…
Bir yıl aradan sonra yeniden Akhisar’a dönen ve golleriyle destan yazan Gekas’ın transferinin nasıl olduğunu biliyor musunuz?..
Akhisar’ın ismini marka haline getirip dünyaya “ağız tadı”yla duyuran Köfteci Ramiz’in sahiplerinden Birtan Taşkınlar, eski futbolcu-basketbolcu. Birlikte her iki branşta yanyana oynadığımız Birtan, okul ağır basınca Hukuk Fakültesi’ne devam etti, belki de futbolda yükselebileceği milli takımları böylelikle terk etti…
Avukat çıktı ama, baba mesleği köftecilikten kopmadı, futboldan ayrılamadı. “Türk futbolu”na TFF üst düzey temsilcisi olarak devam etti.
Ülkenin dört bir yanında futbol maçlarına giden Birtan, Akhisarspor’la bağlantılarını hiç bir zaman için koparmadı. Hep “iyi bir taraftar” olarak içinde bulundu. Futbol Adamlarını, antrenörleri, futbolcuları yakından tanıdı.
Günlerden bir gün, Akhisarspor’lu yöneticiler, Akhisar Mobil’deki Köfteci Ramiz’de yemek yerken, Birtan da sohbete dahil oldu. Transfer dönemi olduğundan isimler havada uçuşurken, Birtan “Yunan bir oyuncu var. Adı Gekas. Onunla ilgilenin. Alabilirseniz de alın” dedi.
Yöneticiler ismi not etti, sonra da teknik heyete iletti. Ancak, herhangi bir girişim olmadığını yine bir sohbet sırasında yöneticilerden öğrenen Birtan Taşkınlar, “Bizim antrenör yaşlı olduğunu söyledi. İlgilenmedi” cevabı alınca sessiz kaldı.
Aradan bir süre geçmiş, transferin de son günleri gelip çatmıştı. Akhisar Belediyespor yabancı futbolcu arayışını sonlandıramamıştı. Yine Köfteci Ramiz’in Akhisar çıkışındaki merkezinde transfer sohbeti yapılıyordu. Bu kez masada o dönemin teknik patronu Hamza Hamzaoğlu da vardı. Bir ara kendisine fikrini soran Hamza hocaya, Birtan “Ben Gekas diye bir oyuncuyu söyledim. Sen yaşlı demişsin. Al bunu, bana teşekkür edeceksin" cevabını verdi…
Bütçeye göre oyuncu bulunamayınca, üstelik de Birtan Taşkınlar’ın kırılmaması düşünülüp Gekas’la görüşme kararı alındı. Yunan golcü ücretini de düşürünce Akhisar macerası böylece başlamış oldu…

XXX

Mazeretleri var!

Karşıyaka Spor Kulübü Futbol Alt Yapı Yönetim Kurulu, gelir getirmek amacıyla Karşıyaka Spor Salonu’nda konser organizasyonu yaptı.
İlk olarak şarkıcı Altay’ı getiren yöneticiler, zararın yanı sıra, konsere Karşıyakalıların ilgi göstermemesiyle üzüldü.
Karşıyaka Spor Kulübü Futbol Alt Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldırım, geceye ana yönetim kurulu üyelerinin bile mazeret göstererek gelmediğini iletti.
“Mazeretleri geçerli olabilir. İş toplantıları, hastaları vardır” diye düşünüp teselli bulmaya çalışıyordu ki…
Mazeret öne süren ve bilet almayan Karşıyakalı yeni ve eski yöneticiler ile her yerde “en büyük KSK’li biziz” diyen Karşıyakalı ileri gelenlerinin başka başka davetlerde boy boy fotoğraflarını ertesi gün gazetelerde görünce yıkılan Metin Yıldırım “yazıklar olsun” demekten kendini alamadı…

XXX

Soru-Cevap

Bir arkadaşım sordu: “İzmir’de stat yok. Para yok. Yıldız oyuncu yok. Seyirci yok. Ortaya konan futbol yok. Sebebi nedir?”
Ne diyeyim ki…
Deveye sormuşlar: “Neden boynun eğri?”
Cevap vermiş: “Nerem doğru ki…”

XXX

Acaba?

Dünya Cimnastik Şampiyonası bomboş tribünler önünde yapıldı…
Acaba orada da passolig mi uygulandı?..

XXX

Bekleyen derviş…

Göztepe Altay’ı 35 yıl sonra yenerek zincirleri kırdı…
Desene Göztepe, Altay’ı yenmek için “TAM 35” yıl beklemiş…

XXXX

Sporda motivasyonun önemi

Her zaman kulaklarını çok iyi bir şekilde çınlattığımız, “sporun bilimselleşmesi” ve “sporu spor adamlarıyla yapılması” gerektiğini dilleri döndüğünce anlatan değerli dostlarım Prof. Dr. Yavuz Taşkıran, Yrd. Doç. Dr. S. Mete Yazıcı başta olmak üzere spor bilimcilerinden çok şeyler öğrendiğimi her zaman itiraf ederim. “Gerçek dostlar” sporun bir adım öteye bilimselleşmekle gideceğini her zaman vurgularken, doğru yolu gösterip, fair play olgusundan da hiç bir zaman için ayrılmaması gerektiğini dilleri döndükçe anlatmaktadırlar.
Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksel Okulu’nda spor bilimi derslerinde verdiğim seminerlerde sporun spor adamları ile yapılması gerektiğini vurguluyor, medyada sporun önemini anlatıp, motivasyonun da başarıda ne kadar etkili olduğunu söylüyorduk.
Gerçekten de sporda motivasyon hazırlık dönemini çok iyi geçiren takımlara büyük bir artı katmaktadır. İşte bunun son örneği Karşıyaka U19 Futbol Takımında görüldü.
Karşıyaka Spor Kulübü Alt Yapı Futbol Şubesi Başkanı Metin Yıldırım Osmanlıspor maçı öncesi takımı Foça Leon Otelde kampa almak istedi. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi A Takım Ankara’da farklı yenilgi almış, moralleri bozmuştu. İkincisi de Osmanlıspor U19 Takımı gerçekten fizik yapısı ve oyun gücüyle fark ediliyordu. “Zor oyunu bozar”dı. Metin Yıldırım da, şube yönetimi ve teknik ekiple kafa kafaya vererek, “Bu çocuklara moral şart. Foça’da kampa alalım. Hep birlikte olalım” dedi.
Foça Leon Otelde kampa giren takımı alt yapı futbol şubesi yöneticileri yalnız bırakmadı. Maçtan bir gün önce hep birlikte yemek yendi. Teknik ekibin verdiği serbest saatte futbolcularla Foça’da gezintiye çıkıldı. Yönetici ve futbolcuların kaynaşması sağlandı. Ertesi gün kahvaltı, maç yemeği ve Foça-Bağarası yolculuğu birlikte yapıldı.
Başkan Metin Yıldırım ve Şube Yönetimi elinden gelen her şeyi yapmıştı. U19 takımı uzun yıllar sonra kampa giriyor ve maça böyle bir havada çıkıyordu. Yöneticiler yine futbolcularla birlikteydi. Bu kez bazı yöneticilerin eşleri ve çocukları da tribünde yerini aldı, 90 dakika “Kaf Kaf” çekti…
Sonuç ne oldu dersiniz?
3-0 Karşıyaka kazandı. Bu işe “mutlak favori” Osmanlıspor U19 takımı da şaştı kaldı…
İşte motivasyonun önemi… Ve zaferi…

XXX

Pelin nerede, Altar orada!

Altar Toker’i futbol dünyasında tanımayan hemen hemen yoktur. Son zamanlarda basketbola da el atan ve Bostanlıspor’da basketbol şubesini oluşturarak büyük işler başaran Altar Toker’i, Bostanlıspor’da futbol oynadığı dönemlerden tanıyan olarak onun yufka yüreğini, spor aşkını ve evlat sevgisini en çok bilenlerden birisiyim…
KSK tribünlerinde büyüyen, mecazi anlamda, damarını kessen “yeşil kırmızı kan akacak” bir sevdayla tutkunu olduğu Karşıyaka’ya hizmetleri de büyüktür.
KSK uğruna yollara düşen ve gitmediği deplasman kalmayan Altar Toker bugünlerde adeta üçe bölündü…
Nasıl mı?
Bir tarafta KSK, diğer tarafta Bostanlıspor…
Ya üçüncüsü diyeceksiniz?
O da büyük kızı, “en büyük aşkı” Pelin…
Altar şimdi Pelin’i uğruna yollara düştü…
Tenis oynayan ve turnuvalara katılan Pelin Toker nerede, Altar Toker orada!...
Başarılı tenisçi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen ve turnuvalara katılmaya başlayan Pelin, hedefini de çizdi:
Önce Türkiye Şampiyonu olmak sonra da her tenisçinin rüyalarını süsleyen Wimbledon’da raket sallamak…

XXXX

Neden boş?

Dünya Cimnastik Şampiyonası İzmir’de, Halkapınar Spor Salonu’nda yapıldı.
Açılış günü salona aracıyla gitmek isteyenler büyük bir eziyet çekti. Halkapınar Spor Salonu’nun yanındaki otopark, kullanım hakkı kendisinde olan Gençlik Spor Vakfı tarafından bir işletmeciye kiraya verildiği için hizmet vermiyordu.
Salonun giriş kapısı da “şampiyona için kapatıldı” gerekçesiyle sadece delegasyona açılıyordu.
Atatürk Stadı’nın girişi de polislerce “Vali bey gelecek” gerekçesiyle kapatılmış, içeriye araç alınmıyordu.
Peki, arabayla gelenler ne yaptı biliyor musunuz?
Evine geri döndü…
Böylelikle de şampiyona boş tribünler önünde yapıldı…

XXX

Vah… Vah… Vah…

Emektar Alsancak Stadı’nın “depreme dayanıklılık testi”nden geçememesi, sadece İzmir futbol takımlarını değil, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü personelini de vurdu!
Personel Atatürk Stadı’nın altındaki antrenman salonlarıyla, depo ve boş buldukları alanlara yerleştirildi. Sıkış tepiş ve birbiriyle dip dibe çalışma ortamı yaratıldı.
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’ne Metin Kaplan’ın müdürlüğü döneminde İl Özel İdare tarafından 1. Kordon’da harika bir bina verilmiş ancak, müdür “otoparkı yok” gerekçesiyle istememişti…
Şimdiki yerin otoparkı bol ama… Oturacak yeri yok!..

YORUMLAR

  • 0 Yorum